Ben senin yaşındayken tradutor Português
215 parallel translation
Ben senin yaşındayken, ben...
Quando tinha a tua idade...
Ben senin yaşındayken, çok korktum.
Quando tinha a tua idade, também tinha medo.
Ben senin yaşındayken, hiçbir şeye doymazdım.
Eu, com a tua idade, nunca me dava por satisfeito.
Ben senin yaşındayken bir adam öldürmüştüm bile.
Na tua idade já tinha matado um homem.
Genç bayan, ben senin yaşındayken- -
Mocinha, quando eu tinha a sua idade...
Ben senin yaşındayken aşık olmuştum.
Na tua idade, já me apaixonara...
Hey, ben senin yaşındayken.. .. mahallede böyle konuşan tek bir kız vardı, biliyor musun?
Sabes que quando eu tinha a tua idaded havia no bairro uma miúda que falava assim, sabes?
Ben senin yaşındayken büyükannemle birlikte yatardım.
É de estarrecer. Quando era da tua idade os meus avós ainda me vinham aconchegar à noite.
Ben senin yaşındayken... Yirmi kiloluk buz kalıplarıyla 5-6 kat çıkardım!
Na tua idade... subia 5 e 6 andares com 20 quilos de gelo!
Ben senin yaşındayken...
Quando tinha a tua idade...
Biliyor musun Marie, ben senin yaşındayken, aniden büyük bir para bulursam, ne yapacağımı düşünürdüm.
Sabe, Marie, quando eu era da sua idade, pensava muitas vezes como seria se encontrasse de repente um montão de dinheiro.
Ben senin yaşındayken Sürekli fahişelerle beraberdim.
Quando tinha a tua idade, só me preocupava com prostitutas,
Ben senin yaşındayken, ne bir erkeğin peşine düştüm, ne aradım ne de park etmiş bir arabada bir oğlanla oturdum.
Com a tua idade, nunca persegui rapazes, nunca liguei a nenhum... e nunca estive num carro estacionado, com um rapaz.
Biliyormusun, ben senin yaşındayken... hep bir şeylerin peşindeydim hep bir sonraki heyecanı beklerdim.
Quando tinha a sua idade costumava ter a mania de estar sempre em movimento sempre à procura de mais algum entusiasmo.
Ben senin yaşındayken etrafta zıplayıp dururdum.
Quando tinha a tua idade eu pulava de um lugar para outro...
Ben senin yaşındayken senin büyük-büyük annen ellerimi yıkardı.
Quando eu tinha a tua idade... a tua bisavó, costumava lavar as minhas mãos.
Bugün bana bakarken bunun garip göründüğünü biliyorum... ama ben senin yaşındayken, senden çok büyük değildim.
Sei que parece estranho quando olhas para mim hoje... mas quando tinha a tua idade, eu não era muito maior que tu.
Ben senin yaşındayken, babam, yani büyükbaban beni kampa götürmezdi. Her zaman meşgul olurdu.
Quando eu tinha a tua idade o teu avô estava sempre ocupado demais para irmos.
Tamam, düellonu kabul ediyorum ama şunu unutma ; ben senin yaşındayken gerçekten aç kaldım.
Bem, aceito o desafio, mas lembra-te : Quando tinha a tua idade vivi lado a lado com a fome.
Ben senin yaşındayken 6 tane Altın Plağım vardı.
10 anos? Quando eu tinha a tua idade, ganhei seis discos de ouro.
tüm hafta eşek gibi çalıştım ve sonunda elime geçen sadece 50 cent ben senin yaşındayken, 50 cent çok büyük paraydı
Eu trabalhei que me fartei durante uma semana inteira e tudo o que consegui foram 50 cêntimos. Quando eu tinha a tua idade, 50 cêntimos era muito dinheiro.
Ben senin yaşındayken annem beni kapının önüne bırakmazdı.
Sabias que a mãe nem me deixava sair quando eu tinha a tua idade?
Ben senin yaşındayken Harry Houdini burada çıkardı.
Quando era da tua idade Harry Houdini actuava aqui.
Ben senin yaşındayken korktuğumda ne yapardım biliyor musun?
Sabes o que eu costumava fazer quando tinha a tua idade e tinha medo?
Ben senin yaşındayken...
Quando tinha a tua idade, havia...
Ben senin yaşındayken annem sokağa çıkmamıza izin vermezdi.
Com a tua idade, o meu pai tinha-me dado uma sova.
Ben senin yaşındayken, Bir dublex'te yaşardım! Kendi evimiz bile yok.
Na tua idade vivia num duplex, nem tínhamos uma casa nossa!
- Aslında, ben senin yaşındayken...
Curiosamente, quando eu tinha a tua idade
Ben senin yaşındayken ne yapardık biliyor musun?
Quando eu tinha a tua idade, sabes o que é que os miúdos faziam?
Ben senin yaşındayken ve babam öldüğünde, Herşeyimi kaybettiğimi vede hep yanlız kalacağımı düşünmüştüm.
Quando tinha a tua idade e o meu pai morreu senti que tinha perdido tudo e que estava só.
Ben senin yaşındayken hiç arkadaşım yoktu, hiç bir kız benimle ilgilenmezdi.
Quando eu tinha a tua idade Não tinha amigos, nenhuma rapariga se mostrava interessada em mim.
Ben senin yaşındayken, Bir dublex'te yaşardım!
Quando tinha a tua idade, vivia num pequeno apartamento!
Şimdi, ben senin yaşındayken bir şeylerim vardı ama istediklerim değildi.
Como sou muito mais novo tive algumas coisas, mas nunca foram as coisas certas.
- Senin yaşındayken, ben... - Baba.
- Quando tinha a tua idade, eu...
Dinle, Kyoko senin yaşındayken ben de böyle düşünürdüm.
Mas ouve, Kyoko... Na tua idade, também pensava assim.
Senin yaşındayken, belki bir yaş büyükken, ben de bunu yaşadım.
Aconteceu-me a mim quando tinha a tua idade, talvez um ano mais velho.
- Senin yaşındayken, ben işimi gününde yapardım...
- Na tua idade trabalhei um dia...
Senin yaşındayken, ben de orduda olmak istemiştim.
Não vos condeno. Quando tinha a vossa idade também queria estar com o exército.
Senin yaşındayken, ben de bir zamanlar meraklıydım.
Eu também era assim quando tinha a tua idade.
Senin yaşındayken, ben de çok hoş ve inceydim.
Na sua idade era bonita e magra que nem você.
- Ben onun yaşındayken, ben de... senin gibi kızlara dadanırdım. - Nereden biliyorsun?
- Como é que sabe?
Senin yaşındayken ben de öyleydim.
Então, quando eu era tão jovem quanto você.
Senin yaşındayken ben de kâbus görürdüm.
Eu tinha pesadelos quando tinha a tua idade.
Ben de senin yaşındayken arkadaşlarım arasında gergin olmayı sevmezdim.
Eu também não gostava, quando tinha a tua idade.
Ben de senin yaşındayken herkesin düşüncelerinden endişelenirdim.
Na tua idade, também me preocupava com o que os outros pensavam de mim.
Ben çocukken... senin yaşındayken bir keman almıştım. Çok güzel bir kemandı.
Quando eu tinha a tua idade, comprei um violino lindo.
Senin yaşındayken keşke ben de bunu düşünmüş olsaydım.
Há quanto tempo foi isso? Data estelar 9521. Aproximadamente 80 anos atrás.
Senin yaşındayken ben de böyle bir şey bulmuştum.
Tive um igual quando tinha a tua idade.
Senin yaşındayken ben de yetişkinlerin yaptıklarıyla ilgilenmezdim.
Quando tinha a tua idade também não curtia as coisas dos adultos.
Senin yaşındayken ben de böyle düşünüyordum.
Quando tinha a tua idade também pensava assim.
Bütün arkadaşların evlendi ve çocukları oldu. Senin yaşındayken, ben 4 kere evlenmiştim.
Todos os teus amigos estão casados e com filhos, na tua idade já me tinha casado quatro vezes.
ben senin 31
ben seninim 27
ben seninleyim 22
ben senin annenim 49
ben senin gibi değilim 42
ben senin kocanım 27
ben senin karınım 18
ben senin dostunum 53
ben senin oğlunum 21
ben senin babanım 71
ben seninim 27
ben seninleyim 22
ben senin annenim 49
ben senin gibi değilim 42
ben senin kocanım 27
ben senin karınım 18
ben senin dostunum 53
ben senin oğlunum 21
ben senin babanım 71
ben senin kardeşinim 25
ben senin arkadaşınım 45
ben senin tarafındayım 26
senin yaşındayken 24
ben seni seviyorum 69
ben seni istiyorum 18
ben sana aşığım 17
ben seni 31
ben sana 39
ben seviyorum 38
ben senin arkadaşınım 45
ben senin tarafındayım 26
senin yaşındayken 24
ben seni seviyorum 69
ben seni istiyorum 18
ben sana aşığım 17
ben seni 31
ben sana 39
ben seviyorum 38