Altı dakika tradutor Português
509 parallel translation
Yılbaşına altı dakika kaldı. İlgilenenlere duyurulur.
Faltam seis minutos para a meia-noite, para quem quiser saber.
Bu da Brackhampton'a altı dakika demek, saatte 45 km hızla.
O que dá seis minutos antes de Brackhampton a uns 50 km / h,
Güvenli pozisyona altı dakika.
Seis minutos para segurança.
Altı dakika var Stevie.
Seis minutos, Stevie.
Yakalama altı dakika içinde gerçekleşecek.
A intercepção ocorrerá dentro de seis minutos.
Altı dakika.
Seis minutos.
İşimi bitirmeme izin vermezsen, altı dakika içinde 3. Dünya Savaşı çıkar.
Tenho de terminar o que comecei, ou em seis minutos, a terceira guerra mundial começa.
Altı dakika önce kalkan 8 : 13 trenine nasıl aktarma yaptın?
Como fizeste a ligação com o das 8h13, que saiu seis minutos antes?
Tam olarak altı dakika, doktor.
Exactamente seis minutos, doutor.
Karım ameliyat masasında sadece altı dakika kaldı ve öldü.
A minha esposa existiu apenas seis minutos... em sua mesa operatória... e depois morreu.
- Geri sayıma altı dakika.
- Seis minutos e a contar.
Anladığım kadarıyla siz bu sabahki maça beş ya da altı dakika geç kalmışsınız.
Sei que o senhor também chegou cinco ou seis minutos atrasado à partida desta manhã.
Senin içinde ormanda bir yer ayıracağız... toprağın... altında! Altı dakika. Tasalanma, Shack.
- Sossega, Shack.
Altı dakika 55 saniyen kaldı. Onay ver.
Agora, têm 6 minutos e 55 segundos, confere.
- Fırlatma altındaysa, altı dakika.
- 6 minutos se lançado de submarino.
- Altı dakika.
- 6 minutos.
Fazla değil. Beş, altı dakika.
Cinco ou seis minutos no máximo.
Altı dakika mı? Neden söz ediyorsun sen? Siz uyanmadan önce olaylar tekrarlanıyor muydu?
Mas, nós temos a confirmação das nossas fontes, que se chegou a um acordo histórico entre os 24 membros do Conselho de Segurança é a prova é a aclamação da assembléia geral.
Dördüncü çeyreğin sonları, Polk takımının sezonu yenilgisiz kapatmasına altı dakika var.
Estamos no final do quarto tempo e Polk está a seis minutos de terminar a época sem ter sido derrotada.
Dinle, sörfçü kız, Burada olduğundan önceki hafta... sıcaklık, altı dakika kadar sıfırın altına düştü.
Ouve, surfista, na semana antes de vires para cá... a temperatura esteve acima de zero uns seis minutos.
Zebra 23, atlama noktasına altı dakika!
Z 23, 6 minutos para o lançamento.
Altı dakika!
Seis minutos!
On dakika içinde kendini büyük bir lambanın altında bulursun.
Em dez lhe estariam interrogando.
- Bir dakika. Şu altın işi ne oldu?
Espera, e o ouro?
Her zaman, Exeter'in güneş lambalarının altında birkaç dakika geçirme ihtimali var.
Há sempre possibilidade de teres estado debaixo das lâmpadas solares do Exeter.
Şef, üç dakika sonra ışık hızının altına düşeceğiz.
Chefe, vamos descer abaixo da velocidade da luz daqui a três minutos.
Her dakika gözetim altında olmalarını istiyorum. Dinle, Şerif.
Não devem suspeitar que são observados.
Üç dakika altı saniye.
- Tres minutos e seis segundos.
Altı, belki yedi dakika.
Seis, talvez sete minutos, senhor.
Altı üstü beş dakika gecikeceksin.
Chegas 5 minutos mais tarde.
Büyük yeşil şeye altı buçuk dakika var.
Faltam 6 minutos e meio para a coisa verde.
Altı dakika mı?
Cinco minutos?
- Altın ve gümüş giysi ve odun mücevher ve... - Dur bir dakika, yazayım.
- Tipo ouro e prata e roupa e madeira e jóias e...
Etap altı, 1 dakika 17 saniye...
Sexto ponto, 1 min.
Mantilles'e uzaklık tam olarak yirmi altı dakika efendim.
Nada mais.
Bir dakika, on altıncı mı on yedinci mi?
Espere...
5 dakika sonra, onu garsonun altında... yatarken buldum.
Depois, encontrei-o no chão, debaixo do criado.
Altı haftadır niye sadece iki dakika uyuyabildiğimi sanıyorsun?
por que crie que quase não durmo? Esperando...
5 dakika sonra, göz altında olmazsa, caddede parkmetrelere bakıyor olursun.
Se ela não está sob sua custódia em cinco minutos, Você estará a ver parquímetros em Martinique!
- Altı, yedi dakika oldu.
Há quanto tempo está aqui? Não sei.
- Dur bir dakika. Oraya girebilirsek grup altının giriş kodunu rahatlıkla bulabilirim.
Se pudermos entrar lá, eu posso forjar um acesso ao Grupo-6.
Bu altı dakika demek.
Isso são seis minutos.
Tam olarak bir dakika içinde, çivi alt takımlarına girecek, makaslar kulaklarını kesecek!
- Boa! Daqui a exactamente um minuto, o espigão entra-te pelo dito cujo. As tesouras cortam-te as orelhas!
Bir dakika. Bugün sadece altı kasa bira içebilirim.
Não, espere, acho que hoje só aguento seis caixas.
Evet, haklısınız, ama buna şaşmamak gerek, bir at arabası bulmak için, sağanak yağmurun altında....... 20 dakika ayakta bekledim.
- Isso não me surpreende. Passei 20 minutos à chuva, á espera de um cabriolé.
Bu şartlar altında bir dakika çok uzun bir zaman!
Um minuto é muito tempo nestas circunstâncias.
- Kuzunun altını yak, 20 dakika pişir.
- Põe o borrego no forno 20 minutos.
115 metre, su altında dört dakika 50 saniye.
380 pés... 4 minutos e 50 segundos debaixo de água.
Altı haftadır her gün seni izliyorum. Dur bir dakika!
Há seis semanas que te tenho estado a observar todos os dias.
Bundan sonra hergün 15 dakika resme konsantre olup ondan ne kadar nefret ettiğini göstereceksin. ... ve Charlene'le onu alt ettiğinde ne kadar şerefli olduğunu anlayacaksın.
Todos os dias vais passar 15 minutos a olhar para ela, a concentrares-te no quanto o odeias e como vai ser glorioso quando tu e a Charlene o derrotarem.
Altıncı ikiyüzlük metrelik pist için koşu zamanı... 1 dakika, 10,1 / 5 saniye
O tempo da corrida de 1.200 metros, 1 minuto, 10 e 1 / 5 segundos.
dakika 21
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı ay mı 24
altı yedi 26
altı tane 16
altı ay önce 37
altı hafta 22
altı ay 66
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı ay mı 24
altı yedi 26
altı tane 16
altı ay önce 37
altı hafta 22
altı ay 66