Boşalt tradutor Português
4,522 parallel translation
Binanın 30 dakika içerisinde boşaltılmış olması gerek.
O edifício é suposto de estar vazio em 30 minutos.
- Şehir boşaltılmış.
A cidade foi evacuada.
Ben sadece çöp kutusunu boşaltıyordum.
Eu só ia vazar o lixo.
Banka kartlarımızın iptal edildiği ve hesabımızın boşaltıldığını söylüyor.
Cancelaram os nossos cartões e esvaziaram as nossas contas.
Çok yavaşça nefes almalısın. Boşluğu doldurun, doluyu boşaltın.
Respire muito devagar, preencha o que está vazio, e esvazie o que está cheio.
- Boşluğu doldurun, doluyu boşaltın.
Preencha o que está vazio, e esvazie o que está cheio.
Onu başarsak bile bu kolay kolay boşaltılacak bir bina değil.
Bem, mesmo que consigamos, este não é um edifício que seja facilmente evacuado.
Bunlardan birini kafasına boşalt.
Bem, descarrega uma desta na cabeça dele.
- İşe yaramıyor. - Zihnini boşalt.
Não está a funcionar.
Sabırlı ol, zihnini boşalt.
Sê paciente e esvazia a mente.
İki ay önce Manhattan'ın bir nakliye kamyonu boşaltılmış.
Há dois meses, uma carrinha do banco Manhattan Mutual foi esvaziada.
Banka hesaplarını boşaltırlar, arabalarının anahtarını verirler.
Esvaziam-lhes as contas bancárias, entregam-lhes as chaves dos seus carros.
Onu bulup karantinaya alın. Havalandırmayı kapatın ve binayı derhal boşaltın.
Isolem-na e evacuem o local.
Yangın varmış gibi hareket edin. Binayı hemen boşaltın.
Então faça de conta que neste momento tem um.
Bütün binanın boşaltılması gerekiyor. Derhal tahliye işlemlerine başlayın.
Todo o local deve ser evacuado.
- Tamam, Fern. Ciddi derecede beşinci seviye hidrojen değerleri alıyorum muhtemelen boşaltılması- - Sen ne yapıyorsun Fern ya!
- Está bem, Fern, recebi uma leitura de hidrogénio Classe 5, devíamos...
Sokakları boşaltın hepiniz sokakları boşaltın, burdan siktir olup gitmemiz lazım.
Limpar as ruas, faça as ruas grátis! Temos que ir!
60 yaşında karın ağrısı, ateşi ve önemli boşaltım sorunu olan bir kadınım.
Sou uma mulher de 60 anos de idade com dores abdominais, febre e diarreia.
Alanı boşaltın.
Evacuem o local.
O boşaltılmayı bekleyen dolu bir silahtı.
Uma bomba que não ia deixar explodir. Arranjar uma maneira?
Bu çekirdek kedinin boşaltım sistemini dolaşırken mayalanır.
Depois passa por todo o intestino dele, onde ocorre a fermentação.
Alanı boşaltın. Herkes kaçsın!
Esvaziem a área, tirem todos daqui.
Boşaltın burayı.
Desimpeçam a área.
Oranın boşaltılmasını istiyordu. Kadınla yalnız kalmak istiyordu.
Ele queria que acabássemos com a festa.
Mahkeme odasının boşaltılmasını istiyorum!
Quero este tribunal esvaziado!
Hadi şunu boşaltın.
Apanhem isso. Vamos. Descarreguem isso.
Eğer birisi bir arabayı soyup boşaltıyorsa burası kesinlikle bunu yapmak için en iyi yer.
Para desmontar e livrar-se dum carro, sem dúvida, parece-me o sítio ideal.
Bomboş bir evdeyim, boşaltılmış bir ev boş bir yuva.
- Um quarto temporário! Um ninho vazio! - Por escolha!
Söylediğim gibi, benim gücüm ve diğer tüm güçler o tesisin içine boşaltıldı.
Como eu disse, a minha energia e todos os outros energia foi drenado pela planta.
Jarvis, takvimini boşalt.
Jarvis, limpar a sua agenda.
Güzel, güzel, bağırıp içindekileri boşalt.
Bem, Derrame.
Şimdi kanını boşalt onun.
Agora drena-o.
Pekâlâ, boşaltın burayı. Bazı tanımlayıcı testler yapmam, sonra yeniden başlatmam gerek.
Tenho de fazer diagnósticos e de reiniciar o sistema.
- Bölgeyi boşaltın. Bölgeyi boşaltın hemen.
Evacuem a área.
Ashland ve Division bölgesindeki tüm birimler derhal alanı boşaltın.
Todas as unidades no local, na Division com a Ashland, evacuar imediatamente.
Tekrar ediyorum- - derhal alanı boşaltın.
Repito, evacuar imediatamente.
Bırak, yoksa bütün bağırsaklarını kaldırıma boşaltırım.
Mexes-te e espalho as tripas dela na calçada.
Tüm duygularını boşalt Stefan.
Deita tudo cá para fora, Stefan.
Odayı boşaltın.
Saí do quarto. É o melhor para ele.
Odayı boşaltın, hepiniz.
- Saiam do quarto, todos.
- Huh? - Millet, burayı boşaltın.
- Pessoal, circular.
Sizin için hepsini boşaltırım.
A maioria dos lugares estão disponíveis para uma rapariga como você.
Tamam. Dairesi boşaltılmış, kaçıyor.
O apartamento foi limpo, ele está a fugir.
- Parayı buraya boşalt. - Tamam.
- Atira o dinheiro para aqui.
Hastanın etrafını boşaltın, elektroşoka ihtiyacım var.
Abram-lhe a bata. Preciso do desfibrilador.
Sen içini boşalt sadece.
Use esse tempo para desabafar.
Basınç tahliye valfi, tankeri boşaltıyor.
A válvula de escape de pressão.
- Ajanlar! - Havuz alanını boşaltın.
- Agente federal!
Boşalt içini.
Desabafa.
Burası boşaltılmışa benziyor.
Parece ter sido esvaziado.
Bu pisti kapatın! Terminali boşaltın!
Bloqueiem essa pista.