Şurada tradutor Francês
9,398 parallel translation
Benim için şurada durabilir misin? Teşekkürler.
Pouvez-vous vous tenir ici s'il vous plaît?
Birçoğu kaybetmemek için hayatını feda etmiş hatta birkaç tanesi şurada, evin yanında gömülü.
Ils se sont sacrifiés pour la garder, quelques-uns sont enterrés à côté de la maison.
Şurada kellende bulunan gri maddenin % 90'ı su.
Et votre caboche là-haut, la bonne vieille matière grise à 90 % d'eau.
Gelenler annem, psikopat eski kız arkadaşım ve Phil. Galeri sahibi. Şurada duran.
Les seules personnes présentes étaient ma mère et mon ex-copine psycho et Phil, le propriétaire de la galerie qui est là-bas.
Şurada yaşıyor.
Appelle-le.
Richie'ye kadeh kaldırırken, şurada Richie'nin arkasında gülen kişiyi de unutmayalım.
Levons notre verre pour Richie, et ne pense pas que je t'ais oublié là-bas, toi qui rigole derrière Richie.
Ve gerçek bir ofis edinene kadar şurada kalabilirsin.
Avant d'avoir nos bureaux, j'imagine qu'on peut te mettre là Et Patakian ici.
Hayır, sadece Karen'a şurada şarj olan telefonumdan gönderdiğim birkaç tane sanat eseri.
Non, de l'art que j'envoie à Karen depuis mon téléphone qui se recharge là-bas.
- Şurada sözünü kesmek zorundayım.
- Je vous arrête tout de suite.
Şurada sözünü keseceğim Richard.
Laisse-moi t'arrêter Richard.
Hadi ama, berâber iş yapıyoruz şurada.
On est partenaires.
Şurada oturan arkadaşın bize yardımcı olabilecek adamın sen olduğunu söyledi.
Ton ami ici dit que tu es l'homme qu'il nous faut.
İşte şurası salon, şurada küçük bir mutfak var.
Ici, c'est le salon, il y a une petite cuisine par là.
Şurada sağda da yemek odası var.
Et une petite salle à manger juste à côté.
İşte şurada.
C'est ici.
Anestezi yapmadan açık kalp ameliyatı yapıyoruz şurada.
Je suis entrain d'exécuter une chirurgie à cœur ouvert sur toi sans anesthésie.
- İşte, tam şurada.
- Juste ici. C'est là.
Gel bakalım, araba şurada seni bekliyor.
Viens. Ton carrosse t'attend.
Futbol sahası şurada olacak.
Ici, on aura le terrain de foot.
Şurada arkadaşlarımla konuşuyorum.
Hey, je parle à mes potes là, donc...
Seninle konuşmak istiyoruz. - Şurada konuşmaya çalışıyoruz...
Enlève-le, on essaye de te parler.
Şurada ufak bir yarım çizgi var.
Une petite ligne de demi juste là.
Şurada önemli bir şey anlatıyorum.
Parce que j'ai quelque chose d'important à te dire!
Ofisi tam şurada.
Son bureau est part là.
İşte şurada oturuyorum.
J'habite à côté.
Şurada ciddi bir işle uğraşıyoruz ama tek düşündüğün yemek!
Regarde, on a de sérieux problèmes. et tout de à quoi tu penses, c'est manger!
Bak şurada bir kedi var.
Il y a un chat là-bas.
- Biliyorum! Birbirinizi tatmin edeceksiniz gibi davranma şurada.
Mais vous allez quand même vous toucher.
Yok, şurada oturuyorum zaten.
J'ai ma place.
- Şurada insanlık yapıyordum dostum.
Je reste bon samaritain.
Geyik yapıyoruz şurada.
C'est un truc rigolo.
Şurada durup seni izlesem ayıp olur mu?
Je peux rester te regarder?
- Hemen şurada.
Qu.. C'est bon.
Benden veya pişmanlıklarımdan konuşmuyoruz şurada.
Ce n'est pas que j'ai des regrets.
- Siktir oradan! Çoluk çocukla uğraşıyoruz şurada.
Putain de gamine.
Şurada... Bir iz var.
Il y a une petite marque.
Bak şurada parlak bir şeyler var.
Regarde, un truc qui brille!
Öyle mi? Sen de şurada halka halka yüzen kahverengili olansın.
Et toi, t'es le marron, là-bas qui nage en rond.
Şurada, ziyaretleri hallediyoruz. Şurada, anlaşıldı mı?
Là, vous avez la salle des visites.
Tam şurada.
Juste là.
Jack Nicholson'ın gençliğine benzeyen ayarsız biri var şurada. Herkese çörek veriyor sürekli.
Le type tendu qui ressemble à Jack Nicholson en jeune et qui file des donuts à tout le monde.
Eğer kontrat şartlarını görüşmek istersen kendisi tam şurada.
Pour ce qui est de renégocier le contrat, tu la trouveras là-bas.
Şurada bir adam var.
Il y a un homme!
Tam şurada duran televizyonla kafanı ezerdim.
Je voudrais casser la tête avec la télévision que là.
Şurada bir şey yapmaya çalışıyorum!
J'essaie de faire quelque chose.
Tamam. Şurada sola çek.
Vas-y, prends à gauche.
Şurada bekleyebilirsiniz.
Vous pouvez attendre là-bas.
Tam şurada.
Merci. Juste ici.
Adam şurada.
Cet homme a belle allure.
- İşte, tam şurada.
C'est là.
- O şurada, içeride.
Là-dedans!