English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zayıflıyor

Zayıflıyor tradutor Francês

310 parallel translation
Kaleden gelen ateş zayıflıyor!
Le tir de la forteresse faiblit.
Gündüzleri radyo sinyali zayıflıyor.
Les signaux sont faibles.
# Batan güneş zayıflıyor
Le soleil couchant va disparaître
İyonizasyon, ana bölgede zayıflıyor.
L'ionisation est épuisée au secteur principal.
Zayıflıyor.
Elle est de plus en plus faible.
Hakanın oteritesi gittikçe zayıflıyor.
Le Khan devient oisif et prend de l " âge.
Sinyal zayıflıyor.
L'écho a disparu.
Sinyal zayıflıyor kaptan.
Ça diminue, Herr Kapitän.
Çünkü o gittikçe zayıflıyor, bense gittikçe güçleniyorum.
Elle s'affaiblit et je prends des forces.
Temas zayıflıyor, efendim!
Les bateaux s'éloignent!
Andrey gittikçe zayıflıyor.
Andrey est plus faible de jour en jour.
Akım zayıflıyor.
Le courant faiblit.
Zayıflıyor.
Il s'affaiblit.
Gelmesi gerek, gittikçe zayıflıyor.
Il faut qu'elle vienne. Elle maigrit.
Direncin her geçen gün zayıflıyor.
Tu t'affaiblis de jour en jour.
İnsanlarımız zayıflıyor ve ölüyorlar.
Nos hommes sont faibles et ils se meurent.
Lakin bu demek oluyor ki bedenim zayıflıyor.
Mais cela veut dire que mon corps s'affaiblit,
Deflektör ekranımız zayıflıyor.
Notre écran déflecteur faiblit.
Sinyal zayıflıyor.
Son signal faiblit.
Kararsızlığım gitgide artıyor ve irade gücüm hızla zayıflıyor.
Mon indécision grandit, alors que ma volonté ne cesse de faiblir.
- Yörüngemiz zayıflıyor.
- L'orbite se détériore.
- Zayıflıyor kaptan.
- En détérioration, capitaine.
Etkenler zayıflıyor.
Variance en diminution.
Kalkanlar zayıflıyor. Yeni kurulan korbomit aletiyle kendimizi imha edeceğiz.
Sur le point de lancer nouvelle procédure de destruction par corbomite.
Saptırıcılar dayanıyor ama zayıflıyorlar.
Les déflecteurs faiblissent.
Mr. Spock yörüngemiz zayıflıyor.
Orbite décroissante, M. Spock.
Dilityum kristalleri zayıflıyor. Bunu durduramıyoruz.
Les cristaux de dilithium se détériorent sans que l'on puisse y remédier.
Kalkanlar dayanıyor ama zayıflıyor.
Les boucliers tiennent, mais faiblissent.
Okumalarımız enerjinizin çok azaldığını gösteriyor, kalkanlarınız da zayıflıyor.
Nos détecteurs confirment que votre niveau de puissance est très bas.
Bölgeye ne kadar ilerlersek, hayati fonksiyonlarımız o kadar zayıflıyor.
Plus on s'enfonce dans la zone, plus nos fonctions vitales faiblissent.
- Aktarım zayıflıyor.
- Le transfert s'affaiblit.
Gözlerim zayıflıyor mu acaba?
Mes yeux me jouent-ils des tours?
... zayıflıyor gözlerim düşmanlarım yüzünden.
" car l'angoisse m'assaille de toutes parts.
Vurma sesleri zayıflıyor ama gidecek iki yön var gibi görünüyor.
Le bruit est de plus en plus faible, mais on dirait qu'il y a deux directions à prendre.
Havada kalma sabitleme devrem bitik. Ana devrem patladı, ve her iki beslememde zayıflıyor.
J'ai perdu ma flottaison, mon circuit principal est grillé,
Biri için her şeyden vazgeçen sensin sanıyordum. Hafızan zayıflıyor mu?
Je croyais que cela t'était arrivé de tout laisser tomber pour quelqu'un, tu n'as pas de mémoire?
Sert kasların dokuları zayıflıyor pulluktaki kırlaşmış öküz gibi ve artık gece düştüğünde arkamda iki kanat ışıldamıyor.
Les tissus des muscles durs s'affaiblissent comme l'ancien boeuf sur la charue et cesse lorsque tombe la nuit deux ailes de briller derrière moi.
Evet baba. Sınırlarınız şu anda daha da zayıflıyor.
Oui, père, ta puissante Frontière faiblit sans cesse.
Lazer gücü zayıflıyor!
La force du laser décline!
Zayıflıyor musun şişko?
Tu es au régime?
Kalkanlar zayıflıyor Kaptan. Torpidolar yüklendi.
Pensez vite, Cmdt Riker, et agissez vite.
Yansıtıcı-kalkan gücü zayıflıyor. Fazerler hazır.
Bienvenue à bord, M. Kosinski.
Karantina mührü zayıflıyor efendim.
Et vous confier le commandement de Starfleet Academy.
Yaratık buradayken, alan zayıflıyor.
Quand la créature est ici, le champ faiblit.
- Sinyal zayıflıyor.
- Le signal s'estompe.
Önce, zayıflık ve kararsızlık. Sonra korku, peşindeki şeyin korkusu kalbini kavrıyor.
L'incertitude fera place à la crainte... de la "chose", derrière vous!
Yabancı düşman bizi yoketmeye çalışıyor bizim aptallıklarımız ve zayıflıklarımız sayesinde.
L'ennemi étranger essaie de nous détruire avec notre stupidité et nos faiblesses.
İnsanlarsa bunu... Böyle dediğim için kusuruma bakma ama... İnsanlar bunu zayıflık işareti olarak algılıyor.
On prend ça pour un signe de soumission, pour un signe de faiblesse.
Zayıflığımızı ortaya çıkarıyor.
Vulnérables.
Bu yalnızca zayıflıktan kaynaklanıyor.
Tu es seulement faible.
Bir dakikalık zayıflık seni onlardan yapıyor, rahatlıyorlar, sonra kontrolü sen alıyorsun. Ama onların isteklerini onlara hatırlatmaman gerekiyor.
Tu te mets à leur ressembler, ils ne sont plus sur leurs gardes et tu reprends l'avantage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]