Adamım tradutor Português
60,140 parallel translation
Vardiyalarla çalışan 12 adamım var.
Tenho tipos a trabalharem por turnos.
Affedersiniz ama dün bir tankerimizi ve bir adamımızı kaybettik.
Com todo o respeito, ontem destruíram-nos um camião-cisterna e perdemos um homem.
- Anlaştık. - Adamım benim.
- Temos negócio.
İşte adamım.
Este aqui é o homem.
İşte adamım.
Aqui está o meu parceiro.
Adamım.
Parceiro.
- Adamım.
- Parceiro.
Adamım bazen seni izlemek acı veriyor.
Às vezes dói só de olhar para ti.
Gidelim adamım.
Vamos embora, meu.
- Kafa travması seni harcamış adamım.
- Que desperdício!
Hadi ama adamım.
Então, meu?
Sakin ol adamım.
- Relaxa, pá. - Meu...
Neden arabama yaslanıyorsun adamım?
Estás encostado ao meu carro?
- Aslında kolay, adamım.
- É fácil, meu.
Orada dur adamım.
Espera ali.
- Burası farklı adamım.
- Aqui é diferente.
Kapıyı patlat adamım!
Rebenta com a porta!
- Geliyoruz adamım.
- Estamos a ir.
- Kes sesini adamım.
- Cala-te.
Sorun yok adamım.
Tudo bem, meu.
Sen iyisin adamım.
Estás na boa.
- Aynen adamım.
- Olha lá, meu.
Genç Daniel, maskeli adamımız olabileceğini öne süren ilk kişiydi.
Foi o jovem Daniel que se lembrou que podias ser tu o mascarado.
- Sakin ol adamım. Bırak.
- Acalma-te, meu.
- Sakinleş adamım.
- Tem calma!
- Gidelim adamım.
- Vamos embora, porra.
Bu çok yakındı adamım.
Foi por pouco, meu.
Ben Bay Kılıbığım çünkü kibar bir adamım.
Sou o Sr. Mansinho, porque sou simpático.
Ve gidip onlara " Ben kibar bir adamım.
E vão dizer : " Eu sou simpático.
Ben kafayı kırmış bir adamım Neil.
Estou desgraçado, Neil.
Daha fazla adam mı geliyor?
Têm mais pessoal a caminho?
İkinizin de ihtiyacı olan o adam olamadım.
Não consegui ser o homem que vocês os dois precisavam.
O adam yargılanmalı mı?
Deve este homem ser julgado?
İşte burada, adamım.
Este aqui, amigo.
Bay Riley, o adam gerçekten balıkçı mı?
Sr. Riley, esse pescador existe?
Diyelim bir mucize oldu ve alıcı vasıtası ile adamı yakaladık, balıkçının ailenin yerini söyleyeceği ile ilgili garantin var mı?
E, se por um milagre nós o encontrarmos, não sabemos se ele falará a tempo de salvar a sua família.
Karımın ve oğlumun nerede olduğunu bilen tek kişi o adam. - Üzgünüm, efendim yardımcı olam...
Ele é o único que sabe onde está a minha família.
Bu adam karımın ve oğlumun nerede olduğunu bilen tek kişi.
Ele é o único que sabe onde eles estão.
- Bu adam şu anda adada ve yardım isteyebileceği çok az yer var.
Senhor? Senhor?
Bir adam elinde silahla gelip babamın teknesini aldı, anlamadınız sanırım.
Um homem chegou armado e levou o barco do meu pai.
Şu boğulan adamı mı?
O tipo que se afogou?
- Adamım!
- Então, meu?
Sıçayım, adam işiyor.
Porra, está a mijar.
Başımızdan geçen onca şeyden sonra haftalar boyunca hastaneye gidip geldiğim her gün o adamı aradım.
E por tudo isso, por todas essas semanas, ir e voltar para o hospital todos os dias... Eu procuro por ele.
Sana ihtiyacım var. O kötü bir adam.
- Ele é um homem mau.
Sanırım bu genç adam cep telefonuyla televizyonu karıştırıyor.
Acho que este jovem está a manipular a televisão com o telemóvel.
Artık Bay Kibar Adam bitti, tamam mı?
Acabou-se o Sr. Simpático, certo?
Sadiq'e sert vurmaması için yalvardım fakat adam olmaz işte.
Eu avisei Sadiq para não atirar para aqui mas ele é incorrigível.
Bakalım bu geçit törenini durdurabilecek kadar adam mı!
Vamos ver quem é homem o suficiente para parar este cortejo!
Adam olan mı?
Quem é homem suficiente?
Bakalım bu geçit törenini durdurabilecek kadar adam mı!
Vamos ver quem é homem o suficiente para parar o cortejo do irmão Pasha!
adamim 23
adamım benim 32
adamımsın 21
adamımız o 17
adamı 23
adamın 29
adamın biri 39
adamı rahat bırak 23
adamı duydun 40
adamı duydunuz 27
adamım benim 32
adamımsın 21
adamımız o 17
adamı 23
adamın 29
adamın biri 39
adamı rahat bırak 23
adamı duydun 40
adamı duydunuz 27