Ayağa kalkma tradutor Português
113 parallel translation
Ayağa kalkma.
Não te levantes.
Şimdi, siz ve karınız dışarıda yemekte iken, masanıza bir adam geldiğinde ayağa kalkma konusunda ne dersiniz?
Quando você e a sua esposa saem, como se sente quanto a levantar-se quando outro homem vem à vossa mesa?
Ayağa kalkma. - Sadece bakacağım, tamam mı?
- Só quero espreitar.
Evet, şimdi... Alçakgönüllülüğün birazcık, ayağa kalkma vakti. Çatımızın altında rahat olacağınıza inanıyorum, sevgili piskoposum.
Já que a humildade faz mal aos joelhos... creio que ficará bem, meu senhor Bispo.
- Ayağa kalkma.
- Não te levantes, carinho.
Hemen ayağa kalkma, daha hazır değilsin.
Ainda não está pronto para enfrentar tigres.
Ayağa kalkma.
Tu não vais a lugar nenhum.
Hatip, ateşli hatiplerden, Algy Fitzroy ayağa kalktı ve kamaraya "Hislerinizi ifade etmek isterseniz ayağa kalkma sırası sizindir." dedi. Tüm herkes ayağa kalktı.
E o presidente do Parlamento na altura, Algy Fitzroy, levantou-se e pediu à Câmara que se levantasse se quisesse expressar a sua solidariedade e a Câmara levantou-se em peso.
Ayağa kalkma.
Não te podes levantar.
Ayağa kalkma.
Não se levante.
Ne olursa olsun ayağa kalkma!
Fica deitada. Não importa o que aconteça.
- Ayağa kalkma.
Satisfeito? Não levante.
- Seni öldürür! Ayağa kalkma!
Ele mata-te.
Ayağa kalkma Monty.
Não te levantes, Monty.
- Ayağa kalkma.
- Fica quieto.
Ayağa kalkma oğlum.
Fica quieto. - Não.
Ayağa kalkma.
Lindo menino.
Ayağa kalkma.
Fica quieto.
Ayağa kalkma, tamam mı?
Não te levantes, sim?
- Tamam. - Ayağa kalkma, Jason!
E nada de dançar, Jason!
Ayağa kalkma yine.
Que não te passe pela cabeça levantares-te, he?
Bu, ayağa kalkma ve sayılma zamanıdır.
É tempo para mostrar quem somos...
Bu şarkı Kim için, bana ayağa kalkma ve bağırma isteği verdiği için.
Esta é para a Kim que me faz querer levantar e gritar.
ayağa kalkma ve kendimizi bu fare labirentine sıkıştırdığımızı anlama zamanıdır.
XXI, é tempo de nos erguermos e percebermos... que não nos devemos permitir ficar encurralados neste labirinto.
Hayır, ayağa kalkma.
Não te levantes.
- ayağa kalkma!
Fique agachado.
- Evet, ayağa kalkma.
- Não te levantes.
Ayağa kalkma lanet olası.
Não ouses levantar-te!
Ayağa kalkma, Jordan!
Baixa-te, Jordan!
- Hayır. Hayır, ayağa kalkma.
- Eu estou bem, senhor.
Ayağa kalkma hiç.
Não te levantes!
Şimdi ayağa kalkma.
Não subam agora.
Ayağa kalkma zamanı.
Tempo para nos levantarmos.
Ayağa kalkma vakti.
Altura par levantar.
- O zaman ayağa kalkma!
- Então não se levante! Por favor!
Orada ayağa kalkma sakın.
Não te levantes.
Hayatta başka her şeyde düşersen ayağa kalkma şansın var.
Em tudo na vida, se caires tens a hipótese de te levantar.
Sadece yetenek ve çok çalışma var. Ve bir de yere serilmişken ayağa kalkma becerisi.
É por talento, muito esforço e a capacidade de recuperar quando nos derrubam.
Hayatta başka her şeyde düşersen ayağa kalkma şansın var.
Em tudo na vida, se cais tens a oportunidade de te levantares.
Galiba bana yeniden ayağa kalkma gücünü veren de bu oldu.
E foi isso que me deu forças para me levantar.
Şimdi, çünkü ben hırs var ayağa kalkma ve eşya kare yapmak, Bu bir sebep değil marka beni ortak etmek,
Agora, só porque tenho a coragem de me levantar e fazer coisas certas, isso não é motivo para me chamar comum,
Sıkı bir darbe aldıktan sonra tekrar ayağa kalkma hissini çok severdim.
Adorava a sensação de ser derrubado e, de seguida, levantar-me rapidamente.
Kıpırdama! Ayağa kalkma!
Fica quieto!
Ayağa kalkma. Kanıtlayacak bir şeyin yok.
Não tens nada para provar.
Sakın ayağa kalkma.
Não se levante.
Ayağa kalkma.
Não te levantes!
Ayağa kalkma vakti, Allison.
Está na hora de se levantar, Allison.
Ayağa kalkma.
Ok, não se ponham de pé.
Sakın ayağa kalkma!
Fica deitado!
Ayağa kalkma!
Fica estendida.
Ayağa kalkma, sürtük!
Fica estendida, cabra.
kalkma 97
kalkma vakti 31
kalkma zamanı 33
kalkmayın 47
kalkmama yardım et 21
ayağa kalk 879
ayağa 38
ayağa kalktı 19
ayağa kalkın 216
kalkma vakti 31
kalkma zamanı 33
kalkmayın 47
kalkmama yardım et 21
ayağa kalk 879
ayağa 38
ayağa kalktı 19
ayağa kalkın 216