Üçüncü tradutor Francês
7,616 parallel translation
- Valerie Jarrett üçüncü hatta.
Une certaine Valérie Jarett pour toi sur la ligne 3.
Kocanızın cesedinin fotoğraflarını ve yazılı ifadenizi olan biteni bilen bir üçüncü partiye verirseniz bu güvende olmanızı sağlar.
Gardez les photos du corps de votre mari et votre déposition et informez une tierce personne. Ca vous gardera en sécurité.
Neil, eşin üçüncü hatta.
Neil, j'ai votre femme sur la ligne trois.
General, üzgünüm ama üçüncü adım da var.
Général, je suis désolé de dire qu'il y a une troisième étape.
Zacky'in üçüncü doğum gününde arıcı kostümüyle gelmesi mesela?
Comme à l'anniversaire des trois ans de Zacky. Quand il s'est présenté en costume d'apiculteur?
İlgili üçüncü şahıs.
Une tierce personne inquiète.
Kendine güven, komedi ve K ile başlayan üçüncü bir kelime daha.
Confiance, comique, un autre mot commençant par un "C".
Evet, bu da üçüncü içkimiz.
Oui, et c'est notre troisième verre.
Birlikte çiftlerin yaptığı şeyleri yapabiliriz ve üçüncü teker gibi hissetmezsin.
On pourrait faire des trucs de couple, et tu ne te sentiras pas comme la troisième roue.
İkinci bir bok yığını yiyip üçüncü bir bok yığını sıçan bir bok yığınına benziyorsun.
T'as l'air d'un tas de boue qui a avalé un tas de boue et l'a vomi.
Sondan üçüncü.
Le troisième depuis le fond.
Bazen kendimi üçüncü tekerlek * gibi hissediyorum.
J'ai l'impression d'être la 5e roue du carrosse parfois. Arrête.
Senden tek isteğim üçüncü perdedeki yükseliş sahnesini halletmen. Sonrasında bütün maddi desteğin sahibi olacağız!
Il ne manque plus que le clou du spectacle et on aura notre financement.
Bence Virgil'in üçüncü perde için istediği yükselen sahne -
Pour le clou du spectacle, j'ai pensé à un hymne...
Genç kültürün seks takıntısını alaya alan ve gündeme getiren eski çalışmalarına hayranım ama üçüncü dalga bir feminist olarak merak ediyorum, kadın, ataerkil toplumda cinselliğini geri kazanabilir mi, yoksa bu kazanım erkeklerin bakışlarına daha rahat hitap edebilmek için kendimize söylediğimiz bir yalan mı?
Bien sûr, je suis fan de ses premiers rôles, qui satirisaient et célébraient l'obsession des jeunes pour le sexe, mais en tant que féministe, je me demande si les femmes peuvent se réapproprier leur sexualité dans cette société patriarcale, ou si on se ment juste à soi-même pour convenir plus facilement au regard masculin.
Bu da üçüncü kuralım.
Elle est le numéro 3.
Büyük BoJack'in mastürbasyonunda üçüncü gün.
C'est la troisième journée de la branlette BoJack...
Eğer onu öldürürse bu manyağın üçüncü kurbanı olacak bu.
S'il l'a tue, ça sera sa troisième victime.
İlk kayıtta inanılmaz özenliydim ikinci kayıtta biraz daha az ve üçüncü kaydı... Üstün körü yaptım.
Ce premier show était très enivrant, le deuxième un peu moins, et le troisième... j'étais plus vraiment emballé.
Şu profesyonel sporcular ve üçüncü dünya ülkelerinde açlıktan kırılan çocuklara verdiğimiz şeyleri diyorsun.
Celles réservées aux athlètes pros et aux enfants malnutris du tiers monde.
- Dolapta, üçüncü çekmece!
- Troisième tiroir!
En sevdiği üçüncü Amerikan başkanına karşı...
Contre son troisième président favori,
İşin aslı hepsini araştırdık ve... birinci çift şehir dışında, ikinci çift boşanmış ve üçüncü çift çok eşliliğe inanmaya başlamış.
On les a tous essayés. Et sur les quatre en ville, deux sont divorcés, et un a lancé une secte polygame.
Meleklerin dokuz emrinden biri üçüncü ve en yüksek korosu.
C'est un des neufs ordres d'anges qui composent le troisième et le plus haut chœur.
Geri kalanınız burada ya da üçüncü kattaki bekleme odasında beklemek zorunda. Seni seviyoruz, baba.
Les autres, vous devrez attendre dans la salle d'attente au troisième étage.
Evet, internet sitesi için üçüncü kullanıcı sunucusunun izini bulabildik.
On a été capable de localiser la troisième partie de l'hébergement du site internet.
Ve bu şekilde, temelde insan ve bilgisayardan bilgisayara iletişimi cihazlar arası iletişimi, kısacası insanlar arasındaki tüm ilişkiyi hedef gözetmeden otomatik olarak kaydediyor. Bu da bireylerin geriye dönük olarak üçüncü kişilerin izni olmadan kişisel iletişimin soruşturulmasına olanak sağlıyor.
Grâce à ce système... la vaste majorité des communications entre humains et entre ordinateurs, autrement dit au moyen d'appareils, au service de la communication entre humains, sont automatiquement ingérées sans distinction.
... insanlar benim veya üçüncü şahısların peşine düşebilir malum, birtakım ülkelerle de yakın temasta çalışıyorlar veya mahkemelere para yedirebilirler, herhangi bir ajanı kullanabilirler...
Eux ou leurs partenaires pourraient être à mes trousses. Ils collaborent étroitement avec d'autres pays. Ils pourraient faire appel aux triades ou à une agence quelconque.
Gizemli üçüncü kardeşle ilgili söylentiler duymuştum ama kendi gözlerimle görmem gerekiyordu.
J'ai entendu des rumeurs sur cette mystérieuse troisième sœur, mais il fallait que je la voie par moi-même.
Ben de üçüncü Thomas Vincent Fell oluyorum.
Je suis Thomas Vincent Fell III, pour être exact.
Sakın kendinden üçüncü şahıs olarak bahsetmeye cüret etme.
Ne t'avise pas de parler de toi à la troisième personne!
Sinirim üçüncü seviyeye ulaştı.
Je suis au niveau 3 de la colère.
Hayır, üçüncü kattaki medikal modül bölümünde görevliydi.
Il était assigné au module médical du 3e étage.
İşaretlenmemiş bir paket nasıl üçüncü kata kadar çıkabiliyor?
Comment un paquet sans expéditeur, arrive jusqu'au 3ème étage?
Hatırlıyorum da, üçüncü sınıftayken şu turnuvada bayağı sağlam oynamıştın.
Tu avais tout défoncé pendant cette compétition. C'était quoi déjà?
Yarışın bitimine yakın önde arkasında onu takip eden sürücüsüz araçla birlikte taksi var ve üçüncü ise Handicar.
La course est presque terminée, et le taxi est en tête, suivi par la voiture sans pilote, puis - la Handicar. - Timmy!
Ve üçüncü.
Et une troisième.
Şimdi, bize onun nasıl öldürüleceğini söylediğinde üçüncü bir şans vereceğini sanıyor musun?
Maintenant, pensez-vous qu'il vous en donnera une troisième quand vous nous direz comment le tuer?
Bu üçüncü ziyaretleri ve iyi görünmemiz gerek.
C'est leur troisième visite, et on veut faire bonne impression.
Henry konsere gitti, Wayne adında bi herifle dans etti, ve koca bir üçüncü dünya köyüne temiz içme suyu sağladı.
Henry est allé à un concert, il a dansé avec un pote nommé Wayne, et fourni de l'eau potable dans un village du tiers-monde.
Stefan, merhaba. Bu senin psikopat vampirciğinin ortadan kaybolduğunu haber verdiğim üçüncü mesajım. Ayrıca fark etmediysen, hava karanlık.
C'est le troisième message pour t'avertir que ta petite vampire psychotique a encore disparue et si tu n'as pas remarqué, il fait noir dehors, alors chaque fille de fraternité morte ce soir sera officiellement de ta faute.
Bu üçüncü dereceden bir saldırı, en az.
C'est une agression de troisième degré, au moins.
Zamanı geldiğinde seni üçüncü kardeşine yönlendirecek.
Quand le temps viendra... Cela te mènera à ta troisième soeur.
Bu evlilikten ötürü Shakira'yla üçüncü dereceden kuzen oluyorsun.
Donc, grâce à ce mariage, tu es le cousin issu de germain de Shakira.
Derler ki iyi şeyler üçüncü ile gelirmiş.
Les bonnes choses viennent par 3.
Benim ikinci günümdü, senin üçüncü günündü. Doğru.
C'était mon deuxième jour ; ton troisième.
İki tane Kolombiyalı federal ajan ve üçüncü bir isimsiz koltuk.
Deux agents fédéraux colombiens et un troisième inconnu.
Bugün buraya üçüncü gelişim.
Ecouter, je suis venue dans ce magasin trois fois aujourd'hui.
Bu üçüncü arayışı. Evet.
C'est la troisième fois qu'il appelle.
-... üçüncü tipte bir insansın.
- Vous exagérez.
Luke'un üçüncü sınıftayken çektirdiği fotoğrafları görmen lazım.
Tu devrais voir toutes les photos qu'on a de Luke en CE2.