Anlattı tradutor Português
16,834 parallel translation
Hive'a anlattığım gibi.
Tal como disse a ele.
Monsenyör, konuştuklarımızı Kardinal Devlet Sekreteri'ne anlattığınız için sizi bağışlıyorum.
Monsenhor, perdoo-lhe ter traído as nossas confidências para o Cardeal Secretário de Estado.
Kim anlattı size bunları?
Quem é que lhe contou todas estas coisas?
Kimseye söylememem için yemin ettirdi ama dayanamayıp anneme anlattım.
Tinha leucemia, fez-me jurar que não dizia a ninguém. Fiquei tão preocupado que acabei por contar à minha mãe.
Fakat bu günlükte anlattığım hayret veren olaylardan hiçbiri dinden dönen rahiplerin ilginç durumu kadar... Hristiyan değil. ... konuşulmadı.
Mas nenhuma das maravilhas que contei foi tão comentada como a curiosa história do sacerdote apóstata.
Bu hafta sonunu sana anlattığım zamanki gözlerini görmeliydin.
Devias tê-los visto quando te falei deste fim de semana.
İhtiyar Jimmy, hakkındaki her şeyi anlattı.
O velho Jimmy contou tudo sobre ti.
.. ama ona anlatamadığım şey ise.. .. anlattığım hikayeyi daha önce başka birisiyle paylaşmadığımdı.
Mas o que não lhe contei foi que nunca a tinha partilhado com mais ninguém.
Asıl sorun Snyder'e anlattığımız saçma hikayenin ne kadar gideceği.
O problema é que não sei por quanto tempo essa história que contámos ao Snyder vai durar.
Sence bu Snyder'i anlattıklarımıza inandırmaya yetecek mi?
Achas que isto é suficiente para vender ao Snyder a nossa história?
Annen bana anlattığında belirtileri ilk gören kişi o olmuştu.
A tua mãe disse-me que fora então que vira os sinais.
- Magnus sana Ayaklanma'yı anlattı mı? - Evet.
- O Magnus falou-te na Insurreição?
Bunu sadece annene anlattım.
A tua mãe é a única pessoa a quem já contei isto.
- Anlattıklarımın senin hatırlamanı sağlayacağını.
- Que te desbloquearia. - O que significa isso?
Seni düşünüyordu bana ortaklığınızı, arkadaşlığınızı anlattı.
Ele estava a pensar em ti, e contou-me sobre a vossa parceria, a vossa amizade.
Bana anlattı, düşündüm ve o zamandan beri inanılmaz şeyler oldu.
Ele explicou-me, consegui perceber e tem sido inacreditável.
Ablası mevzuunu anlattı. - Bir de aranızdaki anlaşmayı.
Ele falou-me da sua irmã e do vosso acordo.
Meliorn size bildiği her şeyi anlattı.
O Meliorn disse-vos tudo o que sabia.
- Meliorn'un Valentine'ın saldırısıyla alâkalı anlattığından daha çok şey bildiğini düşünüyorlar.
- Eles acham que o Meliorn sabe mais coisas sobre o Valentine e do ataque.
Joshua'nın başına gelenleri anlattın mı onlara?
Contou-lhes o que aconteceu ao Joshua?
- Anlattığınız vadi Albano Gulch ile uyumlu.
O vale que descreveu é consistente com o Albano Gulch.
Geldiğin yerde sana sayıların önemini anlattılar mı?
Eles ensinam números de onde tu vieste?
Anlattım ya sana, Savage'ı öldürmekle ilgili bir şeyler.
Contei-te sobre matar o Savage.
Hepsini detaylı anlattı farklı açılardan girdiğini mermilerin boyutlarının ve yaraların bir tabancaya göre çok büyük olduğunu söyledi.
Ele descreve tudo em detalhe de ângulos diferentes, o calibre das balas, ferimentos de saída muito grandes para pistola.
Derdini anlattın, tamam mı?
Tens razão, está bem?
Bunları polise anlattın mı?
Disseste isso à Polícia?
Güzel bir hikaye anlattınız Albay ama tam olarak anlattığınız gibi olduğunu nereden bilebiliriz.
Contou uma bela história, Coronel mas como podemos saber se aconteceu tal como descreveu?
Tek yapman gereken Frank'e hikayesini anlattırmaktı.
Só tinhas de fazer o Frank contar a história dele.
- Ben anlattım zaten.
Eu já o fiz.
Patronuna öyle hareket etmeseydin her şeyin mahvolacağını anlattım.
Estava a dizer ao teu chefe que se não tivesses agido da maneira que agiste, então... Teria-se soltado o inferno. Não é assim?
Her şeyi anlattı.
Ele explicou-me tudo.
Çünkü anlattıklarına bakılırsa Ty'ın bu cinayetle ilgisi yok gibi.
Bom, por causa de tudo o que tu me contaste, parece que o Ty talvez não tenha nada a haver com este assassinato.
Böldüğüm için kusura bakmayın. Peder Frank'in Örümcek'le ilgili anlattıkları doğru çıktı. Ben de bir ipucu buldum.
Lamento interromper, mas a história do padre Frank sobre o Aranha verifica-se, e eu tenho uma pista.
Connor her şeyi anlattı.
Connor deu-nos tudo.
Size bildiğim her şeyi anlattım.
Olhe, contei-vos tudo o que eu sei,
Anlattıkları doğru muymuş ona bakacağım.
Vou ver se a história dele confere.
Anlattıkları doğruymuş.
- A história dele confere.
Müvekkilinizin kocasının ölümüyle ilgili anlattıklarından daha çok şey bildiğine inanmak için sebeplerim var.
Tenho razões para acreditar que a sua cliente sabe mais do que nos disse sobre a morte do seu marido.
Sen gelene kadar neler hissettiğimi anlattım sadece.
Eu, apenas, disse aquilo que sentia, até chegares lá.
- Bu yüzden sana anlattım.
É por isso que lhe disse.
Richie'ye konuştuğumuz meseleyi anlattım.
Contei ao Richie sobre aquilo que conversámos.
Ev hakkında bildiklerimi anlattım.
Disse que sabia acerca da casa.
Sana doğru anlattıklarından emin değilim.
Não sei se te explicaram isso bem.
Ben de ona anlattım.
"Porquê?" Então eu disse-lhe.
Bize onu nasıl terk ettiği anlattı. Birçok kez hem de.
Ele contou-nos como o abandonou tantas vezes.
Biliyor musun, anlattığın "O ölürse, ben de ölürüm," efsanesi hiç mantıklı gelmemişti zaten.
Aquele mito de que, se ele morresse, tu também morrias, nunca fez sentido.
Ruiz anlattı bana...
O Ruiz contou-me tudo.
Bana hırslarını anlattın.
Contastes-me as vossas ambições.
Cedric, ona notu ve fareyi bırakmasını emrettiğine dair şüphelerimi sana anlattı.
O Cedric falou-vos das minhas suspeitas que lhe destes ordens para escrever o bilhete e deixar a ratazana.
Tam da Lucifer'ın anlattığı gibisin.
És tal como o Lucifer descreveu.
- Meramını anlattın.
Já entendi.
anlattım 33
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351