Birşeyler yapın tradutor Português
75 parallel translation
- Birşeyler yapın.
Tenho uma forma melhor!
Birşeyler yapın!
Façam alguma coisa!
Lütfen birşeyler yapın..
Por favor, tente me tirar daqui!
Birşeyler yapın!
Faça alguma coisa!
Lanet olsun, birşeyler yapın.
Caramba, faz qualquer coisa.
Birşeyler yapın!
Faz qualquer coisa!
Birşeyler yapın.
Faz alguma coisa.
. - Birşeyler yapın efendim.
- Faça qualquer coisa, senhor.
- Bir terslik var, lanet olsun. birşeyler yapın!
- Passa-se qualquer coisa, raios!
Şimdi, birşeyler yapın!
Ganhámos!
Paniklemeyin, birşeyler yapın.
Nada de pânico! Pense nalguma coisa!
Efendim, hemen birşeyler yapın.
Faça alguma coisa rapidamente, senhor!
Şimdi gidin ve o bizi öldürmeden onu öldürecek birşeyler yapın.
Faz tu mesmo alguma coisa, ou então mata-me de vez!
Peder, lütfen birşeyler yapın.
Padre, por favor faça alguma coisa.
Birşeyler yapın.
Têm de conseguir.
Benden istediğiniz kadar nefret edin tamam, fakat birşeyler yapın!
mas façam algo!
Birşeyler yapın!
Tem que fazer algo imediatamente!
Lütfen oraya gidip birşeyler yapın.
Por favor, vá lá fora e faça qualquer coisa!
Hayatınız boyunca da oturun. Ya da kalkıp birşeyler yapın!
Vocês os dois podem ficar aqui e apalparem-se para o resto das vossas vidas, ou podem tentar levantar a peida e fazê-lo acontecer.
Birşeyler yapın!
- Façam qualquer coisa!
Hadi birşeyler yapın
Manny, tira esta gente daqui. Temos de abandonar o barco.
- Ona birşeyler yapın! - Alamazsınız dedim!
- Já disse que não o podem levar!
Haydi, birşeyler yapın! Haydi!
Vão apanhá-lo!
Birşeyler yapın!
Façam alguma coisa.
20 dakika yada daha kısa süre içinde! Hadi millet, gidelim! Benim için birşeyler yapın!
Vá lá pessoal, alguém me faça isto acontecer!
Birşeyler yapın.
Façam algo!
Pekala zeki adam, şu tekneyi çalıştırmak için birşeyler yapmalısın... kıçını kaldır da birşeyler yap, tamam mı?
Ok, espertinho, faz alguma coisa para aquela banheira funcionar... para podermos sair daqui, tudo bem?
Önce bir testler yapılsın da, o zaman söylerim birşeyler...
Depois de terminados os exames, muito.
Seni tatmin eden bir şeyler yap, her zaman hoşlandığın birşeyler.
Faz algo que te dê satisfação. Algo que sempre tenhas gostado.
Tamam, madem uyuyamayacaksın neden daha yapıcı birşeyler yapmıyorsun?
Se não consegues dormir, porque não vais fazer qualquer coisa construtiva?
Eğer daha hafif birşeyler isterseniz beyaz şarap ile yapılmış dil balığını önerebilirim.
O meu prato preferido. Ou preferem algo mais leve, como um linguado cozinhado num delicado molho de vinho branco, - com uma pitada de açafrão?
Şimdi evine git, banyo yap, saçını tara ve lüfen kapından dışarı çıkarken üzerine temiz birşeyler giy.
Vai para casa, toma um banho, penteia-te, e por favor põe uma camisa lavada antes de sair.
O yüzden söz ver, yüzük ya da çiçek taşıyan çocuklar olmasın, çünkü hep birşeyler yapıp insanların dikkatini dağıtırlar.
Então prometa que não vai ter damas de honra, com alianças ou flores, pois essas crianças se portam sempre mal... e tiram a atenção da noiva.
Gördüğüm kadarıyla, onların dikkatini çekmeyecek ve takip edilmeyecek bir plan yapıp, onları meşgul edecek birşeyler bulup, ve teknolojiyi almak üzere uzak takımı göndermeliyiz.
Sugiro planejar um curso de interceptação... que não atraia a atenção deles... e criar uma distração para mantê-los ocupados. Assim poderemos mandar uma equipe para obter a tecnologia.
İblis atın pisliğini temizlemenin dışında birşeyler yapıyor olmak istiyorum!
Quero fazer algo diferente do que limpar o cócó de cavalos de demónios!
Gerçek yaşamını unutmasına neden olacak birşeyler yapılmıştı.
Fizeram alguma coisa com ela que a fez esquecer sua vida real.
Nefesini kesecek birşeyler yap. Kafasını çamaşı sepetine sokmaktan bahsetmiyorum.
Talvez tenha descoberto como liofilizar malvadeza para bebermos quando ela não estiver connosco.
Orada ne yaptıklarını bilmiyorum. Ruhlarını kurtarıyorlar yada buna benzer birşeyler yapıyorlar, nedir bunlar?
Não sei o que andam a Fazer, se a salvar almas, lá em baixo...
- Birşeyler yapın.
Receita para motins.
Bakın, ikiniz de uzmansınız ama yapılabilecek birşeyler daha olmalı.
Vocês são os peritos, mas tem de haver mais qualquer coisa que se possa fazer.
Birşeyler yapılmazsa... iç savaş kaçınılmaz olacak.
A menos que algo seja feito... a guerra civil é inevitável.
Binlerce ev kadınını, yüzünüzü beğenmiyorsanız... birşeyler yapıp, onu değiştirin diye ikna eden de benim.
Sei que fui eu quem convenceu milhares de donas de casa... a mudarem aquilo de que não gostavam na cara delas.
Eğer Albay O'Neill hakkında birşeyler öğrenmek isterseniz, Albay O'Neill ile röportaj yapın.
Se quiser saber coisas do Coronel O'Neill, talvez o devesse entrevistar.
Parkın toprak yapısı yağmurla değişmiş, fakat tarayıcı yine de birşeyler çıkardı.
O chão no parque estava alterado pela chuva, mas o scanner conseguiu apanhar alguma coisa.
Sonunda hayatımla alakalı birşeyler yapıyorum, ama sen ayağımın altındaki halıyı çekiyorsun.
Sabes, estava prestes a fazer algo com a vida... e tinhas de dar cabo da minha oportunidade!
Gurur yapıyorsun ama eğer hemen piyasadaki yerimizi tekrar kazanmak için birşeyler yapmazsak, işyerini ayakta tutabilmek için, bedava işleri hediye edecek olan sadece sen olacaksın.
Tens o teu orgulho. Mas se nada fizermos para recuperar a nossa rentabilidade depressa, tu é que vais bater punhetas grátis para manter o negócio aberto.
Pekala Kelly, bu tarzın ne yapıcı bir eleştiriydi ne de iltifat. Bu yüzden benim İngilizcemi eleştirmeyi bırakıp..... neden öneri için birşeyler yazmıyorsun?
Kelly, isso não foi construtivo nem um elogio, por isso, talvez devesses parar de criticar o meu inglês e começar a fazer sugestões.
Diyelim ki dışarda bir yerlerde, birileri birşeyler yapılmasını istiyor.
Digamos que tem algumas pessoas que querem que isso aconteça.
Eğer fırsatını bulursan birşeyler yap.
Se a vida te der uma oportunidade... faz algo.
Sarışın ve güzel bir kadının giydiği ayakkabı onu gerçekten hoş yapıyor. sanırım, Bunu kendi dünyamda unuttum, birşeyler asla sadece kaza değildir.
Cego por uma mulher cujos sapatos lhe faziam saltar os músculos das pernas, esqueci-me que no meu mundo as coisas nunca são meros acidentes.
Birşeyler yapın.
Por que não fazem algo?
yapın 121
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
birşeyler 19
birşey olmadı 22
birşey yok 115
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
birşeyler 19
birşey olmadı 22
birşey yok 115