Aklıma gelmişken tradutor Português
515 parallel translation
Aklıma gelmişken Marie St. Clair'den haber var mı?
"Aliás, como vai Maria St. Clair?"
Aklıma gelmişken...
A propósito.
Aklıma gelmişken. Dün gece senin hakkında harika bir rüya gördüm.
A propósito, tive um sonho bestial contigo, a noite passada.
Eğer babamın yaptıklarını örtbas etmemiz gerekiyorsa ki, aklıma gelmişken, o bunu hiç hak etmiyor onlara gözlerini korkutacak bir tablo çizeceğim.
Se temos de submeter-nos para salvar a face do pai que, já agora, não o merece dou-lhes um retrato da vida familiar de pôr os cabelos em pé.
Aklıma gelmişken, dün Koca Mac'i görmeye gittim.
A propósito, ontem estive com o Big Mac.
Aklıma gelmişken Chiang Kai-shek'lerin evlilik yıldönümü var.
E por falar nisso... Chiang Kai-Shek vai comemorar o seu aniversário em breve.
Aklıma gelmişken, bu iş büfede çalışmayı da kapsamakta.
Ocasionalmente teria de ajudar na "Fonte dos Refrigerantes". - Qual é o salário?
Aklıma gelmişken, sizler nasıl hissediyorsunuz?
A propósito, como se sentem todas vós?
Aklıma gelmişken...
Isso lembra-me.
Aklıma gelmişken Doris Nellie polisin seni aradığını söyledi mi?
A propósito, Doris a Nellie disse-lhe que a polícia quer falar consigo?
Aklıma gelmişken, orası sınırın 8 km dışındadır.
Oito quilómetros fora da zona autorizada.
Aklıma gelmişken, Bay Emery orada mı?
Já agora, o Sr. Emery está aí?
Aklıma gelmişken, haydi Kabuki Tiyatrosuna gidelim!
A propósito : ocupemo-nos do Teatro Kabuki!
Aklıma gelmişken kırk haydutu öldürmek ilgini çeker mi?
Por um acaso,... você está interessado em matar trinta bandidos?
Aklıma gelmişken, su iyi.
A proposito, a agua esta boa.
- Aklıma gelmişken, Trixie kim?
Isso me lembra. Quem é a Trixie?
Oh, aklıma gelmişken düşünüyorum da, baş roldeki küçük bayan oldukça iyiydi, değil mi?
A propósito, achei a protagonista muito talentosa, não concordam?
Aklıma gelmişken, bu beyaz gömlek.
E a camisa branca. O que acha dela?
Aklıma gelmişken... bu artık senin.
Antes que me esqueça. Isto agora é teu. Nunca mais representarei a lei.
Aklıma gelmişken, akşamları etrafta niçin fazla görünmediğini merak ediyorduk.
" A propósito, estava a pensar por que não a vejo por aqui à noite?
Aklıma gelmişken, bana bir iyilik yapmak istermisin?
Como eu dizia, quero que me faça um favor. Consegui um pedaço de renda.
Aklıma gelmişken.
Mas isso faz-me lembrar...
Aklıma gelmişken, Michelin rehberimi hala bulamadım. Haydi ama ikinizden biri yürüttü işte.
Por falar nisso, ainda não encontrei o meu Guia Michelin, de certeza que foi um de vocês que lhe mexeu.
Aklıma gelmişken, sen gelmeden önce annen bir şeyler haykırıyordu.
A tua mãe estava a gritar.
Aklıma gelmişken...
Por certo!
Aklıma gelmişken,... sen şimdi bir çek istersin.
Outra coisa. Tem aqui o cheque...
Aklıma gelmişken Bay Humbert, Beardsley'de müzikten anlayan... o kadar az insan var ki, acaba diyordum... ara sıra uğrar mıydınız?
Devo ter entendido mal. A propósito, Dr. Humbert, poucas pessoas aqui apreciam música. Pergunto-me se estaria interessado em aparecer um dia destes para me ouvir tocar.
Oh, aklıma gelmişken, annen Ranley'e karşı büyük güne geliyor mu?
Por acaso, a tua mãe vem para o grande dia de competição?
- Sahi ya, aklıma gelmişken...
- Pensando bem...
Aklıma gelmişken : Yeğeninizin nişanını tebrik ederim.
A propósito, parabéns pelo noivado do seu sobrinho.
Aklıma gelmişken Bay Nazerman çok harikulade bir kitap okuyorum.
Só por acaso, Mr. Nazerman, Acabo de ler um livro muito notável...
Hazır aklıma gelmişken, belgelerinizi görebilir miyim?
A propósito, posso ver as suas credenciais?
- Aklıma gelmişken. - Hm? ... Amerikalılar Palmer'ı takip ediyorlar.
- Incidentalmente os americanos vigiam o Palmer.
Aklıma gelmişken, kız nasıldı?
Por falar disso, como era a rapariga?
Aklıma gelmişken, seni uyarmalıyım, rakibin Ardefus seni seçtiğim için pek memnun değil... sarayı o yapamadığı için kıskanıyor.
Já agora... aviso-te que o teu rival, Ardefus, não gostou nada que te tivesse escolhido a ti e não a ele, para construir o palácio e está ciumento.
Aklıma gelmişken, söylemeyi neredeyse unutuyordum. Ben... Evleniyorum.
A propósito, quase esqueci de contar a você que vou casar-me.
Aklıma gelmişken düşündüğümden de iyiymişsin.
- Ainda não, mas há-de ocorrer-me... - És melhor a isto do que eu pensava.
Aklıma gelmişken, ortalıkta dolanıp armonika çalan bir adam gördün mü?
Por acaso, Sabes alguma coisa acerca de um homem que ronda por aí e toca uma harmonica?
Aklıma gelmişken, aspirin için teşekkür ederim.
A propósito, obrigado pela aspirina de há bocado.
Aklıma gelmişken aşağıda fazladan bir yatak var mı?
A propósito, não terá porventura uma cama livre lá em baixo?
Hayır, yok, Bay aklıma gelmişken.
Não, não tenho, "Sr. A propósito".
Aklıma gelmişken, bu çekirgeler çok makul bir fiyata satılıyor.
Estes gafanhotos, por acaso, estão disponíveis a preços populares.
Aklıma gelmişken, şunu göstereyim.
A propósito, posso mostrar-lhe uma coisa?
Aklıma gelmişken, neden şehirde kaldığını söyler misin?
Já agora, importa-se de me dizer o que o mantém na cidade?
Aklıma gelmişken, bu hipotez hâlâ ne kanıtlandı ne reddedildi.
passaram muitos anos, mas essa hipótese não confirmou-se ou refutado.
Ama o... Aklıma gelmişken, kendini şanslı sayabilirsin.
Mas isso... te considere afortunado.
Oh, aklıma gelmişken. Buzdolabımın onarılması gerekiyor.
Por falar nisso, tenho de consertar o frigorífico.
Aklıma gelmişken, benim küçük güzel kızım nerede?
A propósito, ónde está minha garota?
Aklıma gelmişken... Belki bu sana güç verir.
Talvez isto te dê forças.
Hazır aklıma gelmişken, bugünlerde yeniden yola koyulmayı düşünsem iyi olacak sanırım.
O que me lembra...
Bu çok parlak bir fikirdi. Aklıma gelmişken, sol gözünü çıkartmayı unuttun.
Esqueceu-se de tirar o seu olho esquerdo.