English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bunu söylemekten nefret ediyorum

Bunu söylemekten nefret ediyorum tradutor Português

301 parallel translation
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bu ticaret savaşını Kuzey kazanmalı.
Custa-me dizer isto, mas numa guerra comercial, o norte tem de ganhar.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama, Bayan Creighton, korkarımki bu bir hoşçakal demek.
Odeio dizer, Srta... mas receio ter que me despedir.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama iyi bir oyuncu tuttum.
Detesto dizer isto, mas contratei um bom actor.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama sen benim gibi değilsin.
Detesto dizer-te isto, mas não és o homem que eu era.
Esau, bunu söylemekten nefret ediyorum, ama onun yanına yanlız gideceğim.
Esau, sinto ter que lhe dizer isso 952 mas vou sozinho.
Bunu söylemekten nefret ediyorum.
Odeio dizer isto.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama yeğenimdi, bu sümüklü oğlan.
Custa-me dizer-te, visto que ele é meu sobrinho, mas foi este ranhoso.
Her zaman "Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama..." diyorsun.
Começas sempre a dizer : " Odeio dizer isto, mas...
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama onları günah çıkartırken bir duymanız gerek.
Odeio dizê-lo, mas devia ouvi-los no confissionário.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama hoşuna gitse de gitmese de sen bir erkeksin ve bundan kurtulamazsın.
- Não foi? Odeio ter de dizer-te isto, mas quer queiras ou não... és um homem e nada podes fazer quanto a isso.
Sana bunu söylemekten nefret ediyorum, ama bir kraterin içini 14 metreden bulabilirim.
Henry, lamento informar-te que acerto numa cratera a 1 500 metros.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama ters yönde gidiyorsunuz.
Odeio dizer-te isto, mas vamos em contramão.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama park yakında kapanacak.
Sabes, detesto dizer isto mas acho que o parque fecha em breve.
Bilirsin, bunu söylemekten nefret ediyorum, ama işler kötüye gidiyor.
Oh, sabes, eu odeio ter que dizer alguma coisa, mas... a mercadoria está a deslizar.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, Michael ama Carrie'nin arabası gözden kayboldu.
Tenho de te dizer Michael, mar o carro da Carrie desapareceu
Kelly, sana bunu söylemekten nefret ediyorum...
Kelly, odeio ter de te dizer isto...
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama siyah bir albümün inancı bizi lanetledi.
Detesto continuar a insistir, mas esta coisa do disco negro... amaldiçoou-nos de alguma maneira.
Tatlım, dinle, Bunu söylemekten nefret ediyorum ama... Şu şehirli adam...
Escute, odeio-te dizer isto, mas... você sabe, aquele tipo da cidade...
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama...
Detesto dizer isto Willie,.
Ah, Buddy, Buddy, sana bunu söylemekten nefret ediyorum ama sen bir dahisin!
Ah, Buddy. Odeio dizer isto, mas és um génio.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama boktan bir ailen var.
Tá todo ferrado atrás. Eu tenho que dizer isso, G... - Você tem uma família ferrada.
Yani, bunu söylemekten nefret ediyorum, ama Jane olmasaydı, pelerinli pisliğin teki olurdum.
Lamento ter que admiti-lo, mas... sem Jane eu seria um imbecil qualquer.
İnan bana, gerçekten bunu söylemekten nefret ediyorum ama çocukların...
Acreditem em mim, detesto dizer isto, mas o miúdo até tem...
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama benim de silahım yok.
Eu estou em suspensão. Oh, Deus! Oh, Deus!
Whistler, sana bunu söylemekten nefret ediyorum ama sen körsün.
WhistIer, custa-me dizer isto, mas tu és cego.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama gerçekten uyuşuyoruz ( hit off : isabet ettirmek ).
Sabes, odeio dizer isto... mas acho mesmo que estamos a chegar ao "fora de jogo".
Evet, bunu söylemekten nefret ediyorum, ama sisteminiz can çekişiyor.
Sim? Bem, Detesto ter de lhe dizer, mas acho que está nas últimas.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama, artık buzluğunu çözmenin zamanı geldi.
Detesto dizer-te isto, mas está na hora de descongelares o frigorífico.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, hiç de yanılmam ama bu yazı sağ elini kullanan biri tarafından yazılmış.
Odeio ter de lhe dizer, e não costumo estar errada, mas este papel, foi escrito quase de certeza, por um dextro.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, Colin, ama sanırım Nigel haklı.
Custa-me a admitir, mas o Nigel tem razão.
Bunu söylemekten nefret ediyorum Mulder, ama kredini doldurduğunu düşünüyorum.
Detesto dizer isto, mas penso que a tua credibilidade foi à vida.
Sana bunu söylemekten nefret ediyorum, Zeyna, ama...
Odeio dizer-te isto, Xena, mas...
Hım? Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama kalbim ve bedenim ikisi de yıprandı.
Odeio dizer isto, mas tanto o meu coração como o meu corpo estão esgotados.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama 50 kişinin hayatı..... ödenmesi gereken çok küçük bir bedel.
Desculpe, mas cinquenta pessoas é um preço barato para evitar isso.
Dharma, bunu söylemekten nefret ediyorum ama Jane'e katılıyorum - delice cinayet işleme kısmı hariç... ama birşeyler yapman gerektiğini düşünüyorum.
Dharma, odeio dizer isto, mas concordo com a Jane. Não na parte psicótica e homicida, mas acho que devias fazer algo.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama haklı.
Detesto admiti-lo, mas ele tem razão.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama... yaşadığın, bu tuhaf olaylar morilogum yüzünden olabilir.
Eu detesto dizer-lhe isso, mas... é possível que essas estranhas experiências que você está a ter estão relacionadas com o início do morilogium.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bu yer üstüme üstüme geliyor.
Custa-me dizer isto, mas este sítio está a começar a afectar-me.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, Çünkü senin duygularını incitmek istemiyorum. Ama bu tip şeyler her gün oluyor.
Detesto dizer isto... porque, não quero diminuir os teus sentimentos... mas, infelizmente, isso acontece todos os dias.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama, kötü adamları öldürmeliyiz.
Por mais que eu deteste dizer isto, deveríamos ir matar bandidos.
Wayne, bunu söylemekten nefret ediyorum ama beceriksiz bir dövüşçüsün.
Odeio ser eu a dizer-to, mas a lutar não vales nada.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama bence o hapsi hak ediyor.
Lamento dizer, mas talvez o lugar dela seja atrás das grades.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama baban seninle yakınlaşmaya pek sıcak bakmıyor gibi.
Detesto dizer isto mas não me parece que o teu pai esteja interessado em conviver contigo.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama belki haklıdır.
Eu detesto ter de dizer isto, mas talvez ela tenha razão.
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama istekli olduğumda... Kesinlikle ilk düşündüğüm kişi sen değilsin.
Detesto ter que te dizer isto, mas quando tenho desejos... tu não és exactamente a primeira pessoa em que penso.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama böyle durmak sırtıma çok iyi geldi.
Odeio dizê-lo, mas isto está a fazer maravilhas às minhas costas.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama şu arabuluculuk işine herkes bozuldu.
Custa-me dizer isto, mas todos estão incomodados com esta coisa da arbitragem.
Bunu burada söylemekten nefret ediyorum.
Eu odeio dizer isto no seu velório.
Söylemekten nefret ediyorum ama bu fikir, Kane'nin değildi... bunu yazması mümkün değil fikir Mallory'nin bile değildi danışmanı, Miss McRae'ye aitti.
Odeio dizer-lhe isto, mas era impossível o Eddie Kane ter tido essa ideia. A ideia nem sequer foi de Sr. Mallory. Foi-lhe sugerida pela sua agente, a Sra. McRae.
Bak, bunu bu kadar doğrudan söylemekten nefret ediyorum ama... Sally Martin öldü. - Hayır.
Odeio ter de dizer isto assim, mas a Sally Martin morreu.
Bunu söylemekten nefret ediyorum.
Odeio dizer-lhe isto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]