Çünkü tanrı tradutor Francês
1,197 parallel translation
Neden? Çünkü Tanrı yapmasını istedi.
"Pourquoi?" "Parce que je suis Dieu et que je te le demande."
Çünkü Tanrı onu, kendine çağırdı. Vücudunu toprağa veriyoruz.
Parce que Dieu a choisi de rappeler à lui notre bien-aimé frère Ray nous le rendons à la terre.
Öylece geleceğim ve vuruşumu yapacağım, çünkü Tanrı'yı düşünüyorum.
Je suis direct parce que je pense à Dieu.
Hindular, Müslümanlar, Museviler, Hıristiyanlar dönem dönem birbirlerini öldürürler çünkü tanrı onlara bunun iyi bir fikir olduğunu söylemiştir.
Hindous, musulmans, juifs, chrétiens, tous veulent se buter les uns les autres parce que Dieu leur à dit que c'était une bonne idée!
Ölmekten korkuyorsun çünkü Tanrı'nın yargısından korkuyorsun.
Vous avez peur de mourir car vous craignez le jugement de Dieu.
İnancını yok etmeye çalışıyorsun... kendi inançlarının gereçleriyle... acından dolayı... çünkü Tanrının senden vazgeçtiğini düşünüyorsun.
Vous voulez tuer votre foi avec les instruments de votre croyance, à cause de votre douleur, parce que vous pensez que Dieu vous a abandonné.
Çünkü tanrı onlara, inanmalarını sağlamak için hiç mucize sunmuyor.
Dieu ne fait aucun miracle pour gagner leur foi.
Çünkü Tanrı her yerdedir.
Parce que Dieu est partout.
Çünkü Tanrı'yla konuşuyor olmam delirdiğim anlamına gelmiyor.
Ce n'est pas parce que je parle à Dieu que je suis fou.
Çünkü tanrıya yemin ederim, adamım, Böylece seni kahrolası listeden çıkartacağım..
Parce que, je te jure, je vais t'éliminer de ma vie comme ça.
Çünkü Tanrı'yı ihmal edişimiz, açlık ve salgınla, savaş ve esaretle cezalandırılmalıdır.
Pour avoir négligé Dieu, nous serons punis par la famine, la peste, la guerre et la captivité.
Tanrım, çünkü bir kere yaptırdı zaten.
Tant mieux, parce qu'elle se l'est déjà fait refaire.
Çünkü bizler için tek bir şey vardır, günahkarlarız biz, Tanrı'nın gözünde mükemmelliğe erişebilmek koşulsuz aşka bağlıdır yazılmış kelimeleri ve konulmuş kuralları koşulsuz bir aşkla sevmeye bağlıdır.
Il n'existe qu'une façon, pour nous qui sommes pécheurs, d'atteindre la perfection aux yeux de Dieu. Par l'amour inconditionnel... de chaque mot des écritures, par l'amour inconditionnel de la loi.
Ben her zaman Tanrı kıçımı öpebilir diyordum. Ama yarım saat önce hayat şarkımı değiştirdim. Çünkü dışarıdan içeri girmeye çalışan her ne ise doğruca Cehennem'den gelmiş olduklarını biliyorum.
J'ai toujours dit que j'emmerdais Dieu mais j'ai changé de refrain il y a 30 mn parce que ce que nous avons là, c'est le diable en direct de l'enfer.
Tanrı hoş görmez bunu. Ölülere ve doğaya karşı gelmektir bu. Akla da sığmaz bu, çünkü akla en uygun gelen şeydir babaların ölmesi.
C'est une offense au ciel, une offense à nos morts, une offense à la nature et à la raison, qui accepte la mort des pères.
Oh, Tanrım, bu çok kötü çünkü bunlar en mühim şeyler, inan bana.
Dommage parce qu'on a fait du boulot de première.
Son duanızı edip Tanrı'yla barışın, çünkü ölmeniz gerekiyor lordum.
Faites votre paix avec Dieu... car vous devez mourir.
çünkü, biliyorsun, seni TV'de epey izledim ve... yani, ben... okul çocuğu gibi çarpılmıştım sana... oh, Tanrım... epeydir.
J'ai eu le béguin pour vous comme un collégien, pendant... une éternité.
Çünkü bence cinsellik Tanrı tarafından verilmiş bir hediyedir.
Je suis convaincue que la sexualité est un don de Dieu.
Yapmazsan Tanrı yardımcın olsun çünkü başka hiçkimse olmayacak.
Sans quoi, recommandez votre âme à Dieu.
Aslında bu bir aşk duygusu değil. Çünkü sen ; Buda, İsa ve dayanma gücü veren bir Tanrısın.
"Ce n'est pas de la myrrhe, mais vous êtes Krishna, le Christ et Dionysos" "par votre beauté, votre tendresse et votre force."
Çünkü o, bizim Tanrı korkusu taşıyan insanlar olmamızı sağlayan, aile değerlerine inanıyor.
Parce qu'il croit en la famille... dans les valeurs qui nous font craindre Dieu.
Bu lanet yapıt senin için mi? Çünkü siz büyüdünüz ve siz büyüdünüz ve siz büyüdünüz. Tanrım.
Je fais tout un cinoche parce que t'es devenu grand!
Ama şunu unutma, Tanrı erkeği yarattıktan sonra Havva'yı yarattı çünkü hepimizin konuşacak, yükü omuzlamamıza yardımcı olacak birine ihtiyacımız olduğunu biliyordu.
Mais souvenez-vous, après avoir créé l'homme, Dieu a créé Eve... car il savait que nous avons tous besoin de parler à quelqu'un... d'une épaule pour nous soutenir.
Sesli harf almam lazım çünkü, oh, Tanrım!
J'achète une voyelle... Parce que... Oh, mon Dieu!
- Çünkü bunu Tanrı emretti.
Parce que Dieu me l'a ordonné.
Çünkü sen eski bir meleksin... ama ben Tanrı'ya, cennete hiçbirine inanmadım.
Vous êtes un ange déchu... et moi j'ai jamais cru en Dieu ni au ciel...
Yemek ve giysi için ve aile için de, Tanrım, teşekkür ederim. Umarım Rory bodrum katını sever, çünkü ben sevmiyorum.
Pour le repas, nos habits - pour notre famille, merci mon Dieu, du fond du coeur... tout ce que j'espères c'est Rony restera tout seul parce que moi je l'aime pas!
Tanrıya şükür ki, atladınız, çünkü atlamasaydınız sizi beni atmam gerekecekti.
Heureusement que vous avez sauté! Autrement, j'aurais dû vous pousser!
Çünkü umurumda değil. Seni matematik tanrısı olmadan önce de tanıyordum.
Je te connaissais avant que tu sois un dieu des maths.
Çünkü burada bu gün yargılanan Jim Williams olmasına rağmen şartlara baktığımda kendimi onun yerinde düşünüyorum ama Tanrının sayesinde, siz bulunmuyorsunuz ne de ben.
Parce que même si c'est Jim Williams qu'on juge aujourd'hui... quand j'examine les circonstances... je pense que... c'est là... sans la gr † ce de Dieu, que vous seriez... ou moi-même.
Geride kalan ormanların muhafızlarıysa muazzam Ormanın Ruhu'na sadık olan dev hayvanlardı. Çünkü o zamanlar ormanlara tanrılar ve şeytanlar hakimdi.
Les dernières étaient gardées par de gigantesques bêtes... vassales du grand esprit de la forêt... car c'était l'âge des dieux... et des démons.
- Çünkü seni seviyorum, Tanrı aşkına!
Parce que je t'aime, pour l'amour de Dieu!
Çünkü benim kız kardeşim kocanın seni dövdüğü gibi dövülseydi, Tanrı'ya yemin ederim onun boynunu kırardım.
Si ma fille était battue par son mari, je le tuerais.
Çünkü kişinin birşeye eğilimiyle uğraşıyor, Tanrı'nın iradesine karşı gelerek.
C'est parce qu'il décrit l'inclination de l'homme contre la volonté de Dieu.
Çünkü ben öyle söylüyorum. Tanrı aşkına! Dağıtımı kafeteryadaki gibi yapacağız.
On servira les sandwiches comme à la cafétéria.
Çünkü yarı Tanrı ve tam bir deli olduğumu biliyor.
Il sait que je suis une demi-déesse et folle à lier!
Yanlış yerde diz çöküp, yanlış tanrıya dua etmiş olmalılar çünkü militanlar tarafından esir alınmışlar.
Qui sait quel Dieu elles ont prié parce qu'elles sont retenues prisonnières par des militants.
Çünkü artık iklimi Tanrı değil ben yönetiyorum.
Le temps ne dépend plus de Dieu, mais de moi.
Çünkü onu ne olarak görürseniz görün, Tanrının tüm duaları duyduğuna inanıyorum.
Car je crois... que Dieu, quel que soit le nom que vous lui donnez, entend chaque prière.
Seni öldürmekten korktu çünkü kraliyet ailesinin gücü Tanrı tarafından seçilmişlikten geliyordu.
Il refusa de vous tuer, car son accession au trône reposait sur le caractère sacré du sang royal.
Çünkü ben kralım, beni Tanrı seçti.
Mais pas moi, car je suis roi, décrété par Dieu.
Çünkü burada Tanrı yok.
Je sais. Parce qu'il n'y a pas de Dieu, ici.
Çünkü o kadar... o kadar Tanrısızdır.
Parce qu'il n'y a pas... de Dieu.
Chris onları almayı bırakmamı söyledi çünkü böylece tanrıya inanabilirim... ve çözülmedim.
Chris m'a dit d'arrêter parce que comme ça, je croirais en Dieu... et je disparaîtrais.
Aşkları ikisi tarafından da gözetilmelidir çünkü inkâr edilmiş aşk Tanrı'dan emanet aldığımız ruhlarımızı kavurur.
Que l'on se souvienne de leur amour, car l'amour contrarié corrode l'âme.
Çünkü sen Tanrıçandan çok daha güzelsin diye sararıp solmuş kederden, bak! "
"déjà malade et pâle de chagrin " de voir que sa servante est bien plus belle qu'elle. "
Tanrım, eğer benim gerçekten gay olduğumu sanarlarsa Beni her yerde yeterince sikerler, çünkü sigara içmem, futbol oynamam... ve I.Q.'um 25'in üzerinde.
Bon sang, si jamais ils savaient... lls se foutent déjà de moi parce que je joue pas au foot et que j'ai un Ql supérieur à 25.
Muhtemelen ben de bakarım Ama Michael'a bir şey olursa Tanrı yardımcın olsun, Jackie, çünkü Michael acı çekecektir.
Et moi aussi, je crois. Mais s'il arrive quelque chose à Michael, Dieu te préserve... car lui, il souffrira.
Tanrı yardımcım olsun çünkü durdurmam imkansız.
je ne peux rien faire pour l'empêcher.
Ve sen sunumu kendin yaparsın, çünkü, tanrıya şükür ki ben ölmüş olurum.
Et tu fais ton discours toute seule parce que, Dieu merci, je serai mort.
tanrım 20459
tanrim 140
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrim 140
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrı sizi korusun 208
tanrı yardımcınız olsun 28
tanrım bana yardım et 28
tanrı korusun 98
tanrı bizi korusun 55
tanrıya şükürler olsun 81
tanrı seni kutsasın 43
tanrı sizinle olsun 57
tanrım bize yardım et 16
tanrıya şükür 494
tanrı yardımcınız olsun 28
tanrım bana yardım et 28
tanrı korusun 98
tanrı bizi korusun 55
tanrıya şükürler olsun 81
tanrı seni kutsasın 43
tanrı sizinle olsun 57
tanrım bize yardım et 16
tanrıya şükür 494