English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ç ] / Çünkü bu

Çünkü bu tradutor Francês

27,137 parallel translation
Bu rapor hakkında seninle konuşmalıyız, Buzz. Çünkü bulduğun bu kısmi izleri babanın cinayetindeki bir tanığa ait olası bir parmak izi oluşturmada kullanmak için bile bir soruşturma sebebi gerek.
Nous devons vous parler de ce rapport, Buzz, parce que, pour utiliser les empreintes que vous avez trouvé et en extraire l'empreinte vraisemblable d'un témoin témoin du meurtre de votre père, il faut une raison d'enquêter.
Çünkü bu Becky hanım, seni acınası hale getiriyor.
Parce que cette Becky te fait sentir misérable.
Saklanıyoruz çünkü bu bir sır ve sırlarla yapılması gereken budur.
Oui, parce que c'est un secret, et les secrets, on les garde secrets. Oui, mais quel est l'intérêt?
Hayır ağlamayacaksın çünkü bu video montaj.
Non, tu ne va pas le faire car cette vidéo est totalement fausse.
Çünkü bu şehir benim, ve burada büyüdüm ve siz de buradan geçiyorsunuz. Turist gibisiniz.
Parce que c'est ma ville, et que j'y ai grandi, et que vous faites qu'y passer, en touristes.
Çünkü bu kez inanmayı ve bebeğimin iyi olacağına güvenmeyi seçiyorum. Tanrı tersini söyleyene kadar.
C'est différent cette fois, parce que cette fois, je choisis d'avoir foi en une bonne fin pour ce bébé jusqu'à ce que Dieu lui même, me dise autre chose,
Beni sakın bu işe karıştırma çünkü bu tür durumlarda arada kalmaktan bıktım.
Ne m'implique pas dedans parce que j'en... J'en ai marre d'être coincée dans un entre-deux.
Zekânı kimse için indirgeme çünkü bu garajda bunları yapabiliyorsan bir düşün dışarıda insanlar için neler yapacaksın.
N'entrave jamais ton intelligence pour personne... parce que si tu fais ça dans ce garage, imagine ce que tu auras à faire dehors pour les humains.
Çünkü bu, sanki bir şey yapmam ya da değiştirmem gereken bir işaret gibi.
Ça veut dire qu'il faut que je fasse ou que je change quelque chose.
Bazen bir kaptan, rağbet görmeyen kararı vermek zorundadır çünkü bu onun sorumluluğudur.
Parfois un commandant doit faire une chose impopulaire car c'est sa responsabilité.
Çünkü bu nükleer patlamayı durduramazsak tam kapasiteyle çalışan bir zaman sürücümüz olması iyi olur.
Tout à fait exact, parce qu'au cas où nous ne pouvons pas arrêter cette explosion nucléaire, une énergie de temps fonctionnelle pourrait arriver à point nommé.
Çünkü bu YOLO'dan sıkıldım artık.
Parce ce que je te YOLO.
Hayır, çünkü bu gece uyumayacağız.
Non, parce qu'on ne va pas dormir cette nuit.
Ben güvenli değilim çünkü bu aptal yara yüzünden kızlarım da hedef olup zarar görebilir.
Je ne suis pas prudent à cause de cette stupide cicatrice, et du risque que ma copine se fasse attraper dans toute cette chasse.
Çünkü bu binanın içinde bize lazım olan çok önemli bir şey var.
Parce qu'il y a quelque chose à l'intérieur de ce bâtiment qui est vraiment important dont on a besoin.
Tamam, bir tek şapkası olan benim biliyorum ama şapkalarınıza sahip çıkın çünkü bu adamın profilini...
Ok, je sais que je suis le seul qui porte un chapeau, mais tenir sur vos chapeaux, parce que je vais profil la merde hors de ce type.
Çünkü bu akşam size gerçek gösteri nasıl yapılır göstereceğim.
Parceque ce soir, Je vais organiser ma propre soirée.
Çünkü arkadaşlarının durumu tam netlik kazanmadan bu çok tehlikeli olabilir.
Car sans une meilleure compréhension de la condition médicale de tes amis, ce pourrait être très dangereux.
Bu çok kötü oldu çünkü sanki bütün gece beni çapirdi.
C'est dommage... parce que c'est comme si il m'avait appelé toute la nuit.
Bu yüzden hayatta başarılı olacaksın çünkü insanlara çatal veriyorsun.
Et c'est pour ça que tu réussiras dans la vie... car tu vas chercher les fourchettes.
Daha önceden hiçbir şeye üzülmeyen biriydim çünkü çok olumlu bir insanım ama bu Sue'nun Yılı 2.0.
Je pense qu'avant, j'aurai laissé tomber parce que je suis une personne très positive, mais c'est l'année de Sue 2.0.
Çünkü sana izin vermedilerse bu onun karşılık verdiğini gösterir.
Pourquoi? C'est du matériel à 400 000 dollars, et vous n'avez rien à faire ici...
Onun üstüne bir de buradaki herkesin kalıcı düşmanı olurum çünkü buralarda yapılabilecek en kötü şey bu tarz bir davranış.
[MUSIQUE DRAMATIQUE]
O seni korumak için orada, bu yüzden onu korumanın bir yolunu bulsan iyi edersin, kahretsin Harvey, çünkü ona orada bir şey olursa ve sen hiçbir şey yapmazsan, seni asla affetmem.
- Pose ça.
Çünkü aslında bu borcu ben sana veriyorum.
Mais tu t'es confié et je sais tout de toi.
Çünkü seni bu işe sokan benim.
m'a fait enfermer il y a 13 ans.
Burada olmamdan bu yüzden nefret ediyorsun. Çünkü sana ne yaptığını, ondan nasıl vazgeçtiğini hatırlatıyorum.
C'est pourquoi tu détestes que je sois ici, car ça te rappelle ce que tu as fait, que tu as renoncé à elle.
Bu konuda iyi şanslar dilerim çünkü laparatomi yapılacak. Bu kadar kaba davranmana gerek yok. Ben kaba davranmıyorum!
C'est lui?
Bu Donahuelar ile son aile tatilimizdi çünkü ertesi yıl onlar Hawaii'ye gitti.
C'était nos dernières vacances avec les Donahue, parce que l'année suivante ils sont allés à Hawaï.
Çünkü başka bir şeye bu kadar heyecanlanmazsın.
Car rien d'autre ne t'exciterait autant.
Bu konuyu açtım çünkü eninde sonunda beni anlatmaya zorladı.
Je l'ai seulement mentionné car... j'ai dû parler à quelqu'un, au bout d'un moment.
Çünkü benim işim bu.
Parce que c'est mon boulot.
Çünkü ; belki, onu davet etme fikrine ısınıyordum, ama şimdi "bu öğleden sonra" dediğim kabus gerçekleşti
Parce que peut-être que... J'avais envie de l'inviter, mais maintenant, c'est un cauchemar appelé "cet après-midi", je peux voir que je ne suis pas prêt.
Bu akşam çıkamam, çünkü arkadaşlarımdan birinin babasıyla yemeğe gidiyorum tesadüfen.
Je ne peux pas rester ce soir, car je dois diner avec le père d'un ami, pure coïncidence.
Çünkü eğer bu şeyler olmasaydı ilişkiler daha kolay olurdu ve o da işinden olurdu.
Si ces choses là n'existaient pas, Les relations amoureuses auraient été facile pour tout le monde et lui se serait retrouver sans travail.
Çünkü ben insanlığa olan bu aptalca sevgisine inanmadım.
Parce que je n'adhérais pas à son amour obsessionnel et compulsif pour l'humanité.
Bu doğru değil çünkü böyle düşünmüyorum.
Mais j'aurais pas d �. Je suis pas d'accord.
Britanya'da 1965'den beri yaratıkla alakalı ölüm olmadı çünkü biz işimizde işte bu kadar iyiyiz.
Il n'y a eu aucune mort liée à un monstre depuis 1965 parce que nous faisons bien notre travail.
Bu yüzden Lucifer kaçıyor, çünkü zayıf.
C'est pour ça que Lucifer fuit. Parce qu'il est faible.
Çünkü benim ufak bir kuşum var, Ve bu kuşu doğru insanlara gönderdiğimde Mesaj bildiğiniz kişiye ulaşır.
Parce que j'ai un petit oiseau, et je lâche mon petit oiseau vers les bonnes personnes jusqu'à ce que mon message arrive jusqu'à qui vous savez.
Şey, bu garip, Ned, Çünkü ofisteki bilgisayarına göre Gece 3 : 02 de bilgisayarına giriş yapmışsın, Cinayetten dakikalar önce.
C'est étrange, Ned, parce que votre ordinateur de bureau dit que vous vous êtes connecté à 3h02, quelques minutes avant le meurtre.
Çünkü açıkça bizden bir şey saklıyorsun Hayley... Bu dava ile bağlantılı birşey.
Parce que manifestement quelque chose cloche chez toi, Hayley quelque chose en rapport avec cette affaire.
Benim kitabımda bu çiçek ve çikolatadan bile daha önde çünkü birini sevdiğinde o tür saçmalıklar yapmamak elde olmuyor.
Dans mon manuel, c'est juste au-dessus des fleurs et du chocolat, parce que quand tu aimes quelqu'un, parfois tu dois aller à ces extrêmes.
Çünkü onu çok seviyorsun ve bunda yanlış hiçbir şey yok.. Aynı benim seni sevdiğim halde bir şekilde incitmeyi başardığım gibi.. Bu aklımda bile olmayan bir şey oysa.
Parce que tu l'aimes tellement, et il n'y a pas de problème avec ça, et je t'aime, et la pensée que tu sois blessé... n'est pas une option que j'accepte.
Çünkü eğer bu Bonnie Bennet ile son anlarımsa eğer beni duymanı istiyorum.
Parce que si c'est mon dernier moment avec toi, Bonnie Bennett, J'ai besoin que tu m'écoutes.
O zaman o iki masum çocuğu kaçıracağım çünkü yapılacak doğru şey bu.
Je kidnapperai ces deux enfants innocents, car c'est ce qu'il faut faire.
Çünkü ne kadar üzücü olsa da bu benim kavgam değildi.
Car aussi triste que ça le soit, ce n'est pas mon combat.
Bu beni rahatsız ediyor çünkü kontrol edemiyorum.
Et ça m'énerve, tu sais pas à quel point. Parce que je ne peux pas la contrôler.
Bu daha iyi fikrim çünkü her şey bundan daha iyidir.
C'est mon idée, parce que tout est mieux que ça.
Bu iyi, çünkü aksi halde... onları tedavi etmem için verecek paran olmazdı.
C'est une bonne chose, parce que si c'était pas le cas, t'aurais pas de quoi payer pour que je les soigne.
Çünkü yaptığın şey sayesinde şimdi hâlimizle ailenin yok olması arasında duran tek şey bu.
Parce que c'est la seule chose qui compte maintenant. Parce que, grâce à toi, c'est la seule chose qui préservera cette famille de la destruction.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]