Çok beklersin tradutor Francês
228 parallel translation
Çok beklersin.
Optimiste!
Daha çok beklersin!
Tu ne l'auras pas.
Çok beklersin ihtiyar.
N'anticipez pas, mon vieux.
Çok beklersin.
Etrange.
Ben burada kafayı yiyorum sen bana ömür boyu mahkum olmu diyorsun? Çok beklersin.
J'échappe à une condamnation, c'est pas pour m'en coller une autre.
Bir delilik gösterisi bekliyorsan, çok beklersin.
Ne vous attendez pas à un étalage de folie.
Çok beklersin.
Je n'oserais pas.
- Çok beklersin.
- Tu parles!
- Çok beklersin.
- Prêts, mon cul!
- Çok beklersin.
- Sûrement.
Çok beklersin.
Alors là, mon vieux, il faudra patienter.
Bir kadının karar vermesini bekliyorsan, daha çok beklersin.
Quand on attend qu'une femme se décide... ça peut être long.
Çok beklersin.
Pas question!
Çok beklersin bok herif.
Rêve toujours, couille molle!
- Evet, çok beklersin.
Ce n'est pas pres d'arriver.
- Çok beklersin.
- Ne retenez pas votre souffle.
- Çok beklersin.
Va te faire foutre.
- B ) Çok beklersin.
- Et secundo, jamais de la vie.
Çok beklersin, Gordon!
Faut pas rêver, Gordon!
Çok beklersin!
Rêve toujours!
Çok beklersin!
- Ça m'étonnerait.
Çok beklersin.
N'y comptez pas trop.
Çok beklersin.
- Ce n'est pas demain la veille.
Evrenin mantıklı bir şey yapmasını istiyorsan daha çok beklersin.
Si vous attendez que l'univers ait un sens... vous attendrez encore longtemps.
Daha çok beklersin.
Il va y avoir une longue attente.
Daha çok beklersin!
Grand bien vous fasse.
Tamam, fakat yine de bana "diliyorsun" dedi. Bilirsin sanki şey der gibi : "Tabi, çok beklersin."
Quand même, il m'a dit "souhaitez", genre : "Faut pas rêver, vieux."
Çok beklersin.
- Tu rêves.
Çok beklersin, seni alçak solucan.
Parce que tu crois qu'on ne va pas se défendre?
Çok beklersin.
Mais bien sûr!
Çok beklersin!
- Ma tante Fanny.
Çok beklersin.
Dans tes rêves.
Barış için geldik. Çok beklersin!
Ma race trouvera cette information certainement très utile.
Çok beklersin!
Tant pis pour vous!
- Çok beklersin.
- Tu es à Los Angeles!
Daha çok beklersin.
Tu n'as pas fini d'attendre.
Çok beklersin, dostum.
Compris? Va crever, mon pote.
- Çok beklersin.
- T'aimerais bien!
Çok beklersin Kont Drunkula.
Mettez-la où je pense, comte Alcoola...
Çok beklersin.
Tu rêves!
Çok beklersin, Harris.
Tu peux te gratter.
Çok beklersin.
Trembler!
Çok beklersin!
Pas question.
- Çok beklersin.
- Vous m'avez bien vue?
Özür dilememi istiyorsan çok beklersin.
Si tu veux des excuses, c'est peine perdue.
Eğileyim mi? Çok beklersin.
Laisse-moi rire.
Böyle oluyor işte. Bazen mutluluğu bulmak için çok uzun zaman beklersin.
Parfois, on attend longtemps le bonheur.
Bir gün bunun için bana teşekkür edeceksin. Çok beklersin.
Mon cul!
- Çok beklersin. Los Angeles'tasın!
Je croyais que c'était une envie spontanée de sexe!
Tıpkı ilkokuldaki gibi, iki taraftan birisinin top oynamak için seni seçmesini beklersin, ama çok küçüksündür, çok aptalsındır, veya belki çok tuhafsındır.
Comme à l'école, t'attends qu'une équipe ou l'autre te choisisse pour jouer à la balle... mais t'es trop petit, trop bête, ou trop bizarre.
Çok beklersin.
- Un burger?
çok beğendim 105
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26
çok büyüktü 16
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26
çok büyüktü 16