Birlikte olacağız tradutor Português
771 parallel translation
Hayatımız boyunca da birlikte olacağız.
E estaremos sempre para o resto de nossas vidas.
Tekrar birlikte olacağız.
e voltaremos a estar juntos como antes.
- Hep birlikte olacağız.
Juntos, para sempre.
Sonsuza dek birlikte olacağız.
Os três caballeros Para sempre
- Üzülme. İlelebet birlikte olacağız.
- Vá para casa e acalme-se.
Evimizde çocuğumuzla birlikte olacağız.
E teremos um lar juntos, com o nosso filho.
Eskisi gibi birlikte olacağız.
Vamos ser impopulares juntos.
Ben yazdığım sürece daima bugün olarak kalacak ve biz birlikte olacağız.
Enquanto continuar a escrever é hoje e ainda estamos juntos.
Ömür boyu birlikte olacağız.
Vamos passar a vida juntos.
Hep birlikte olacağız.
Vamos à aventura.
Şey, artık birlikte olacağız. Saatlerce, saatlerce konuşabilecek zamanımız var.
Agora estamos juntos, teremos muito tempo para falar.
Şimdi bir dakikalık bir filmimiz var, sizinle tekrar kısa bir süre birlikte olacağız.
Temos agora um filme de um minuto, depois do qual voltarei a estar convosco.
- Uzun süre birlikte olacağız.
- Vamos ficar juntos muito tempo.
Tekrar birlikte olacağız, öyle değil mi?
Vamos reunir-nos outra vez, não é assim?
O gün bir başka öyküyle birlikte olacağız.
Quando retornaremos com outra história.
Gece ve gündüz, her dakika birlikte olacağız.
Estaremos juntos a cada minuto do dia e da noite.
Evet, biz daima birlikte olacağız..... ikimiz, ihtiyarcıklar gibi...
Ficaremos sempre juntos, os dois, até sermos velhinhos. Sim. Com a Sabine e os filhos dela.
Yakında birlikte olacağız.
Logo estaremos juntos outra vez.
O zaman bana bir engel koy. Tamamen birlikte olacağız...
Vais atravessar a barreira que nos separa e ficaremos juntos para sempre.
Hep birlikte olacağız.
Estaremos sempre juntos.
İskoçya'da birlikte olacağız.
Estaremos juntos na Escócia.
İkimiz hep birlikte olacağız.
Tu e eu, juntos, para sempre.
Diğer yandan, öldüğümüz zaman bile hâlâ birlikte olacağız. Seni balta!
De outro modo, nós estaremos muito próximo quando morrermos.
- Bu daha çok birlikte olacağız demektir.
Teremos mais tempo juntos.
Pekala hayatım, yarın sabah birlikte olacağız.
Muito bem, meu querido, amanhã de manhã ficaremos juntos.
Ölünceye dek birlikte olacağız.
Ficaremos juntos até à morte.
Sen de bizimle yaşayacaksın. Birlikte olacağız.
E achas que Helena concordará com isto?
yeniden birlikte olacağız!
após a publicidade!
Birlikte olacağız
Estamos unidos
Hep birlikte olacağız
Seremos sempre um só
Birlikte olacağız hep
Estaremos sempre juntos
Birlikte olacağız hep...
Estaremos sempre juntos
ve sevgilim, burası muhteşem bir yer ve burada birlikte mutlu olacağız. ben bir süit aldım en iyi otelde.
Tenho uma suíte... no melhor hotel e estou rodeada de luxo.
Sırtım dayanırsa birlikte çok mutlu olacağız.
Seremos muito felizes, se as minhas costas aguentarem.
Bizi birlikte bulacak, Laura her zaman olduğumuz gibi, her zaman olmamız gerektiği gibi, her zaman olacağımız gibi.
- Laura! Vai encontrar-nos juntos, Laura... como sempre estivemos, e sempre devíamos estar, e sempre estaremos.
Onu seveceğine, hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde hayatınızın sonuna kadar onunla birlikte olacağına yemin eder misin?
Amá-lo-à, confortá-lo-à, honrá-lo-à e cuidadá-lo-à... na doença e na saúde, sendo-lhe fiel para o resto das vossas vidas?
Çıktığın zaman birlikte mutlu olacağız.
Quando saíres, serás feliz.
İkinizin hala sığırla birlikte dışarıda olacağınızı sanıyordum.
Pensei que dois ainda estivessem fora, com o gado.
Haftaya aynı saatte 26 dakikalık dramamızda oyuncularımızla birlikte yeniden karşınızda olacağız.
Na próxima semana voltaremos na mesma hora... Daremos a eles os costumeiros 26 minutos de Trama.
Bana tek bir şey söyle... Daima birlikte olacağımızı. Söyle haydi.
Apenas me diga uma coisa... que nós sempre estaremos juntos.
Hayır, Gilberte. Kalırsam, yarın kalmamak bende seni terkediyormuşum izlenimi uyandıracak. Yarın da kalırsam birlikte yaşıyor olacağız, yani evli gibi birşey..
Não, Gilberte, se eu ficar, fico com a impressão de te ter deixado por não ficar amanhã e se ficar amanhã teremos um caso, ficamos quase casados e isso não é contrário às nossas convicções?
Ama sonsuza kadar birlikte olacağımızı söylemiştin.
'Você disse que nós ficaríamos juntos para todo o sempre.'
Birlikte mutlu olacağız.
Vamos ser felizes os dois.
40 milyonluk çeyiziyle birlikte 100 milyonluk küçük bir servetle yola çıkan bir çift olacağız.
Somando aos 40 milhões do dote que o senhor lhe vai dar, seremos um jovem casal a começar a vida com uns 100 milhõezitos.
Michael, ararsan Komiser Kolombo'yla birlikte havaalanında olacağız.
Michael, o tenente e eu estaremos no aeroporto, se precisares de nós.
- Bu ve hikayenizdeki diğer deliklerle birlikte, ben mahkum olacağınızı düşünüyorum.
Juntamente com os outros buracos na sua versão, acho que vão condená-la.
Locada birlikte yalnız olacağız. Ve sonra...
Estaremos sozinhos num camarote e depois...
Birlikte başka insanlar olacağız.
Se tornar outra pessoa.
Birlikte çok mutlu olacağız.
Vamos ser felizes juntos.
Birlikte Kafiristan'ın kralları olacağız.
Eu e tu executaremos juntos o plano : ser reis do Kafiristão.
Sadece kızınızın da orada bizimle birlikte olacağını hatırlatmak istiyorum.
Só gostava de lhe lembrar que a sua filha vai estar connosco.