And tradutor Português
8,152 parallel translation
Roma'da Bayan Teller'ın dayısı Rudi'nin yönetici olduğu Vinciguerra Nakliye ve Havacılık Şirketi'nin eski Nazilerle bağlantılı uluslararası bir suç örgütünün paravanı olduğuna inanıyoruz.
Achamos que a Vinciguerra Shipping and Aerospace Company em Roma, onde o tio Rudi da Miss Teller é executivo sénior, é na verdade uma fachada para uma organização criminosa, com ligações a antigos nazis.
Bu yolun üzerinde kör yürüyorum
And I'm walking blind upon this road
Sakın ama sakın arkaya bakma
And don't look down
Ölmeden önce şeytanı andı.
Bem, ele ligou para Satanás antes de morrer!
Dev kaya matkaplarını andırıyor.
Parece um martelo pneumático gigante.
Chopsticks ve Heart and Soul şarkıları dışındakilerden kurtul gitsin. - Siz...
- Queres saber, deixa só os "Parabéns" e esquece o resto.
Callie and Decca iki kız kardeşmiş.
Callie e Decca eram duas irmãs.
Ve sonra Callie and Decca ters dönmüş ağacın içinden geçmişler, ve sonsuza dek mutlu mesut olarak yaşamışlar.
E assim Callie e Decca entraram na árvore de pernas para o ar e viveram todos felizes para sempre.
Tamam, soğuk kanlı, işte başlıyoruz.
Tudo bem, rock and roll, aqui vamos.
- Henrik Larsen and Brian Laudrup.
- Henrik Larsen e Brian Laudrup.
# You're so sweet and kind. ( Şarkı )
♪ Eras tão doce e amavel.
# And you will see that everything is fine. ( Şarkı ) #'ll be together now, honey. ( Şarkı )
♪ E vais ver que tudo está muito bem. ♪ Estaremos juntos agora, amor.
# I am a man of taste and wealth. ( Şarkı )
♪ Sou um homem de gostos e riqueza.
# I've been around for many many years. ( Şarkı ) # stole more than a man's soul and faith. ( Şarkı )
♪ Estou por aquí por muitos, muitos anos. ♪ Roubei a mais de um homem, a alma e a sua fé.
So when he took those binoculars and looked at the field, Eline dürbünü aldığında, alanda tanıdık sımayı gördü ve 55 sayıyı
Assim que quando pegou esses binóculos e olhou o campo, vê uma cara familiar com o número 55 na camisola...
And then one day...
E logo um día...
Bende Field ve Stream dergileri var. National Geographic de var.
Tenho a Field and Stream, a National Geographic...
Himalayalar, And Dağlarındaki insanlar da kendilerini keşfedemeden mi yaşıyorlar acaba?
O povo no Himalaia, nos Andes, também vivem em voz passiva?
Evet, babam Doğu Güç ve Elektrikte çalıştı.
Sim, o meu pai trabalhava para a Eastern Power and Electric.
AR'nin işi budur, artist and repertoire.
Isto é AR : Artista e Repertório.
Bariz hamle hit peşinde koşmak koyduğumun Jarvis Cocker'ıyla falan işbirliği yapmak olurdu ama hayran kitlesini, drum and bass'çileri uzaklaştırabilirdi.
Agora, o óbvio é ir atrás de um hit, fazendo uma colaboração vocal com a merda do Jarvis Cocker ou outro qualquer. Mas isso pode alienar os fãs dele, os putos que curtem Drum Bass.
Bu, Edinburgh'lü grup Cocoa and the Bean.
Esta é a Cocoa and the Bean, banda de Edimburgo.
Rage, kendine mahsus drum and bass yıldızı şiddetli bir tartışmanın ardından hastaneye kaldırıldı.
Rage, superstar da bateria e do baixo, foi levado ao hospital depois de uma luta violenta...
Benimki The Cutter'dı, Echo and the Bunnymen.
Bem, o meu foi The Cutter. Dos Ecco and the Bunnymen.
Drum and bass'in Stephen Hawking'i günümüzün orta sınıf gerzekleri için olmazsa olmaz sehpa aksesuarı.
A bateria e o baixo Stephen Hawking, o melhor acessório de mesa de café para espástica da classe média de hoje.
AR, artiste and repertoire. Müzik sektörünün yeni yetenekleri bulup geliştirmekle yükümlü iş kolu.
Artista e Repertório, o ramo da indústria musical focado em descobrir e nutrir novos talentos.
Artiste and repertoire mı?
"Artista e Repertório"?
Paris 2007'yi andırıyor.
É muito Paris 2007.
Bay and Bayan Loughran, damadın anne ve babası ve ailemiz.
Sr. e Sra. Loughran, os pais do noivo, e a família.
Bir filmi andırdı bana sanki.
Parece quase um filme.
Bu, son kez Rachel'ı gördüğüm andı.
Foi a última vez que vi a Rachel.
Birçok radyo hala Gin and Juicey Juice'u çalıyor.
Muitas estações ainda tocam "Gin and Juicey Juice".
More than the moon and the stars.
Mais que a Lua e as estrelas.
Aileme sağlık ve mutluluk ver. Güzelliğimin hiçbir kırışıklık olmadan devam etmesine yardım et. May my family possess good health and happiness.
Que possa a minha família ser feliz e ter boa saúde.
Bu yılın En İyi İngiliz Kadın Ödülü kazananı... ŞUBAT 2007 BRIT ÖDÜLLERİ... Liam Gallagher'dan çok daha rock'n roll, rakipsiz Amy Winehouse!
A vencedora este ano do Best British Female... bem mais rock and roll do que Liam Gallagher, a única e incomparável Amy Winehouse!
Canlı yayındayız. Ulusal Kayıt Sanatları ve Bilim Akademisi Grammy Ödülleri'ni sunar.
É a maior noite musical do ano, em que a National Academy of Recording Arts and Sciences apresenta a cerimónia anual dos Grammy!
Sana mailimi vereceğim and you can BCC me.
Dou-te o meu email e podes pôr-me em BCC.
Huey Lewis and The News'dan gürül gürül bir film müziğin var, tamam?
Temos uma banda sonora energética pelos Huey Lewis and the News, certo?
Bir filmi yazdıklarını söylediler. Ve Marty McFly karakterinin favori grubu da Huey Lewis and The News olacaktı.
Disseram que tinham escrito um filme, e uma personagem, o Marty McFly, tinha como banda favorita os Huey Lewis and the News.
- Rock'n roll.
- Rock and roll.
Şarkım Hugs and LOLs'u biliyor musun?
Conheces a minha música, Abraços e lois?
Rock and Roll ve Şeref kürsüsünün başkenti?
Estás a falar da casa do The Rock and Roll Hall of Fame.
Hepimiz Ferris Bueller olup Sex and the City'de ki aktristle evlenmiyoruz.
Nem todos podemos ser o Ferris Bueller, e estamos casados com uma das actrizes do Sexo e a Cidade.
Sen evlendin. Sen Sex and the City'de ki aktristle evlendin.
Sim, tu casaste com uma.
- Rock and roll, hayatım.
É só rock and roll, querida.
# Rock and Roll'u unutayım deme
Não se esqueçam do rock and roll...
"Uluslararası Balistik ve Cephane".
"International Ballistics and Munitions"?
- Rock and Roll.
- Obrigado! - Desculpa. - "Rock and roll".
Isabelle, konuşurken gezmek konusunda ne düşünüyoruz?
O que estamos a pensar para o "walk and talk"?
Benim için büyük bir andı.
Foi um momento espectacular para mim, quando li o argumento, e disse :
Rock and Roll, dedim.
Eu disse rock and roll.