Bastille tradutor Português
109 parallel translation
- Bastille Günü'nde olmaz!
- Não vou esperar pelo 14 de Julho!
Bu bana çocukluğumda Gobelins'teyken geçirdiğim bir Bastille Günü'nü hatırlattı.
Isso me lembra do dia Bastille,... quando eu era criança, os Gobelins.
Bastille Hapishanesi'ne mi girmek istiyorsun?
Queres ir parar à Bastilha?
Alo Bastille.
Bastilha?
Haydi Bastille.
Responda, Bastilha!
Haydi Bastille.
Fala Windsor. Responda, Bastilha!
Güneş Bastille'in üzerine doğmuştu.
Dez minutos depois, o sol de Austerlitz nascia na Bastilha.
Dr. Manette, Bastille'de geçirdiği 18 yıldan sonra İngiltere'dedir.
Dr. Manette está em Inglaterra após 18 anos na Bastilha.
Manette, Bastille'e onun zalimliği yüzünden girmişti.
Evremond, cuja crueldade havia colocado Manette na Bastilha.
Üçüncü Cumhuriyet'in son Bastille Günü geçit resmi.
O último desfile do Dia da Bastilha, organizado pela Terceira República.
Babam, Mösyö Rimbaud, on senedir Bastille'de hapis.
O meu pai, o Monsieur Rimbaud, Há dez anos que esmorece na Bastilha.
- Neden Bastille'e kondu?
- Porque é que ele foi parar à Bastilha?
- Seninleyse borcunu da sen ödersin.
Se o levares, Bastille, a dívida passa a ser tua.
- Beni rahat bırak, Bastille.
Não estou a fazer nada, Bastille.
Bastille ve Cape Cod günlerinde, ve mutlu hindi günlerinde.
No dia da Bastilha e de Cape Cod no dia feliz de peru
Bastille Günü, tüm bankalar kapalıdır.
No Dia da Bastilha, todos os bancos fecham, exceto esse.
Ve aç gözlü kapitalistler oldukları için belki gelecek Bastille Günü'nde kapalı kalırlar.
Sendo capitalistas, talvez só fechem no dia seguinte.
- Bastille Günü ne zaman?
- Quando é o Dia da Bastilha? - Amanhã.
Yarın gerçekten de Bastille Günü mü?
- Amanhã é o dia da Bastilha?
Neden Bastille? Kilitlenmesini istiyorum.
Quero-o num calabouço e que não saia de lá!
Bugün saat beşte Bastille Fırtınası Park'ında Stalin balonları ve uçakları inşasının altıncı yıldönümü şerefine Komünist besteci Minayev'in eserlerinden oluşan bir konser verilecektir.
" Hoje, às 17 horas... no Teatro Aberto, do Parque da Tomada da Bastilha, será apresentada uma obra do Compositor Comunista, Minayev. em comemoração do Grande Dia do Sexto Aniversário da construção dos balões e dos aviões de Estaline. A entrada é gratuita.
Benim annem Fransız, o yüzden sadece Bastille gününü kutluyoruz.
A minha mãe é francesa por isso, só festejamos o Dia da Bastilha.
Bu hikayenin bir kısmı efsanedir, ama en azından şu kadarı gerçek Fransa'nın isyan eden halkı Bastille Kalesi'ni yıktığında, kale kayıtlarında bu esrarengiz kaydı buldular...
Parte disto é lenda, mas esta parte é verdade - Quando o povo francês amotinado destruiu a Bastilha, descobriram nos seus registos uma alínea misteriosa :
Phillippe Bastille'in alt zindanlarından birine götürüldü.
O Filipe está na masmorra inferior do castelo.
Eğer Phillippe Bastille kalesindeyse, biz de Bastille'e gideceğiz.
Se o Filipe está na Bastilha, é para a Bastilha que vamos.
Bu Bastille. Bastille isyanındaki Bastille. Hani Fransız ihtilalinde gerçekleşmişti.
A Bastilha, na tomada da Bastilha na Revolução Francesa.
Bir gün Bastille Sarayı'na gelin. Rahatça konuşuruz. Ayağa kalkın!
Venha um dia destes à Bastilla, onde resido e vivo em tranquilidade.
Bilgileri satın alan kişi Cole'un ev sahibi Lee Bastille.
Este foi pedido e pago pelo senhorio do Cole, Lee Bastille.
Bayan Bastille, kocanız ve siz ne zamandır apartmanın sahibisiniz?
Há quanto tempo é que você e o seu marido são donos do prédio?
Bunu kullanmanızı istedi mi?
Ele lhe pediu que o usasse, Sr.ª. Bastille?
Bastille Günü, Temmuz 1938.
Dia da Bastilha, Julho de 1938
Paris'e gitmemişler ama Mark'ın beyni Bastille turuna 40 frank harcadıklarını zannediyor.
Não foram a Paris e, mesmo assim, parece que o cérebro dele acredita que pagou 40 francos para visitar a Bastilha.
XIV. Louis ikiz kardeşini Bastille'e hapseder. Son günlerini demir bir maskenin ardından yaşamak zorunda bırakır.
O Rei Luís XIV aprisiona o irmão gémeo na Bastilha forçando-o a viver até ao fim dos seus dias atrás duma máscara de ferro.
Bu Bastille'i basarken beni yalnız bırakmayacağını biliyorum.
Eu sei que não me vais deixar tomar esta Bastilha sozinha.
Majesteleri, öfkeli bir kalabalık, Bastille Kalesi'ne saldırdı.
Sua Majestade, a fortaleza de Bastilha foi tomada por uma multidão furiosa.
Bu günü Bastille Günü gibi hisseden başka kimse var mı?
- Libertem o Collier. - Não parece a tomada da Bastilha?
Paris'teki Bastille korsanların kapatıldığı bir hapishane olmuştur.
Em Paris, a Bastilha tinha uma prisão para piratas.
Bastille'deki bu partiden sonra hiçbir partiye katılmadık.
Não fomos a nenhuma festa, desde aquele decapitação na Bastilha.
Bastille Meydanı'ndaki meleğin üzerine
Da praça da Bastilha
Yağmur hâlâ özensiz yağıyor Bastille Meydanı'ndaki meleğin üzerine
continua a chover sobre o génio da praça da Bastilha
Bayram havası mı? Evet, Bastille Günü gibi.
Aqueles miúdos eram apoiantes do congresso, que vieram no jacto Enron.
Bastille Günü'ndeki havai fişek gösterilerinin ortasında tek görebildiğim o aşağılık Chuck Bass.
Para além de todo o fogo de artifício no Dia da Bastilha, eu só conseguia ver aquele "Chuck Bass-tardo".
Evet, Bastille'de görevli bir komutanın kafası mızrak ucunda sokaklarda gezdirilmiş.
A cabeça do comandante da Bastille a ser levada numa lança pelas ruas.
O yüzden de geriye bu ikisi, Harry Bastille ve Stanley Brown kalıyor.
O que leva a estes dois... Harry Bastille e Stanley Brown.
Alo Bastille. Burası Windsor.
Bastilha?
Bastille'den kaçıyorlar!
Levam-nos para a Bastilha!
Size mi ait, Bayan Bastille?
- É seu?
Açık konuşacağım :
Sr.ª. Bastille, vou ser franco consigo.
Onu ve diğer suikastçıları çok uzun bir süre Bastille'e göndermeye yetecek kadar.
Que tipo de documentos?
Bigot ve sadık yardımcısı Bastille hapishanesinde.
Sabia?
Bastille Meydanı'ndaki meleğin üzerine Paylaştığımız bir demlik çay Pazar günü beş çayında
da praça da Bastilha beber chá toda a tarde desses domingo de camomila chove cordas sobre o génio quem teria acreditado que tão pouca agua fizesse fugir as pessoas de Paris deixando o anjo tão só e tão alto no horizonte das nossas janelas, nada se mexe, nada vive