Bone tradutor Português
1,270 parallel translation
Öyle mi Bone?
É assim, Bone?
Rüyanda görürsün bone kafa.
Só nos teus sonhos, toca de banho.
Big Dog, T-Bone, Shades, gidin biraz sandviç yapın.
Big Dog, T-Bone, Shades, façam umas sandes.
En azından başınıza bone takın.
Pelo menos usem redes para o cabelo.
Eğer zaman makinem olsaydı, bir asır geri gider ve G-Bone'u yakalardım. 10 dolar için adam öldüren katilin takma adı bu.
Se tivesse uma máquina do tempo... retrocederia uma década e prenderia o G-Bone... seu nome como guia de ruas... antes de que matasse um homem por $ 10.
Hayır, mesela hamburger yemeye çıkıyorsak ben eşofman ve beyzbol şapkasıyla çıkıyorum. Ama sen operaya gidiyormuş gibi görünüyorsun.
Quando vamos comer hambúrgueres... enquanto eu visto umas calças de fato de treino e um boné... tu parece que vais à ópera.
Ufak tefek, ince çerçeveli gözlüklü. Ama hep aynı kırmızı beysbol şapkası giyerdi.
Atarracado, com óculos de metal, e usava sempre o mesmo boné de basebol.
Beysbol şapkalı adama da bakınıyor.
Continua à procura do tipo do boné de basebol.
- İyi ki hâlâ bu şapkayı takıyorsun.
- Ainda bem que ainda usas o boné.
Lütfen. Beni Laker şapkası takarken görürsen..
- Se me vires com um boné dos Lakers...
Miranda'nın yapmak istediği tek şey o Niks şapkasını başından almaktı.
A Miranda quis arrancar-lhe o boné dos Knicks da cabeça.
- Hey! - Bu arada beklerken, bir tişört ya da polis şapkası almak ister misiniz?
- Enquanto espera compre um boné ou t-shirt da Polícia.
- Nasılsın Bone?
- Olá, Bone. - Olá.
Kepi çıkarıp, bunun sebebini açıklar mısın, Bay Ricard?
Tira o boné e diz-nos porquê, Sr. Ricard?
Bu şapkayı sana aldım.
Vês o boné que te comprei?
Kepini tak, daha bir kahraman görünürsün.
- Ponha o boné. Fica mais heróico.
Şapkalı pek güzel görünmem.
Não fico muito bem de boné.
Bu bir bağış şapkası.
É um boné para donativos.
Şapkayla uğraşmak istemezsin.
Não deves brincar com o boné. O boné é sagrado.
Prezervatif şapkası giyerek!
E, além disso, querem que leve um boné em forma de preservativo.
- Şapkanı al.
- O seu boné.
Eğer soğuk olursa, sana bir şapka veririz.
Se ficares com frio, Nós tricotaremos um boné para ti.
Alize'mi alan. Şu şapkalı.
O de boné foi o que pegou meu Alizé.
İkincisinde, siyah bir bere.
Na segunda, um boné preto.
Güzel bere mi görüyor musun?
- Ve o belo boné que tenho?
Polly Nichols, Karındeşen'in kurbanlarından biri,... öldürüldüğü gece yeni bir bere giyiyordu.
Polly Nichols, uma das vítimas do Estripador, usava um boné novo na noite em que a mataram.
Bak ne güzel berem var.
Ve que lindo boné arranjei?
Kimse buralarda iğrenç bir şapka gördü mü?
Alguém viu um boné realmente nojento por aqui?
O şapkayı gören var mı?
Alguém viu o tal boné?
Bu yarım şapka giymenin ne sikim bir anlamı var?
Qual é o raio do objectivo em andar com metade de um boné?
Bir şapka tak veya takma.
Ou andam de boné ou não!
Mağazaya tekrar gidin ve şapkanın geri kalanını da vermelerini isteyin.
Voltem à loja e digam-lhes para vos darem o resto do boné.
Daha iyisi, bir tane şu yahudi şapklarından alın ve gölgeliğinize takın. Ve ancak şimdi komple sikik bir şapkan oldu dostum.
E assim já têm um maldito boné inteiro que cobre tudo, meu amigo.
Biri bu şapkayı çok takmış.
Alguém usou muito este boné.
Kurbanın toplumları dışından biri olması daha değerlidir.
É mais significativo quando a vítima é civil. O nosso boné pertence a alguém deste bairro.
- Laboratuardakiler ne dedi?
O ADN do boné coincide com o sémen encontrado na Maria-ninguém.
- Şapka da koydum.
- Também lá pus um boné.
O şapkayla ne yapıyorsun?
- Que fazes com esse boné?
Evet, başlıklar her zaman bir risktir, ama az da olsa seni surların öbür yanında korur
Sim, abanar o boné é sempre um risco, são os detalhes que fazem a diferença.
Şapkasıda saçlarını kapatmış.
O boné engana muito.
Luke'un beni beyzbol şapkasıyla kovalarken, bizi izlemek.
Um lugar de bancada e o Luke a pensar estrangular-me com o boné.
Sakallı, iri yarı bir adamdı. Beysbol kepi takıyordu.
- Era um matulão de barba e boné.
Bir çingeneye benziyorsun, ya da bir denizciye ama bir subay başlığı takıyorsun.
Tem cara de cigano ou de marinheiro, mas tem um boné de oficial da Guarda...
Başlık bir hediyeydi.
O boné foi um presente.
Pilot şapkası var.
Tem o boné de piloto.
Biraz saçmala, bir kask tak ve montunun fermuarını çek.
Tudo o que tem a fazer é arranjar um boné e um casaco apertado.
Eğer Geronimo buna devam ederse, birinin onun götünü becermesine maruz kalacak, tamam mı?
Mas se o Geronimo continua, alguem é capaz de lhe enfiar um boné no cu. Ya?
- Seni nasıl tanıyacağım?
- Como é que eu te reconheço? - Levo um boné de basebol vermelho.
Aradığımız adamın kırmızı şapkası var.
O tipo que queremos tem um boné vermelho.
Evet. Karısı ve çocuğuyla beraberdi. Şapka ve güneş gözlüğü takmıştı her zamanki gibi.
- Sim, ia com a esposa e a filha e usava um boné de basebol e óculos escuros, como habitualmente.
Şapka ve güneş gözlüğünü gördün.
Você viu o boné e os óculos.