Basit tradutor Português
17,159 parallel translation
Keşke bu kadar basit olsaydı.
Fica com a cabeça quieta. Oxalá fosse assim tão simples.
- Keşke bu kadar basit olsaydı. Ke...
- Oxalá fosse assim tão simples.
Keşke bu kadar basit olsaydı.
Portanto, oxalá fosse assim tão simples.
Keşke bu kadar basit olsaydı.
- Baixa a mão. Oxalá fosse assim tão simples.
Keşke buuu kadar basit olsaydı. Hafifçe söyle.
Oxalá fosse assim tã simples.
- Keşke buuu kadar basit olsaydı.
Oxalá... - Oxalá fosse assim tã simples.
- Keşke bu kadar basit olsaydı. - Keşke...
- Oxalá fosse assim tão simples.
- Keşke bu kadar basit olsaydı.
Tristemente. - Oxalá fosse assim tão simples.
- Keşke buuu kadar basit olsaydı. - Niye?
- Oxalá fosse assim tã...
- Keşke buuu kadar basit olsaydı.
Porque é que fazes isto? - Oxalá fosse assim tã simples.
İnsanlar gariptir. Basit bir ekonomik etken.
O homem é uma raridade, um simples agente económico.
Maalesef o kadar basit değil.
Receio que não seja assim tão simples.
Bu basit bir iş değil, büyük bir karar.
Não é um estratagema. É uma grande decisão.
- Değiştirdik. Ama o kadar basit değil.
Mas não é assim tão simples.
- O kadar basit değil. - Yeter ama.
- É mais do que isso.
Şunu bil ki hiçbir şey göründüğü kadar basit değil.
Têm de saber que as coisas nunca são tão simples como parecem.
- Orası basit. Rhoades saldırıya açık, hassas durumda.
É fácil, o Rhoades está vulnerável, exposto.
O kadar basit değil.
- Não é assim tão simples.
Basit bir tepkiden söz etmiyorum.
Não estou a falar de uma reacção emocional.
Ama bunlar çok basit.
Estes são muito básicos.
Hayranlar bu dövüşü izlemek istemiyor, bu kadar basit.
Os fãs não querem ver este combate, tão simples quanto isso.
Sayın Yargıç, davamız basit ve anlaşılır.
Meritíssimo, o nosso argumento é simples e direto.
Basit suçlamalar olmadığını ikimizde biliyoruz, Sayın Yargıç.
Sabemos que não são só acusações, Meritíssimo.
Her şey o kadar basit değil.
- O mundo não é simples.
Daha basit, daha güvenli bir şekilde çalışmak seni uçurumun kenarından uzaklaştırır mı?
Trabalhar de forma simples e segura, impede-te de cair?
Mutlak güç, mutlak bilgelik bir basit anahtarda saklı.
Todo o poder e toda a sabedoria, contidos numa simples chave.
Bu bir kurtarma görevi ; sade ve basit.
É uma missão de resgate, pura e simples.
Basit bir şekilde anlatmak gerekirse saçmalamayı kes bayan.
Em linguagem coloquial... Deixe-se de merdas.
Ama bu basit.
Mas, isto é simples.
Fakat onu öldürmek çok basit kalır.
Mas é demasiado simples, matá-lo apenas.
- Hayat o kadar basit mi sanıyorsun?
- Achas que a vida é assim tão simples?
- Basit ile kolay aynı değildir Captain.
- Simples não significa fácil.
Duyduğuma göre basit numaralar çevirmekte epeyce ustaymış.
Segundo sei, era bastante dotado num certo truque de magia.
- Gayet basit.
- Simples.
Koshmar basit suçluların gideceği yer değildir.
Koshmar não é um hotel para ladrões vulgares.
Daha önce hiç bu kadar basit ve şairane bir teorem görmemiştim.
Nunca tinha visto um teorema tão simples, tão poético, antes.
Çok basit. Hack / Slash okuyor musun?
É demasiado básico.
Çok basit.
Essa é fácil.
Bu kadar basit değilsin sen.
És mais que isso!
Hayır, hayır, hayır, karına üzüldüm ama bu gece olacak şey basit bir şey değil.
Não, não, não, lamento pela tua esposa, mas o que aconteceu esta noite, não é algo em vão.
Ben minnet içinde onun yanında duran basit bir adamım.
Sou simplesmente o homem agradecido que está a seu lado.
O kadar basit yani, ha?
É assim tão simples?
- Basit ve rahatlatıcı.
É... simples.
Çok basit.
Mas é simples.
Biraz fazla basit kaçıyor, değil mi?
Muito conveniente.
Asıl bu fazla basit kaçıyor. Ayrıca teyit edilmiş bir bilgi değil.
Isso sim, é conveniente, e um indício por confirmar.
- Efsaneye göre işe yarayan tek silah geni bir hanımın elindeki basit bir mızrak.
No que diz respeito à lenda, a única arma que provou ser eficaz era uma simples lança nas mãos de uma jovem rapariga.
- Keşke buuu kadar basit olsaydı.
- Oxalá fosse assim tã simples.
- Keşke bu kadar basit olsaydı.
- Oxalá fosse assim tão simples.
Çok basit.
É fácil.
Çok basit.
Na verdade, é simples.