Anlatacağım tradutor Português
3,504 parallel translation
Bu iş sona erdiğinde sana her şeyi anlatacağım.
Quando isto terminar... eu conto-te tudo.
" Sana her şeyi anlatacağım...
"Contar-te-ei tudo"...
Yarın ilk iş, bölge savcılığına gerçeği anlatacağım.
Amanhã de manhã, vou contar a verdade ao MP.
O gece onlara tam olarak neler olduğunu anlatacağım.
Conto-lhes exatamente o que aconteceu nessa noite.
Bununla California Bilim Merkezi'nde benimle bir gün geçireceksin ve ben de yaptıkları hataları anlatacağım.
É uma tarde comigo no Centro de Ciência da Califórnia, em que eu assinalo os erros deles.
- Ona anlatacağım... -... ve umarım çıldırmaz.
- Vou simplesmente dizer-lhe e esperar que ele não se emocione.
Sana küçük bir hikâye anlatacağım ama ayıplamak yok.
Vou contar-te uma pequena história, mas não faças julgamentos.
Jasper'ın suçlanmasını istemiyorum. O yüzden bildiklerimi anlatacağım.
Não quero que o Jasper seja acusado, por isso vou contar o que sei.
Bay Durant'e yaptığımız şeyi anlatacağım.
Vou contar ao Sr. Durant o que nós fizemos.
Sana bir hikaye anlatacağım.
Vou contar-te uma história.
Bu iş bittiğinde sana her şeyi anlatacağım.
Quando esta história acabar... conto-te tudo.
Ama anlatacağım.
Mas vou contar sobre ele.
Öğrendiğim her şeyi sana anlatacağım.
Vou dizer tudo que eu souber.
Anlatacağım şey olduğu zaman diziyi izliyordum.
Eu estava a ver a série quando aconteceu.
Tamam. Davanın şimdiye kadar olan durumunu anlatacağım... -... sonra da sana geçeceğim.
Vou contar o progresso do caso até agora, e depois é a sua vez.
Yarın onun tüm esprilerini anlatacağım.
Amanhã vou contar todas as piadas dele.
Sana bildiğim herşeyi anlatacağım ve gideceğim.
Vou dizer-te tudo o que sei e depois vou-me embora.
Sana planımı anlatacağım.
Quero-lhe dizer o meu plano.
Bunu hak etmişti Sam. Sana ne olduğunu anlatacağım.
Ele mereceu-o, Sam.
Tamam, anlatacağım.
Pronto, eu conto-vos.
Bildiklerimi anlatacağım ama başkasına söyleme.
Vou dizer-lhe o que sei, mas guarde-o para si.
Eğer o teknolojiyi çalmazsan Christopher'a her şeyi anlatacağım.
Porque se não roubares aquela tecnologia para mim, vou contar tudo ao Christopher.
Öyleydi. Hepsini anlatacağım.
Era.
Janie'ye gülümsedi ve çocuğumuza anlatacağımız çok güzel bir hikayemiz olduğunu söyledi. Oracıkta Maya'yı doğurttu.
Ele sorriu para a Janie, disse que ia ter uma ótima história para contar, e fez o parto da nossa pequena Maya.
Ama bunu daha sonra anlatacağım.
Mas volto mais tarde a esse assunto.
Her şeyi anlatacağım.
Eu conto tudo.
Size her şeyi düzeltmek için planımı anlatacağım.
Vou dizer-vos o meu plano para solucionar tudo.
Gitmeden önce anlatacağım, söz veriyorum.
Antes de ir. Eu prometo.
Benimle gel her şeyi anlatacağım.
Anda comigo e conto-te tudo agora.
- Her şeyi anlatacağım.
- Vou contar tudo.
- Mathias, sadece Alma beyaz şahine anlatacağım ki onun torunu öldürüldü.
Mathias, tive de contar à Alma "Falcão Branco" que o seu único neto foi assassinado.
Ne kadar sürecek ya da bitecek mi bilmiyorum. İlişkili olan herkesle yaptığım röportajlarla bunu keşfetmeye başlamayı bırak, şu noktada nasıl anlatacağımı biliyormuş gibi davranmayacağım bile. O nedenle ne kadar aykırı olursa olsun herkesin görüşü dahil edilecek.
Não sei quanto tempo levará, nem se será alguma vez terminado, nem tão-pouco sei como contá-la, para além de a explorar através de entrevistas com os envolvidos, para incluir todas as perspectivas, por muito contraditórias que sejam.
Anlatacağım.
Lá chegarei.
Tamam. Size masal anlatacağım, tamam.
Vou contar uma história.
Hayır! Ne bilmek istiyorsan anlatacağım.
Eu digo-lhe o que quer saber!
Colorado'lu çocuğu anlatacağım!
Eu falo-lhe do Colorado Kid!
Tamam, sana anlatacağım.
Muito bem, eu digo-lhe.
Cindy'e nasıl anlatacağımı bilemiyorum. İade et sen de.
E não sei o que vou dizer a Cindy.
Daha sonra hepsini anlatacağım ama çocuklarla ilgili bir şey bulabildin mi?
Eu depois explico tudo. Tens novidades sobre os rapazes?
Sana bunları ben mi anlatacağım?
- Não preciso dizer isto.
Kilisedeki herkese yaptığını anlatacağımı söyledim.
Disse-lhe que contaria a todos, na igreja, o que ele fez.
Bir yalancı olmak istemiyorum o yüzden Rachel'a anlatacağım. Her şeyi.
Vou contar tudo à Rachel.
Bu sana anlatacağım şeyi daha da kötü hale getirdi.
O que vou dizer vai piorar as coisas.
Şimdi sana bir hikâye anlatacağım ve bittiğinde bir karar vermen gerekecek.
Vou contar-lhe uma história, e no final, vai ter de tomar uma decisão.
Önce ben anlatacağım.
Eu começo.
Yarın oraya gideceğiz. Yaptığımız şeyi anlatacağız aşağılanacağız ve bunu aile olarak yapacağız.
Amanhã vamos lá, dizemos o que fizemos, sofremos as consequências e vamos fazê-lo como uma família.
Felicity ile bana anlatacağınız çok şey var, bulduğunuz tüm kanıtları gösterin bakalım.
A Felicity e eu precisamos dos detalhes. Queremos ver as provas obtidas pela equipa.
Çılgın bir hikaye anlatacağını kendi ağzıyla söyledi ben de buna inandım.
Até disse que me contaria uma história louca, e eu caí.
Günün birinde torunlarımıza anlatacağımız bir şey bu.
Isto é uma coisa que havemos de contar aos nossos netos um dia.
Sanırım Johnny, kendi çenesinin düşük olduğunu söylemişti muhtemelen sana anlatacağını falan gevelemişti.
O Johnny disse que eu era um desbocado e que te ia contar.
Onlar gidince sana hepsini anlatacağım.
Eu explico tudo assim que os convidados tiverem saído.
anlat 464
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207