30 da tradutor Português
5,399 parallel translation
Orada saat sabah 5 buçuk değil mi?
Não são 5 : 30 da manhã aí?
Millet, sabah 5 buçuğu görmüşüz!
Pessoal, são 5 : 30 da manhã!
Ayın dokuzu, perşembe ve saat 16 : 30
É quase 16h30 da quinta-feira do dia 9.
O konu hakkında bir şey bilmiyorum. Toplantıya yardım etmek için 16.30 da ofisten çıktım.
Não sei nada sobre isso, mas saí do consultório às 16h30 para ajudar na organização.
Babası 30 sene Yakuza'nın başıydı.
O seu pai foi chefe da Yakuza durante 30 anos.
O oyun kitabını da 30 saniyede falan bitirir...
Ele vai acabar o livro de actividades em 30 segundos, então...
Bu hastane hala 30 yıl önceki ününün gölgesinde yaşıyor.
Este hospital ainda vive à sombra da reputação dele, de 30 anos atrás.
Ayrıca bugünden itibaren FBI, Nikita'nın başına ödül koydu sadece yakalanmasına yardım eden kişiye bile 30 milyon dolar ödül verilecek. 30 milyon demek.
E, hoje, o FBI está a aumentar os seus esforços para capturar a Nikita, com um aumento da recompensa para 30 milhões, para qualquer informação que ajude na captura.
Saat 9 : 30'da dönüş trenim var.
Tenho comboio de volta, às 9 : 30.
- Hey. Noah'ın annesi Kaçıranlardan saat 4 : 30'da telefon almış olabilir.
É possível que a mãe tenha recebido a chamada dos raptores às 16 e 30, horas antes que se soubesse do desaparecimento.
Saat 4 : 30'da olduğuna emin misin?
Tens a certeza que ligaram às 16 e 30?
Dünya'nın 30 kilometre tepesinde.
A 30 km acima da Terra.
Hershey's Çikolatası en iyi 30 ajansa "teklif isteme dökümanı" yolladı ve kimse bizim ilk 30'da olmamızı umursar gibi görünmüyor.
Os Chocolates Hershey's enviaram um pedido de proposta às 30 maiores agências, e a única coisa que comentam é estarmos entre elas.
- 5.00? 5.30 belki de.
- Às cinco, cinco e meia da manhã.
- 30 bin izlendi, hâlâ da artıyor.
O Video já teve 30.000 hits e continua a aumentar.
Bu da bana ve sürüme yaklaşık 30 tane ok sapladı.
E esta aqui, disparou umas 30 flechas em mim e na minha alcateia.
Üniformayı giyip 11 : 30'da GPS'nin ayarlı olduğu konumda ol.
Veste o uniforme e está no local, programa o teu GPS.
Bankamız öğleden sonra 16.30'da kapanmaktadır. Evet.
O nosso banco encerra às 16h : 30m.
Buluşma saat 12 : 30'da Mecagni Bar'da.
O encontro foi marcado. 12h30, no Bar Mecagni.
Akşam yemeği için 18 : 30'da açılıyor,... ama rezervasyon yaptırmanız gerekir.
Abriremos às 18h30.
Eğer 9.30'da Mayfield'da bizimle buluşabilirseniz uçuşumuzdan önce konuşmak için yeterli vaktimiz olacaktır.
Se puder encontre-nos no Mayfield, às 9h30, vamos ter tempo suficiente antes do nosso voo.
Kocanızın dün sabah saat 7.30'da nerede olduğunu biliyor musunuz?
Sabe onde esteve o seu marido às 7 : 30 ontem?
Bu akşam 8 : 30'da gerçekleşecek.
Vai acontecer hoje, às 20h30.
Saat 10 : 30'da buluşalım, üçüncü ders başlamadan, döküm ünitesinde.
Encontra-te comigo às 10 : 30, terceiro período, no barracão das provisões.
Görüntüler yetmezmiş gibi, adam da cinayetlerin yaşandığı gece saat 8.30 ve 10.30 arasında Tanya hanımla birlikte olduğunu doğruladı.
Como se o vídeo não fosse o suficiente, ele confirmou que esteve com ela entre 20h30 e 22h30 na noite dos assassinatos.
Rahip Blackburn 21 : 30'da girmeye çalışırken Burke kapıdaydı ama 22 : 00'de geri geldiğinde yoktu.
E Burke estava à porta quando o padre tentou entrar às nove e meia, mas não estava lá quando o padre voltou às dez.
Polis bu akşam saat 21.30 sularında gerçekleştiğini bildiriyor.
Os relatórios da polícia indicam que sucedeu esta noite às 21h30.
Bu adam 30 yıldır ülkenin bütün avukat bürolarıyla olaylara göz yumulması için konuşmalar yaptı. Ama o bir kral değil.
Durante 30 anos ele assombrou os escritórios da Procuradoria, para fazerem vista grossa, mas ele não é um rei.
Kennedy 12 : 30'da öldürülmüştü.
O Kennedy foi morto às 12h30.
Saat 08.30'da gelmiş, 14.00'da ayrılmış.
Chegou às 08h30 e foi-se embora às 14h.
Yüzü ve karnına fiziksel zarar verdi. Boğazını sıktı ve cinsel tacizde bulundu. Doğru mu?
Cerca das 8 : 30 da manhã do dia 19 de Julho, o réu arrastou a vítima de oito anos para um estaleiro próximo, atacou-a no rosto e no abdómen, sufocou-a, depois atacou-a sexualmente nas partes genitais.
Hayır, 30 küsür falanım.
- Não, tenho 30 e poucos. - Dá no mesmo.
Araştırmalardan sonra ölüm saatini 23.30 ile 01.30 arasına daraltabiliriz.
Depois de um exame completo, pude estabelecer a hora da morte entre as 23h30 e a 1h30.
Kesintiden önce Forbes'ta çalışıyordum. 30 Başarılı Genç sayımızın kapağında sen vardın.
Antes do apagão eu trabalhava, para a Forbes, e tu foste capa da nossa edição "30 em 30".
Köprücük kemiğindeki tamamlanmış kaynama kurbanın 30'lu yaşlarda olduğunu gösteriyor ve...
A ossificação completa da clavícula indica que a vítima tinha cerca de 30 anos e...
Ama bay Clennon'ın evinin dışındaki güvenlik kamerası dün gece 10 : 30'da şunu yakaladı.
Não. Mas uma câmara de segurança de fora do prédio do Sr. Clennon registou isto ontem por volta de 22h30.
Bugün 3.30'da konser salonuna gelmeyin.
Torna-nos especiais.
- 3.30'da. - Gördüm.
Tinha uma coisa a fazer.
Geçen sefer götürdüğün 30 bin nerede?
Os 30 mil que levaste da última vez. Onde estão?
Toplu mezar 30 yaşında ama bu böceklere göre ölüm zamanının bir ay içerisinde olduğunu gösteriyor.
A vala comum tem 30 anos, mas estes insetos sugerem que a hora da morte está dentro de um mês.
7 : 30'da, birkaç itfaiye departmanı üçlü yangın alarmına cevap verdi.
Às 19h30 já havia chamas de nível 3 e vários batalhões da área foram accionados.
Son sinyal dün akşam 7 : 30'da alınmış ve sonra sinyal kesilmiş.
E, foi às 19h30 de ontem à noite, depois disso, nada.
O yer için kalçalarım avı Ben 30 yıl hayatımın geçirdi.
Passei 30 anos da minha vida a trabalhar como um desgraçado naquele lugar.
Hediyeler dün akşam saat 21.30'da Thurman'daki bir soygunda çalınmış.
Estas prendas foram roubadas na Thurman por volta das 21 : 30 de ontem.
- 8.30'da yerim var.
- Tenho para as 20h30.
Mali krizlerin en azından yüzde otuzunu anladım. Bilin bakalım ne çıkarımda bulundum.
Eu compreendi pelo menos 30 por cento da crise financeira e sabe a que conclusão cheguei?
Korkuyorlardı çünkü birileri Milan'da zırhlı bir araçtaki Monte Carlo'da bir kasadaki ve şimdi de bununla birlikte 30 milyon dolar üzeri değerinde elmasları hedef alıyor.
- Tiveram medo. Andam a roubar diamantes. Um carro blindado em Milão, um cofre em Monte Carlo e agora isto.
Öyleyse aynı program 1 : 30'da da ve 4 : 15'te de mi yayınlandı?
Então, deu o mesmo programa à 1h30 e, depois, às 4h15?
38 HR numarasından 30'unu analiz ettim ama o görüntüdeki yeteneklere sahip olabilecek birisi çıkmadı henüz.
Depois de pesquisar 30 dos 38 números da HR, nenhum homem possui o talento apresentado naquela filmagem.
Bilim insanları bu yüzyılın 30'lu ya da 40'lı yıllarında, Kırmızı Gezegen'e insanlı bir ziyaret yapılmasını bekliyorlar.
Cientistas estão aguardando uma missão tripulada ao Planeta Vermelho entre 2030 ou 2040.
Saat 10.30'da dikilmem gereken yerler var.
Eu tenho uma marcação às 10h30, tenho de ir-me embora.