Alır mısın tradutor Português
3,318 parallel translation
Hey, Berta, süpermarkete gidip bebek şampuanı alır mısın?
Berta, pode ir ao supermercado - comprar champô de bebé? - Claro.
Bir kaç raunt yerimi alır mısın?
Queres-te vestir e mandar uns socos?
Çek alır mısın?
Um cheque, pode ser?
Biraz alırsam, Biraz alırsan, bir ısırık alır mısın?
- Se eu apanhar, você come? - Se você apanhar, eu como...
İçki alır mısınız?
- Queres uma bebida?
Beni yalnız bırakmayı göze alır mısın? Alamazsın. Liam.
Não terás como negociar comigo se desfilares para ela.
İçecek bir şey alır mısınız?
Posso comprar algo para tu beberes?
Şarap alır mısın?
- Vinho?
Benim için bunu alır mısın?
Podes pagar-me isto?
Gidip alır mısın?
Queres ir buscar?
Yola çıkmadan karşıya geçip alır mısın?
Importas-te de ir ao outro lado da rua, antes de seguirmos viagem?
Lütfen bu işi ciddiye alır mısın?
Podia levar isto a sério?
Rica etsem büfeden bana bir su alır mısın?
Vais à cantina e compras-me uma água?
- Euro'ları sen alır mısın?
- Podes ir buscar os Euros? - Está bem.
- Soğuk bir şey alır mısın?
- Quer uma fresquinha?
- Gazozumdan bir yudum alır mısın?
- Queres um gole da minha bebida?
- Bayan için çiçek alır mısınız?
Uma rosa para a senhora?
Springfield İlkokulu tişörtü alır mısınız?
Querem comprar t-shirts da Escola Primária de Springfield?
Laboratuvara götürmeden önce döşemeden örnek alır mısın?
Procure ADN no tapete antes de levá-lo para o laboratório?
İçki alır mısın?
Bebida?
Cornetto alır mısın?
Corneto?
Hastaneye uğrayıp onu alır mısın?
Podes passar pelo hospital?
Beni içeri alır mısınız, por favor?
Podia deixar-me entrar, por favor?
Viski alır mısın?
É homem de uísque?
Eğer bundan bahsedecek olursa not alır mısınız?
Poderia anotar se ele mencionar no futuro?
Tamam mı? Bana da yiyecek bir şey alır mısınız?
- Está bem.
Bana bir hamburger alır mısınız?
Peçam uma coisa para eu comer. Que tal um hambúrguer?
- Bir de çikolatalı içecek alır mısınız?
Milk shake de chocolate?
Tamam. Şunu alır mısın?
Fica aqui.
Bunu alır mısın?
Podes apanhar isto?
Alır mısın?
Quer um chupa?
Karnı acıkan var mı? Ha şöyle. - Kahve de alır mısın?
Bem, ele ficou farto deles e depois de terem arruinado a sua vida e tudo isso.
Gidip Noisy'yi salona alır mısın lütfen?
Podes ir comprar o Noisy, por favor?
- Bir şey alır mısınız?
- Quer alguma coisa?
Şarap, alır mısın?
- Vinho, por favor?
Onu geri getirmeye çalışacağım. Bunu alır mısın?
Ficas com isto?
İçecek bir şey alır mısın?
Posso servir alguma coisa para beber?
Rob ameliyattan çıkarsa onu okuldan ben alırım ama çıkmamış olursa mesaj atarım, sen de onu Kathy'ye bırakırsın.
Se o Rob sair da cirurgia, eu vou buscá-lo à escola, caso contrário, mando-te uma SMS e podes deixá-lo em casa da Kathy.
Ki onu normalde personel toplantısında alırım ama almadım çünkü onları kendiniz dağıtacağınızı söylemiştiniz ama dağıtmadınız o yüzden ben de sizi bulmak zorunda kaldım ve tıpkı nöbet çizelgem gibi sizi de bulmak kolay değil.
Aquele que costumo receber na reunião de pessoal, mas não recebi, porque disseste que as distribuías e não o fizeste. Por isso tive de vir à tua procura e não és fácil de encontrar, tal como a minha escala de plantão.
Sonra bir ara yumruk alıştırması yaptırır mısın bana? Olur.
Depois podes ajudar-me a melhorar o meu murro?
Mesajımı alır almaz beni arar mısın?
Se ouvires isto, ligas-me?
Mesajlarımı alır almaz lütfen beni arar mısın?
Se recebeste as minhas mensagens, por favor, telefona-me.
- Ama ben kazanırsam şu yarak kafalının yeşil Manta'sını alırım.
- Mas se eu ganhar... Vou apanhar essa touca de banho seu Manta verde feio.
- Böreği alır mısın diyecektim, Phil.
- Azeite, Phil.
Ve alışılmadık. Ama demek istediğimizi anladınız sanırım.
E estranho, mas acredito que mostra o nosso argumento.
Vücudunuz alkolden aldığı şekere alışır, anladınız mı?
O nosso corpo acostuma-se com o açúcar da bebida, sabe?
R. Franco ve A. Cantone. İsimleri bu dosyaların heryerinde, her seferinde daire içine alınmış Var mı birşey?
R. Franco e A. Cantone, por acaso?
Ancak Kuzey Afrika'da modern dünyanın Mısır'ı antik denizin altında yer alıyordu.
Mas no Norte de África, o atual Egito está submerso sob um mar ancestral.
Reed'in adamlarının formları doldurması en az 10 dakikalarını alır. Hazır mısınız?
O pessoal do Reed vai ficar a preencher formulários por uns 10 minutos.
Hayır, bu bakışı biliyorum, Eric ve benim bu nem alıcının topladığı bilgiyi aldığımızı söylüyor.
- Conheço sim. Quer dizer que o Eric e eu, não obtivemos as informações que o desumidificador juntou.
Ben her zaman tarafsız kalmaya çalışırım ama Eunice Duggan gibi kadınların üreme hakkı elinden alınmalı.
Sempre tentei ser imparcial, mas uma mulher como a Eunice Duggan, não devia poder ter filhos.