30 dakika tradutor Português
1,497 parallel translation
En fazla 30 dakika ve bu şehir buharlaşacak.
Trinta minutos, no máximo, e a cidade é pulverizada.
Daha derine indiğimizde... En fazla 30 dakika.
- Descendo mais, 30 minutos, no máximo.
tam buradan. 30 dakika içinde kalkacaklar.
Embarcam daqui a 30 minutos.
Edwin'le kaynaşmanız için, kurabiye yaparken 30 dakika süre verdim.
Dei-te 30 minutos para conheceres o Edwin, enquanto fazes bolinhos.
"Sonuçta ben ve birkaç arkadaşım onun üzerine oturduk." Yaklaşık 30 dakika... "... ya da 1 saat sonra boğulmuştu.
Então, eu e alguns amigos meus nos sentamos em cima dele e, 30 minutos ou uma hora depois, ele tinha sufocado e foi atirado para fora do vagão.
- 30 dakika uzaklıktalar.
- A trinta minutos.
Hepsini toplarsak sana 30 dakika katkısı oldu.
Três minutos cada queca, dá cerca de trinta minutos num ano.
- 30 dakika.
- Trinta minutos.
30 dakika sonra Domodedovo havaalanında buluşalım.
Temos que estar em 30 minutos no Aeroporto Domodedovo.
Aradınız ve iptal ettiniz, 30 dakika önce.
Você telefonou a cancelar... há uns 30 minutos atrás!
Uyanmış, aşağı inmiş, 20-30 dakika sonra iyi geceler demiş ve yatağına geri dönmüş.
Ele acordou, desceu cá abaixo, ficou 20 minutos, meia hora... disse boa noite e voltou para a cama.
Efendim, nöbetimi devralacak arkadaş 30 dakika geç kaldı... ben de acil bir aile meselesini halletmek için hemen gitmek zorundayım.
Senhor, o meu substituto está cerca de 30 minutos atrasado... e tenho de tratar de uma emergência familiar que me surgiu.
Suikastten 30 dakika sonra kendisini vurdu.
Sim. Estou agora ao lado dele.
Benim spor salonumda, 30 dakika.
No meu ginásio, dentro de 30 minutos.
Yalnızım, 30 dakika içinde oradayım.
Sozinho, dentro de 30 minutos.
Rusya Başkanı tebrik için başkanı aradığında başkanın Putin'i 30 dakika beklettiği doğru mu?
É verdade que ele deixou o Presidente Putin à espera durante 30 minutos quando o presidente da Rússia lhe ligou para dar os parabéns?
30 dakika içinde pistte olmamız gerekiyor.
Temos de estar na pista em meia hora.
50 soru, 30 dakika.
Cinquenta perguntas, 30 minutos.
O malı 30 dakika içinde vücudundan atmalısın yoksa ölürsün.
- Certo. Isso sai do teu corpo em 30 minutos se não te matar.
Günün bu saatinde ve bu trafikte, 30 dakika.
A esta hora, com trânsito, 30 minutos.
Patlamaya sadece 30 dakika var.
Somente 30 minutos antes que os parasitas estourem em pedaços.
Hareket etmek için 30 dakika.
30 minutes para agir.
Biyodizel uçağımla uçmak istemediler ve 30 dakika içerisinde başlayacak, ben de diskalifiye olmak istemiyorum.
Eles não vão voar no meu avião a biodiesel e a primeira prova é daqui a 30 minutos e eu não quero ser desclassificado.
Kuzey Kore'den fırlatılan Topol sınıfı bir füze Birleşik Devletler'i yaklaşık 30 dakika içinde vurur.
Um míssil da classe Topol lançado da Coreia do Norte chegaria aos E.U.A. em aproximadamente 30 minutos.
Başkan, 30 dakika içinde anlaşmayı imzalayacak.
O Presidente vai assinar o acordo nos próximos 30 minutos.
Onunla ilk kez, 30 dakika önce konuştum.
Falei com ele pela primeira vez há 30 minutos.
Yaklaşık 30 dakika önce.
Há cerca de 30 minutos.
Bu saldırı, önümüzdeki 30 dakika içinde gerçekleşebilir.
- O ataque pode ocorrer dentro de 30 minutos.
Miriam, 30 dakika içinde başka bir saldırı daha olacağını düşünüyoruz.
Cremos que haverá outro ataque dentro de 30 minutos.
Yoldayım, ama ihtiyacınız olan bütün Kimyasal Karşılık Ekibini biraraya toplamam 20-30 dakika alır.
Estou a caminho, mas pode demorar de 20 a 30 minutos para conseguir toda a equipa que precisas.
30 dakika içinde uçakta buluşuruz.
Encontramo-nos no avião, daqui a 30 minutos.
Gelmeden 30 dakika önce beş doz dobutamin vermeye başlamışlar.
E começaram com 5 microgramas de dobutamina 30 minutos antes da chegada.
Bu 30 dakika önce aklıma geldi.
Bem, eu só descobri esta falha há 30 minutos atrás.
Bak 30 dakika süreceğini sanmıştım
Ouça, era suposto estar adormecido 30 minutos...
30 dakika ön sevişmeye ihtiyacım var.
Preciso de meia hora de preliminares.
45 dakikada hazırlanıyordur ve 30 dakika yolda geçiyordur.
Seriam 45 minutos para preparar-se, 30 para locomover-se.
Yaklasık 30 dakika.
Cerca de 30 minutos.
737'leri 30 dakika sonra kalkıyor.
O 737 deles parte daqui a 30 minutos.
Bana 30 dakika ver.
Dá-me trinta minutos.
Charleston'da Yeager havaalanı, 30 dakika boyunca onları izledi. 04 : 30'da radar ekranından kayboluncaya kadar.
O Aeroporto Yeager seguiu a rota dele até desaparecer do radar às 4 : 30.
Eğer otuz dakika içinde oradan çıkmazsa, onun bağlantısını kes.
Se ele não sair dentro de 30 minutos, desligue-o manualmente.
30 dakika.
- Trinta minutos.
Saat 20 : 31. 13 dakika önce eve geldim.
Chegada em 30 minutos.
Saat 6 : 40 orada, Şimdi 6 : 30! Yani, sadece 10 dakika içinde!
Lá são 6 : 40, aqui são 6 : 30. isso quer dizer, que dentro de 10 minutos..
- Gideceğin yerden 30 saat 59 dakika... - Kapat şunu.
Está a 30 horas e 59 minutos...
Bence bu bana pişmiş gibi görünmüyor. 30 dakika daha?
Não me parece claro.
17 yaşındaki bir kızın 20 dakika gibi bir sürede 30 sayfalık Aramaic çevirisi yapması tuhaf geldi.
É raro que em 20 min. uma miúda de 17 anos possa transcrever 30 páginas de texto en "Aramaico".
- 30 dakika.
- 30 minutos.
Gelecek sinyalin saati 1 saat 28 dakika 30 saniye.
Ao segundo sinal serão 13 horas 28 minutos e 30 segundos.
İç travma hastamız var MVC ile 30-dakika kurtarma zamanı.
Vem aí um traumatizado. Acidente, 30 minutos de desencarceramento.
30 dakika sonra savcılıkta buluşalım.
Quero a gravação original no laboratório criminal da Polícia.