Çocuğu tradutor Francês
28,712 parallel translation
Kimseye, birkaç çocuğu dövdüğü için bu kadar ağır ceza verilmemiştir.
Personne n'a jamais été puni aussi sévèrement pour avoir frappé deux garçons.
Çocuğu bize ver, senin olsun.
Remets-le moi et c'est à toi.
Ve neden çocuğu vurmayı planlamıyorken yanına bir silah getirdin?
Pourquoi apporter une arme à moins de vouloir lui tirer dessus?
Bu kadının o çocuğu gerçekten affetmesi imkansız.
Y a pas moyen que cette mère souhaite lui pardonner.
- Çocuğu suçluyorlar mı?
Il a été inculpé?
Annesinin yasını tutması gereken siyahi bir çocuğu FBI cidden apar topar suçlamak mı istiyor?
Le FBI veut vraiment participer au déraillement d'un jeune noir innocent qui devrait pleurer sa mère morte?
Çünkü Caleb oraya yerleştirdi. Silahı kardeşinin stüdyosuna yerleştirmesi gibi. Böylelikle Hapstall ailesinin tek çocuğu olarak annesi ve babasının mirasına konabilecekti.
Parce que Caleb l'a mise là... tout comme il a caché le pistolet dans le studio de sa sœur... tout ça pour s'assurer qu'il était l'unique enfant Hapstall, libre d'hériter de l'argent de Papa et Maman.
Emir okuldaki çocuğu dövünce duruma el koyduk.
Et quand Emir a battu cet élève, nous l'avons rejeté.
Sayın Sekreter muhteşem eyalet Alabama, Birleşik Devletler Başkan Yardımcılığı için 29 oyunu Bakan Catherine Durant'e 26 oyunu First Lady Claire Underwood'a geri kalan 3 oyunu da kendi çocuğu, Mobile Belediye Başkanı Jane Winthrop'a veriyor.
Le grand État de l'Alabama, pour le siège de vice-président, donne 29 voix à la ministre Catherine Durant, 26 voix à la Première dame Claire Underwood, et les 3 voix restantes à la maire de Mobile, Jane Winthrop.
Nafaka ödeyen ve iki çocuğu da ilerde kendisiyle konuşmayacak şişman, çirkin ve ukala bir polissin.
Un gros flic odieux qui sait tout, qui a une pension à payer et deux gamins qui ne lui parlent plus?
Yalancı orospu çocuğu seni.
Sale petit menteur.
Seni böcek yiyen orospu çocuğu.
Espèce d'enfoiré mangeur de mouche!
Bunun Juliette'in çocuğu olmasını istediğini düşünmeden edemiyorum.
Je ne peux pas m'empêcher de me demander si tu penses que ça aurait dû être l'enfant de Juliette, pas le mien.
İğrenç orospu çocuğu.
Pourriture de connard.
Neden o zavallı çocuğu öldürdü ki hem?
Et pourquoi il a cru pouvoir sortir et tuer ce pauvre gamin?
Çocuğu getirmekle görevliydin.
Tu étais chargé d'aller chercher l'enfant.
Her gün güneydeki kenar mahalleleri gezerken çocuğu öldürmekten başka şansım olmadığı aklına gelmedi mi?
N'as-tu donc jamais pensé, en le cherchant dans les bas quartiers du Sud, que je n'aurais d'autre choix que de le tuer?
Küçük bir çocuğu öldürebileceğini hiç düşünmezdim.
J'ignorais que vous vous abaisseriez à tuer un enfant.
Gök Tanrı'ya Kaydu'nun ölümünü sormak için bir dağa tırmanıyorsun ama bir çocuğu öldürdün hem de güvendiğin herkese karşı çıkarak.
Vous gravissez une montagne pour demander à Tengri si Kaidu doit mourir, mais vous tuez un enfant contre la volonté de tous ceux en qui vous avez confiance.
Çocuğu bulup onu getirmenin sorumluluğunu üstlenmek istemiyorsun.
Tu ne veux pas assumer les conséquences d'avoir trouvé et ramené le garçon.
O çocuğu öldürmenin bana keyif vermediğini utanmadan söyleyebilirim.
Je le dis sans honte, cela ne m'a procuré aucun plaisir de tuer ce garçon.
Çocuğu bize ver, senin olsun.
Relâche-le, et elle est à toi.
Sammi o çocuğu büyütmeye uygun biri olmadı hiç. Bunun suçlusu bir bakıma da sensin.
Sammi n'a jamais été faite pour élever ce garçon, et c'est en partie ta faute.
Yapma ama çocuğu rahat bırak.
Lâche-le un peu.
Conway yemi yutup, "okul çocuğu" ve "güzel" ile ekmeklerine yağ sürdü.
Conway a mordu à l'hameçon et sorti "petit garçon" et "jolis", soit "joli garçon".
Orman çocuğu Mowgli gibi egzotik.
Aussi exotique que Mowglie, le garçon de la jungle.
Gerçek bir Delhi çocuğu gibi konuştun!
Voilà qui est parler comme un vrai mec de Delhi.
Ve siyahi bir kadınla evli olup... üç şirin çocuğu olduğunu söylemiş olsaydım?
Si je te disais qu'il était marié à une femme noire et avait trois beaux enfants?
Müstakbel çocuğu için neler çektiğini sadece bir anne bilebilir.
Seule une mère peut comprendre ce qu'elle endure pour son futur enfant.
Açılsana onun bunun çocuğu!
Ouvre, connard!
- Çocuğu yalnız bırak.
- Papa! - Laissez le petit tranquille.
Onlar evleri soruşturmaya gidiyorlar. Sen başka personel bulamayacaksan ben Salter Hebble Lisesi'nde uyuşturucu satan 15 yaşında bir çocuğu tutuklayacağım. - İyiymiş.
Il vont au porte à porte, donc, sauf si vous trouvez plus de personnel, je vais arrêter un jeune de 15 ans à Salter Hebble High pour trafic de skunk derrière le bâtiment des sciences.
O bu ülkenin çocuğu...
Il est le fils de ce pays.
Sadece yere at orospu çocuğu.
Descends ce fils de pute.
"Çocuğu öldür."
"Tuez le garçon."
Tanrım. Şu orospu çocuğu.
Ce fils de pute.
NYPD'ye verilen bir ifadeye göre Henry'nin okulundaki nöbetçi öğretmen çocuğu babasının aldığını ama polis geldiğinde Henry'nin babasının fotoğrafını gösterince aynı adam olduğunu düşünmediğini iddia etmiş.
D'après la déposition donnée à la police, l'agent scolaire de l'école d'Henri prétend que le père a récupéré l'enfant, mais quand la police a montré une photo du père d'Henri, elle ne pensait pas que c'était le même homme. Voiture identique, différente personne.
Bir çocuğu saklamak için oldukça mükemmel görünen eski bir depo.
Un entrepôt inoccupé, ça semble parfait pour cacher un enfant.
Çocuğu bulduk, şimdi iyi.
On a trouvé l'enfant, il va bien.
Öyle bir çocuğu Ducati'ye bindirirsen babasının görüşünden kurtulmak için dikiz aynaları kırar.
Tu mets un enfant comme ça dans une Ducati, et lui fais faire un tour de voiture éraflant les rétros pour attirer l'attention de papa.
Bir çocuğu kaçıramayız.
! On peut pas kidnapper un enfant.
Orospu çocuğu.
Fils de pute.
Ömür boyu bu iştesin orospu çocuğu. Kıçını kaldır ve yarın sabah orada ol.
T'es dans ce jeu pour la vie, enculé, donc ramène ton cul au spot demain matin.
Çocuğu gözümün önünden sadece bir dakika ayırdım.
Je l'ai laissé hors de ma vue seulement une minute.
Kardeşim kokain bağımlısı ama çocuğu iyi.
C'est une camée, mais il est ok.
Yanında iki çocuğu var adamım.
Elle a deux gosses!
Greg'ten olma çocuğu.
Le garçon qu'elle a eu avec Greg.
Evet, artık resmi olarak Springfield'ın kötü çocuğu sensin.
Yep, t'es officiellement le bad boy de Springfield maintenant.
- Çocuğu korumak için.
- Pour protéger le garçon.
Ahmet'in, Han'a o cocugu idam etmesini tavsiye edecegini biliyordun.
Tu savais qu'Ahmad conseillerait au khan d'exécuter ce garçon.
Sert cocugu oynamaya devam et. Durma hadi.
Continue à jouer les durs, vas-y.