Bomba tradutor Português
17,686 parallel translation
Davina'yı kurtarmak ve bombayı kurmak için.. .. çok az vaktimiz olacak.
Vamos ter de agir depressa para invocar a Davina e activar a bomba.
Bombayı teslim etmek için canımı ortaya koydum ben! Yine de nasıl benden şüphelenirsiniz?
Eu arrisquei a minha vida levando uma bomba para a Esquadra central da polícia!
Şangay'dan gelen istihbarata göre bir bomba ustası ile irtibat halindelermiş.
A minha fonte em Xangai diz que eles estão a tentar contactar peritos em explosivos, da Hungria.
Şangay'daki bomba uzmanlarını topluyor galiba.
Vai encontrar-se com um perito em explosivos.
Korkusuzların Lideri Jung Chae San Şangay'daki bomba uzmanlarını topluyor. Valinin evi açık hedef.
Se a Resistência está a contactar peritos em explosivos, em Xangai, isso significa que o alvo será a Sede da polícia Japonesa.
Bomba yüklü kutuları Andong'a götürmek için Seo Jin Dol ve ben trene bineceğiz.
O Hur e eu levaremos as caixas para a Estação Antung numa carrinha.
- İkincisi bomba, şu an himayem altında güvende.
Uma arma nuclear. Há uma segunda em minha posse.
Bomba kasamda güvende.
A bomba está no meu cofre.
Bomba patlayınca panik yapacaklar.
Depois da carga explodir, eles ficarão bloqueados.
İlk bombamdı.
Foi a minha primeira bomba.
Bombayı kim patlattıysa yakınlardaymış.
Quem quer que estoirou esta bomba estava por perto.
- Yapma ama. - Bomba uzaktan kumandayla patlatılmış.
Então...
Kim yaptıysa sen arabaya binmeden patlattı ama açık bir şekilde görünüyordun.
A bomba foi accionada remotamente. Quem quer que a explodiu, fê-lo antes de chegares ao carro. Há uma linha clara de visão.
Bombayı kim yerleştirdiyse, Debra'nın yaptığını düşünmemiz için bayağı uğraşmış.
Bem, quem colocou a bomba fez um grande esforço para nos fazer pensar que a Debra o fez.
İlk seçmemize gitmek üzereydik. - Bomba haber değil mi?
Estamos a caminho da nossa primeira audição.
- Bombalı oyuncağı ateşlediği ve yarım düzine insanı öldürdüğü gün onun oğlu olmayı kestim ben.
No dia em que o meu pai armou aquela bomba-brinquedo e matou meia dúzia de pessoas, foi o dia em que deixei ser filho dele.
Yaptığı şey oyuncak ayının içine bomba koymak oldu.
Aquilo que ele fez foi colocar uma bomba num ursinho de peluche.
Onu ve başka beş insanı öldürdü.
A bomba matou-a e cinco outras pessoas.
Genleri saatli bomba gibi sadece içimde patlamayı bekliyor. - Beni ona dönüştürmeyi.
Os genes dele são como... bombas-relógio... apenas à espera para explodir dentro de mim.
Etkinlikte 10 farklı oyuncağa 10 tane bomba koydum.
Coloquei 10 bombas em 10 brinquedos diferentes na convenção.
10 farklı bomba koydu.
Ele colocou 10 bombas aqui.
Bak. Seni öptüğümde ilişkimize kocaman bir bomba attım biliyorum. Ve sana nasıl hissettiğimi çok uzun zaman önce söylemeliydim.
Ouve, eu sei que larguei uma enorme bomba sobre a nossa amizade quando te beijei, e já te devia ter dito quais eram os meus sentimentos há muito tempo.
Bomba!
Bomba!
Komiksin, çünkü on uzmandan dokuzu bomba koyduğun zaman burayı güvensizleştirdiğini söylerdi.
Isso tem piada porque acho que nove em cada dez especialistas concordariam que tornamos as merdas inseguras quando lá colocamos bombas.
Bu güzellik hakkında sizlere biraz daha bilgi vermek için sabırsızlanıyorum.
Quero dar-vos mais informações sobre esta bomba.
Bomba atıyorum, siper alın!
Fogo!
Bir nükleer bomba efendim.
É uma bomba nuclear.
- Taktik nükleer bomba bunu yapabilir.
É possível? Uma bomba táctica era capaz disso.
- Bomba?
- A bomba?
Parasını ödediğim nükleer bombayı ele geçirmemi mi diyorsun?
Por me ter apropriado da bomba nuclear por que paguei?
O zaman Efendin nükleer bombayı asla alamaz.
Mas assim o Mestre nunca terá a bomba.
Bomba atıyorum!
Fogo!
Bugün dijital bir bomba patladı ve etkileri beklenenin çok üstünde oldu.
Uma bomba explodiu hoje digitais com ondulações muito além do setor de tecnologia.
Olası bomba imha, nükleer reaktörü tamiri ve uzaktan kontrollü nöroşirürji durumları için.
Podem ser usadas para desativar bombas, reparar reatores nucleares e neurocirurgia remota.
Bu akşam gülle eğlencesi var, kaçırmayın.
Baile Bomba hoje à noite. Não percas.
Norveç. 1975. Burada nükleer bir bomba var.
Temos uma bomba nuclear, aqui.
Yakıt pompasında biraz sorun var.
Temos tido alguns problemas com a bomba de combustível.
Elektromanyetik bomba için tarama mı yapayım?
Queres que eu procure bombas?
- Bomba olmuş ama ya.
Isso é épico, meu.
Şimdiye kadar bulduğumuz en iyi fikir elektrik santraline nükleer bomba atmak.
O melhor plano que conseguimos até agora é detonar uma ogiva nuclear ao lado da rede elétrica...
Bombayı kurup kaçıyoruz.
- Vamos. Activamos a bomba e fugimos.
Annenle ilgili yaşadıklarını irdelemeyeceğim eğer gerçekten seni şu an etkileyen başka bir şey yoksa?
Vou ignorar a bomba sobre a sua mãe se me prometer que não está com problemas.
Tabii, camdan el bombası fırlatıp bizi uçurana kadar.
Até que ele atire uma bomba pela janela e nos mande pelos ares.
Bomba ekibine ihtiyacımız var.
Precisamos do esquadrão anti-bombas.
231 bomba ekibi isteniyor.
231, a solicitar o esquadrão anti-bombas.
Bomba ekibine haber verildi.
O esquadrão foi alertado.
Havan mermisinden bozma bir bombaydı.
Era uma bomba, fabricada com restos de um morteiro.
Bu bomba işinde Macarların eline kimse su dökemez diye boşuna demiyorum.
Um perito em explosivos que trabalha numa farmácia, na Concessão Francesa.
- Bomba nerede?
- Onde está a bomba?
Bomba atıyorum!
Bum!
Ama kendi iradesiyle tek başına gönüllü olmalı.
Só não estou a ver como é que transformas uma miúda apaixonada numa mulher bomba em 72 horas.