Annemle tradutor Português
5,332 parallel translation
Annemle babam.
O meu papá e a minha mamã.
Kocasının annemle bir ilişki yaşadığı gerçeğini kabullenemiyordu.
Não conseguiu superar o facto do marido dela ter tido um caso com minha mãe.
Çocukken annemle babam boşandı benim, narinim.
Eu sou filho de pais separados. Sou delicado.
Annemle olan bağımı da keseceğim.
Já me afastei da minha mãe.
Bir zamanlar annemle arkadaştınız.
Vós e a minha mãe já foram amigas.
Annemle tanıştın mı sen?
Conheceu a minha mãe?
Annemle konuştum, Joe iyiymiş.
A minha mãe diz que o Joe está ótimo.
Ne kadar çılgınca ; annemle babam da tam bu sahile ayak...
Não é fantástico que a minha mãe e o meu pai tenham deixado pegadas... - O que foi?
annemle konuşmalıyım.
- Falar com a minha mãe.
Onu olaylara karıştırmadan annemle babam yeterince endişeliydi.
Os pais estão preocupados que chegue, não vou arrastá-lo também.
Bunlar annemle babam.
São os meus pais.
Annemle babam 40. yıllarını kutlayacaklar. Sonraki hafta da parti var. Gelmek ister misin?
É o 40º aniversário dos meus pais e daqui a duas semanas há uma festa.
Charlie, annemle babamın Broadway'de izlediği Yanında Götüremezsin isimli oyundan bahsetmiş miydim?
Charlie, alguma vez te falei daquela vez que os meus pais viram o "You Can't Take It With You" na Broadway?
Bu saati annemle babam mezuniyet hediyesi olarak vermişti.
Este relógio é um presente dos meus pais pela minha graduação.
Sen ise Fransa Kralını öldürmek için annemle beraber çalıştın.
Mas haveis trabalhado com a minha mãe para matar o Rei de França.
Annemle birlikte.
Eu e a minha mãe.
Annemle babamın 1874'de Rusya'dan getirdiği bazı Rus eşyaları var.
Temos umas coisas russas aqui de quando o Papá e a Mamã lá foram em 1874.
- Annemle kalmak istiyorum.
Quero ficar com a mamã.
Bayım, annemle son bir kez zaman geçirmek istiyorum.
Senhor, gostava de um momento em privado com a minha mãe pela última vez.
Annemle ilgili bir durum mu var?
- Tem a ver com a mamã?
Seni annemle tanıştırmak için can atıyorum.
Mal posso esperar para te apresentar à minha mãe.
Annemle oturuyorum.
Muito moderno. Eu vivo com a minha mãe.
Cidden, burada annemle arkadaşım.
A sério, tenho a minha mãe aqui na lista de amigos.
- İstiyorsam en iyi günümde olayım annemle konuştum mu değişir.
PROCURAMOS PESSOAL PARA ENTRADA IMIDIATA Posso estar no meu melhor dia, e depois falo com a minha mãe...
Evet. Annemle babam evlendiğimde verdi.
Os meus pais deram-nos a quando nos casámos.
Annemle evli olduğun için mutluyum.
Estou contente por te teres casado com a minha mãe.
Benimle konuşmak istemezsen annemle babamı da arayabilirsin.
Ou ligares para os meus pais, se não quiseres falar comigo.
Beni annemle kariStiriyorsun.
Estás a confundir-me com a minha mãe.
Beş yaşımdayken annemle parka gitmiştik. Kaybolmuştum.
Quando eu tinha 5 anos, a minha mãe perdeu-me num parque.
- Annemle taşındığımızda daha çocuktum.
Fui com a minha mãe para lá, quando era criança.
Annemle gitmek istiyorum.
Quero ir com a minha mãe.
Annemle babamın arasında ne var?
Então, o que se passa com o pai e a mãe?
- Annemle tanış. - Peki.
- Apresento-te a minha mãe.
Ben annemle Disneyland'a giderken sen konferansa gitmiştin.
A mãe foi comigo. Tu foste a uma conferência qualquer.
- Annemle görüşüyorum. Bu kafi.
Estou a ver. mamã, é o que importa.
Annemle konuştuktan sonra sana söz vereceğim.
- Depois de falares com a minha mãe. - Depois, prometo-te.
Onların işine yaramayacak kadar ufaktım, ancak annemle kız kardeşlerim o kadar şanslı değillerdi.
Eu era muito nova para eles, mas a minha mãe e a minha irmã não.
- Annemle babamın sefil arzularından.
As paixões obscuras dos meus pais.
Önemli olma sebebi babam annemle beni terk etmeden önce eskiden beni çizgi romancıya götürürdü.
O real motivo da importância disto é... Antes do meu pai abandonar a mim e à minha mãe... ele costumava me levar à loja de banda desenhada.
Seninle ve annemle.
Contigo e com a mãe.
Ailem Laura diye bir kadın yüzünden kavga ederdi. Galiba annemle evlenmeden önce babamın onunla ilişkisi varmış.
Os meus pais costumavam discutir sobre uma mulher chamada Laura, porque acho que o meu pai esteve envolvido numa relação com ela antes de ter casado com a minha mãe.
- Baban annemle miymiş?
O teu pai e a minha mãe? Sim.
Annemle aranızdaki ilişkiden nefret ediyorum.
Eu odeio esta coisa entre ti e a minha mãe.
Annemle babamın 40. evlilik yıldönümü yaklaşıyor ve onlara alacak hediye aklıma gelmiyor.
O aniversário de 40 anos dos meus pais está a chegar, e não sei o que lhes dar.
- Az önce annemle babam ayrıldı oğlum.
Meu, os meus pais acabaram de se separar. - O quê?
Tatillerde görüşünce de Diwali'yi birini annemle birini de babamla olmak üzere iki defa kutlayacağım.
E quando for visitá-los nas férias, vou poder celebrar o Diwali duas vezes. Uma vez com cada um.
Annemle babam ne olacak?
Não és uma parva.
Annemle yeniden fingirdeşmeye başlamanızı Ros bilmiyor diye farz ediyorum.
- Reparado em quê? - No dano.
- Annemle ilgili bir durum mu var? - Hayır, hayır. Meraklanma sen.
- Tem a ver com a mamã?
Sanıyorum annemle konuşma talihsizliğini yaşamışsın.
Suponho que tenho o desprazer de falar com a minha mãe.
Annemle bir daha konuşursan dilini keser yediririm.
Voltas a falar com ela e obrigo-te a comer a tua própria língua.
annemle babam 17
annem 830
annem hasta 26
annemin 46
annem ve babam 43
annemi 40
annem geldi 21
annem nerede 136
anneme 47
annem mi 79
annem 830
annem hasta 26
annemin 46
annem ve babam 43
annemi 40
annem geldi 21
annem nerede 136
anneme 47
annem mi 79