English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Adamımsın

Adamımsın tradutor Português

317 parallel translation
Hala benim adamımsın, anladın mı?
Ainda pertences ao meu gangue, percebes?
Sen benim adamımsın.
És meu amigo.
- İşte bu. Sen benim adamımsın.
Quem disse que podia entrar no meu quarto?
- Sen adamımsın Fermat
És o maior, Fermat!
Adamımsın.
É boa pessoa.
Hey, şanslı, sen benim adamımsın.
Ouve sortudo, tu és o homem.
Biliyor musun sen bendensin, kanka. Adamımsın.
Está tudo na boa.
— Adamımsın Peter.
- És um amigalhaço, obrigado.
Sen... benim bir numaralı adamımsın.
Tu, és a pessoa em quem mais confio.
Ve, Bob unutma... sen benim bir numaralı adamımsın.
E, Bob... lembra-te... tu és a pessoa em quem mais... confio.
Evet. Tamam, adamımsın, iyi şanslar.
Vai-te a eles, miúdo!
Adamımsın, sonunda kıçı hallettin.
Meu homem, Finalmente obtiveram que cú.
Dinle artık benim adamımsın.
Sabes, agora és meu sócio.
Sam, sen en iyi adamımsın.
Sam, é o melhor homem que tenho.
Sen en iyi adamımsın.
Tu és o meu melhor homem.
Sorun değil çünkü sen benim güçlü adamımsın.
Não faças merdas nas minhas costas! Por que diabos fizeste isso? Corky, era a minha vez.
Adamımsın abi!
Meu amigo!
Sen benim adamımsın.
É o meu melhor sócio.
Adamımsın!
Aí cara!
- Ama sen en iyi adamımsın.
- que pena voce é meu melhor homem.
- Adamımsın, Reggie! - Senin annen, çok şişman Sizzler Restorana gitmiş, kaltağa, gurup indirimi yapmışlar.
- A tua mãe é tão gorda que... no restaurante fazem-lhe desconto de grupo.
Sen benim adamımsın.
Tu és o meu informante.
Ama sen hala benim adamımsın.
Continuas a ser o meu homem.
- Adamımsın Homer. Eğer onu terbiye etmezseniz, geri gelip annesiyle konuşacağım.
Se não o castigar, eu volto e falo com a mãe dele.
- Sen benim adamımsın, Pete.
- És cá dos meus, Pete.
Adamımsın, ninjamsın.
Que era o meu rapaz, o meu ninja.
Sen benim adamımsın.
És o meu homem, estudante.
Adamımsın.
Sim senhora.
Adamımsın.
Tu és o homem.
Ahbap, adamımsın, tamam mı?
Tu és meu amigo.
Eğer adamımsın diyorsam, adamımsın demektir.
Já disse que é você quem manda.
- lra, buraya gel. Adamımsın.
Tu és o homem.
Adamımsın.
Tu és... o melhor.
- Hey, sen adamımsın. - Öyleyim.
- O senhor é demais.
George, sen benim esas adamımsın.
George, você é o meu braço direito.
İçerideki adamımsın.
És o meu homem lá dentro.
Elbette Schlucke, sen en iyi adamımsın.
Gota, não esperava outra coisa de ti.
- Bir numaralı adamımsın.
Vais ser o meu melhor padrinho! Sou bom...
Sen benim birinci adamımsın.
Tu és o meu primeiro oficial, ele é um cadete.
Manyaksın kızım. Adamımsın.
Nossa, amiga, você é demais.
Ne geniş adam! Sımsıkı bağlanıp ağzının tıkaçla kapatılmasını bekliyor.
Fica ali sentado à espera que o atem todo.
Sen benim adamımsın.
Você é um homem de muita raça.
Birinci adamın boyu ne kadardı, anımsıyor musunuz?
Lembra-se da altura aproximada desse primeiro homem?
Adamın biriyle bir odada sımsıkı sarılıp öpüşüyorlardı.
Está com alguém. Beijaram-se e beijaram-se.
Yani... 12 adamımın düşman kuvvetlere ait bağımsız bir birim olarak katılmasına izin verin.
E daí... Deixe os meus doze homens agirem como unidade independente, ligados às forças adversárias,
Çünkü lokantacının, "masaya kadar geldim, şarap dolduruyordum", dediğini anımsıyorum. Ve oyun başladığında, aksanlı küçük toparlak adam tuzu uzattı, ve sonra sen biberle ona cevap verdin.
Lembro-me de o proprietário ter dito que foi até à mesa colocar vinho nos copos e, que quando o jogo começou, o tipo forte com pronúncia pegou no sal e o senhor respondeu com a pimenta.
Şu bağımsızlık hikayen yüzünden bir tek adamı bile elinde tutamadın.
Nunca foste capaz de manter um rapaz.
- Tanrı aşkına, sen benim en iyi adamımsın.
Foi o meu padrinho de casamento.
Rudy! Sen adamımsın.
Têm de sercinco...
Adamımsın, Elliot!
- Oh, Elliot. - Elliot. Aqui.
İşte bildiğin gibi, sen aşık olduğum adamın şeytani gülümsemesini alan yakışıklımsın.
E só para que saiba, você continua o mesmo homem bonito com o sorriso com que me apaixonei.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]