Bitki tradutor Português
1,770 parallel translation
Yapılan bir çalışmanın sonucu 1000 şirket logusunu tanıyabildikleri ancak kendi yaşadıkları bölgelerde bulunan 10 adet bitki ve hayvan türünü tanımayamadıkları gözlendi.
Um estudo revelou que conseguiam identificar mil logotipos de empresas, mas menos de 10 plantas e animais nativos da sua terra.
"Ender rastlanan bitki meraklıları tarafından bozkırda bulunmuştu."
Um grupo de caçadores de flores raras deu com ele no deserto.
Sorun bitki değil.
Não tem a ver com a planta.
O yüzden, sakın sizlere sunacağımız bitki, tohum ve fidan önerilerimizi kaçırmayın.
Não perca as nossas excepcionais ofertas de plantas, sementes e mudas.
Herif bitki getirdi.
O tipo apareceu com umas plantas.
Ağrı için ilaç almak bu ayı zor atlatmanıza neden olur, Bu bitki ayrıca başınızı meşgul eden sorunlarıda giderir.
Tomar comprimidos para as suas dores nesta altura do ano, é como usar palha para construir um arranha céus.
" " bitki ve hayvanların gelişmesini engellemiyordu.
"não... não impedia o livre desenvolvimento da fauna e da flora."
Belki köyde biraz şifalı bitki buluruz.
Talvez consigamos encontrar as ervas certas na vila.
Mantar sporu, zehirli bitki artıkları, yangın bölgesinden kalan birşey.
Pode ser qualquer coisa, esporos de bolor, resíduos de uma planta venenosa, algo que apanhou no incêndio.
LuthorCorp'un bitki işleme tesisinde.
Instalação de processamento da Luthor Corp.
Meksika'da, LuthorCorp'un bir bitki tesisine girdi.
Ele invadiu uma instalação da Luthor Corp no México.
Ölülere yamanan bir bitki.
Uma planta associada aos mortos.
Gecikmenin sebebinin, bitki çayı olmadığını tahmin etmeliydim.
Devia ter adivinhado que o teu atraso não era por causa do chá de ervas.
O bir bitki, çiçek değil.
Isso é uma planta, não é uma flor.
Çiğnenmiş ya da kırılmış bitki yok, ayak izi yok. Ve herhangi bir anomali belirtisi yok. Ama güçlü bir manyetik alan var.
Não há vegetação partida ou quebrada, nenhuns sinais de carro ou da anomalia, mas há um enorme campo magnético, portanto tem de ser algures por aqui.
Botanik departmanından aldığımız toprak ve bitki örnekleri negatif çıktı,..
Bem, as amostras de plantas e solo trazidas pelo departamento botânico deram negativo.
Sorun yok, bitki Turk.
Está tudo bem, planta Turk.
Başarıya masamda duran bitki sayesinde ulaştığımı düşünecek kadar saf birisi değilim... ama o bitki, başarımın sembolüydü.
não sou assim tão ingénua para pensar que consegui porque tenho uma planta na minha secretária, mas a planta é um símbolo de que eu finalmente consegui.
Bu bitki Silene Capensis Afrika Rüya Otu olarak da biliniyor.
Esta planta, Silene capensis, também conhecida como raiz africana do sonho,
Eğer efsanelere inanıyorsan bu bitki rüyalarda gezmek için kullanılıyormuş.
Se acreditares nas lendas, é usada para andar nos sonhos.
Mutheşem bir bitki yetiştirme yeteneğin olmalı.
Deve ter muito jeito para a jardinagem.
Bitki rafıma bir bak dostum, etiketlemede küçük bir arşivci sayılabilirim.
Repare na prateleira das ervas. Sou algo obsessivo com catalogação. Agora, rua.
Bitki çayı ister misin?
- Tisanina?
Yani, ilaçlar, bitki özleri, hormonlar... yok mu?
Quer dizer, drogas farmacêuticas, vestígios vegetais, hormonas adicionais...
- Bu iyi ama. Bitki çayı.
- É bom, é de ervas.
O çok değerli bir bitki!
Essa planta é preciosa, não façam isso!
Yanlış bitki verirsen onu zehirlersin.
Envenená-lo-ás se escolheres mal.
Şimdi, bu dediğin bitki mi?
Aquela é a tua planta?
Bitki topluyordum.
Estava a recolher plantas.
Semensky o öldükten sonra adını vereceği bir bitki ya da hayvan türü bulmak istiyor.
Semensky quer encontrar uma planta ou animal para lhe dar o seu nome.
Üzerinde durduğun Semensky'in bitki koleksiyonu değil mi?
Não estás sentado na colecção de plantas do Semensky?
Sanki içinde 500 bitki ve baharat var.
Em resumo o que deve ser... 500 ervas e especiarias.
Bir süre sonra Albay'ın 500 bitki ve baharattan oluşan, eşsiz karışımı Leo'nun yiyebildiği tek şey haline geldi.
E em breve, a mistura única do Coronel de 500 ervas e especiarias era o que o Leo conseguia comer.
İnsanlar, yerel bitki ve su tüketimiyle onu alır.
Os humanos absorvem-no através dos vegetais locais e da água.
Bitki öğrenmen gereken şeyi öğretiyor sana.
A planta ensina-te o que precisas de aprender.
Bitki verimi azalacak.
Cada planta vai render menos.
Atrazine bir bitki öldürücü ve otkırandır. Mısır gibi ürünlerin üretiminde kullanılır.
A atrazina é um herbicida, destrói as ervas daninhas e é utilizada nas culturas do milho.
Oluşan nemle birlikte küçük dereler, yeşillikler, ağaçlar ve bitki örtüsü oluşur.
Rio abaixo, as plantas, as ervas, árvores e vegetaçăo surgem e com a humidade.
- Ne, burada bir telsizin yok mu? - Burası bitki yetiştirme odası.
É uma sala de cultivo de plantas.
Adını verdiğim bitki.
A planta com a qual te homenageei.
Hayvan, bitki yada maden?
Animal, vegetal ou mineral?
Şuradaki bitki sana su sağlayacaktır.
Aquela planta ali. Dar-te-á água.
Bir kaç temel bitki ve böcekten bahsediyoruz.
Estamos a falar de algumas plantas básicas e insetos.
Doğuya giden bulutlar var, bu da bir miktar su ve bitki manasına gelir... Yani, yiyecek ve barınak.
Há nuvens a leste, o que pode significar um curso de água, vegetação... portanto, comida e abrigo.
Evet, bir kaç temel bitki.
Pois, algumas plantas.
Tamam, kireçli bitki şeysini hatırladın mı? Yüzbaşının içtiği.
Lembras-te daquela coisa de giz que o Capitão andava a beber?
Sadece bir bitki. Yaz öncesi, Avrupa'da yetişir.
É apenas uma verdura, que cresce na Europa durante o início do verão.
Bunun sayesinde ben haftalardır bitki gibiyim!
- Acalmar-me? Graças a ela, tenho babado vegetais há duas semanas!
YEREL BİTKİ ÖRTÜSÜ VE HAYVAN TOPLULUKLARIYLA İLGİLİ BİR KİTAP ALDIM.
Arranjei um novo livro sobre a flora e a fauna locais.
Yani, aşağıda birşey yok, harabeler ve bitki hayatından başka. Duyarlılığı bir derece arttır, tamam mı?
Mostre um pouco de sensibilidade, certo?
- Bitki karışımı?
Barras de cereais?