Özel tradutor Francês
54,427 parallel translation
Ben Frank Hamer, özel dedektifim.
Je suis Franck Hamer, agent spécial.
Devletin imkanlarına saygı duyuyorum ama özel sektörde, bizim aklını alacak kadar çok çözümsel aracımız var.
Malgré mon respect pour le gouvernement, dans le secteur privé, nous avons des instruments analytiques à vous couper le souffle.
Özel olarak, kusura bakmazsan.
En privé, si ça ne te dérange pas.
Özel olarak konuşabilir miyiz efendim?
Pourrait-on parler en privé, monsieur?
Dinle, anne ve kızlarının arasında özel bir bağ vardır.
Une mère et sa fille partagent un lien spécial.
Mısır, imparatorun özel bölgesiydi.
L'Égypte était le territoire personnel de l'empereur.
Aslında orası onun toprağıydı ve Cassius'un görevi orayı kontrol etmek yani imparatorun özel topraklarını kontrol etmek demekti.
C'était ses terres à lui. Cassius avait pour rôle de garder le contrôle de l'Égypte et des terres privées de l'empereur.
Bu basit, özel, sosyal öğlen yemeği sayesinde imparatorluk meselelerinden uzaklaşmak iyi oldu.
Il est agréable de délaisser un peu les affaires de l'empire pour profiter de ce déjeuner dans l'intimité.
En kötüsü ise birçok sorunu olan özel bir kanun meclisten geçti.
Il a réussi à faire approuver ses documents par le gouvernement.
Bunu okuduktan sonra, birkaç gün önce mecliste elektrik üretim tesisleri için özel bir yasa çıkarılması konusunda yaptığın baskı aklıma geldi.
Ce rapport m'a rappelé l'un des projets de loi que vous avez fait passer il y a peu. La loi pour le développement de la production d'énergie a été encouragée par votre action.
Burada en önemli olan şey herkesin bu rezil fotoğrafın özel hayatının ihlali olduğunu anlaması.
Les gens doivent surtout comprendre que cette photo scandaleuse est une violation de ta vie privée.
- Annenin özel doğum günü pankekleriyle başladığın büyük gün.
- Que tu commences avec... les crêpes d'anniversaire de maman!
AYLIK AYAKKABI DERGİSİ Terli Çoraplar Özel
LE MENSUEL DE LA CHAUSSURE
Bu harika. Steve özel.
Steve est spécial...
Ama sana vermek istedigim özel bir sey var.
J'ai un cadeau très spécial pour toi.
Hep bu kadar eğlenceli midir yoksa sadece özel durumlarda mı?
Est-elle toujours aussi amusante?
* ÖZEL YETENEĞİ EĞLENCELİ BİR TİP
TALENT PARTICULIER : MET LE FEU PARTOUT OÙ IL PASSE
Başta Özel Birim'den olduğunu düşündüm.
D'abord, j'ai pensé aux Forces spéciales.
Çok özel bir şey olsa bile mi?
Même si c'est quelque chose de très intime?
"Özel" kelimesinin neresini anlamıyorsunuz?
Vous ne comprenez pas ce que ça veut dire, "privé"?
Lafı geçmişken özel yeteneklerimi kendi amaçların için kullandığını biliyorum. Ama ağzımı kapalı tutman ve işime daha iyi motive olmam için ek bir ücret fena olmaz.
Au fait, je sais que vous exploitez mes compétences spéciales à vos propres fins machiavéliques, mais une rémunération supplémentaire m'aiderait beaucoup à me motiver à ne rien dévoiler.
Senin için ve herkes için çok özel bir şeyim var.
J'ai une surprise pour vous et pour tout le monde.
Bu yüzden sana özel bir şey getirdim.
Alors je t'apporte quelque chose d'un peu spécial.
Tüm koyu özel mülkü yapmaya çalışıyor.
Elle veut privatiser toute la baie.
- Bu gecenin özel gecemiz olması lazımdı.
Ce soir, c'était censé être notre soirée spéciale...
Ama bu senin hediyen, özel gecen için.
Mais c'est ton cadeau. Pour ta soirée spéciale.
Özel bir kar tanesi.
Il est plutôt spécial.
Özel kanala geçebilir misin?
Tu peux passer à un canal privé?
Yanlış insanları sinir etme konusunda özel bir yeteneği vardır.
Il avait l'habitude d'agacer les mauvaises personnes.
Kendinize özel bir plan yapmalısınız.
Vous devez mettre au point un plan adapté à vous.
Özel dedektif Hamer, FBI'dan.
Agent spécial Hamer, FBI.
Ella, ben FBI'dan özel ajan Gina Banks.
Ella, ici l'Agent Spécial Gina Banks du FBI.
Şimdi araştırmalarıma göre Edinburgh'un önde gelen özel okullarından birinin müdür yardımcısı olarak senelik 70 bin pound civarında kazanıyorsun.
Maintenant, mes recherches suggèrent que, comme vous êtes le directeur adjoint d'une des écoles privées d'Edinburgh, vous gagnez, pas loin de £ 70,000 ( 80920 euros ) par année.
Ya da bunun önde gelen özel okulun öğrencilerinde nasıl merak uyandıracağını.
Ou comment ça pourrait intéresser les éléves de cette école privée.
Mesela ben derim ki... Özel tasarım iç çamaşırı seç. Ölmüş bir ilişkiye biraz hayat katmak adına beyhude bir çaba.
Donc je pourrais dire, par exemple, choisis... la lingerie de créateur dans l'espoir de raviver la flamme dans un couple en dérive.
Özel bir gece mi planlıyoruz yürüyen cinsellik?
On prépare une petite sauterie, m'sieur?
Daima, ona özel bir ihsan
Se voir Aux bras du prince ce soir!
Garip ama Özel bir kızdır şu Belle
Elle est curieuse Elle ne ressemble à personne
O özel bir kız.
C'est une fille bien spéciale.
Yarın buraya ekmek istediğim oldukça özel bir şey var.
Il y a quelque chose de très particulier que je veux planter ici, demain.
Ve Missy özel bir kız.
Et Missy est une fille spéciale.
Düğünler, doğum günleri, sevgililere gönderilenler ve teşekkür kartları. Hepsi satış rekorları kırıyor, her yıl tekrarlanan özel günler sayesinde düzenli bir kâr elde ediliyor.
Mariages, amours, remerciements et anniversaires ont le plus de succès, en plus des fêtes qui génèrent des bénéfices stables.
Daima özel birisini düşünerek yaz.
Écris toujours pour quelqu'un.
Yeni bir özel gün mü?
Une nouvelle fête? Peut-être.
Bugün Kaliforniya Eyaleti'nin yeni bir özel günü resmen kabul ettiğini açıklamaktan mutluluk duyuyorum : Kız Arkadaşlar Günü, erkekler ve aynı zamanda kadınlar için, kadın arkadaşlarına ne kadar önemli olduklarını hatırlatmalarını sağlayacak.
Je suis ravi de vous annoncer que l'État de Californie a instauré une nouvelle fête, la fête des Copines, une chance pour les hommes, et les femmes aussi, de déclarer à votre copine préférée combien vous l'aimez.
Bu özel günü resmen başlatmak için bir yarışma düzenleyeceğiz ve en romantik tebrik kartını seçeceğiz.
Nous allons organiser un concours de la personne qui écrira la carte la plus romantique pour le lancement de cette fête.
Yeni özel gün için mi insanları öldürüyorlar?
Ils tuent des gens pour une nouvelle fête?
Sanırım şu yeni özel gün için bir kart yazıyordu.
Il écrivait une carte pour la nouvelle fête.
Hayır, özel günleri sevmem.
Non, je déteste les fêtes.
Söylesene, şu yeni özel gün için bir kart yazıyor muydu?
Il écrivait une carte pour cette nouvelle fête?
Kusura bakmayın, bugün Kızını İş Yerine Getir Günü ve ben de bu en önemsiz özel günü ciddiye aldım.
Désolé, c'est la journée où on emmène les enfants au travail, et même pour la plus insignifiante des fêtes, c'est du sérieux.