Burdasın tradutor Português
830 parallel translation
Ah, sen de burdasın demek!
Ah, também aqui!
İşte burdasınız.
Aqui têm.
Oh, burdasınız.
Oh, está aí.
Ah, işte burdasın!
Ah, aí estás tu!
İşte burdasın Buraya gel genç bayan.
Ah, estás aí! Desce daí, doçura.
Bir İncil uzmanı olarak burdasınız.
Está aqui como perito na Bíblia.
Uzun zamandırmı burdasın?
já estás aqui há muito tempo?
- Çocuk, işte burdasın.
- Estás aí!
- İşte burdasınız.
- Estás aí! - Rápido, Merlin!
İşte burdasın, seni yaşlı keçi.
Finalmente apareceu, seu bode velho!
Bu yüzden mi burdasın?
É por isso que aqui estás?
- Neden burdasın? - Bilmiyorum.
- Por que você veio aqui?
Depoyu arıyordunuz, şimdi de burdasınız.
- Pânico? Sim! Queria descobrir um depósito secreto e agora teve o que quis.
Sende mi burdasın?
Sacana. Que estás a fazer aqui?
- Söyle bakalım, neden burdasın?
Então... - Que fazes aqui?
Bir grup var sen de burdasın.
Tem aqui um grupo de pessoas divertido.
- Niçin burdasın?
por que está aqui?
- Burdasın çünkü onlar sana muhafız diyorlar
Você está aqui porque diziam que era bonapartista.
Sen de burdasın, Jelly Roll.
Toma, Jelly Roll.
Neden hala burdasın?
Como é que ainda está aqui?
Usta, neden burdasın?
Mestre, porque é que está aqui?
İşte burdasın... İki saattir sana sesleniyorum.
Eu aos berros há duas horas, e tu muito caladinho?
Demek ki, birkaç gün daha burdasınız bürokrasiyle uğraşacaksınız, bürokratlari diğerlerinden dört kat daha yavaş çalışır, vergi toplama işi hariç tabi.
Então, vai ficar uns dias por cá. Está a lidar com burocratas, e eles são sempre quatro vezes mais lentos do que os outros, excepto quando cobram impostos.
Niye burdasın?
Que te traz cá?
Bu yüzden hala burdasın.
Claro, foi por isso que ficou cá.
Denetimden sonra burdasın, Başbakan Paris'te Bungaya başbakanını ağırlayacak.
Depois de fazer a inspecção aqui, o Ministro vai receber em Paris o Presidente do Boungawa -
Burdasın.
Cá está você!
Burdasınız!
Aqui estão!
Neden şimdi burdasınız?
O que está aqui a fazer?
Ya siz bu gece neden burdasınız?
E porque está aqui esta noite?
Neden burdasınız?
Porque é que está aqui?
Fo Amca, burdasınız?
Tio Fo, voltou?
Oh, Memur bey, İyiki burdasınız!
Ainda bem que aqui está.
Hayatım... huzura kavuşturmak için burdasın, gönlümü... ve tüm varlığımı.
A minha vida. Você dá alegria aos meus olhos e meu ser.
İşte burdasın.
Aqui estás tu.
Şimdi, neden burdasın?
Por que estás aqui?
- Ne zamandır burdasın?
- Há quanto tempo estás aí?
Ne zamandır burdasın?
Vive aqui há muito tempo?
Burdasın. Dumont döndümü.
Dumont conseguiste voltar.
İşte burdasınız!
Aí está!
Dün gece öldürülen Askeri İnzibatla ilgili olarak burdasınız?
Veio por causa da PM que foi morta ontem?
Ama burdasın bende öyle!
Mas estás aqui, e eu também.
Başka ne için burdasın?
Para... Para que mais está aqui?
O halde niçin burdasınız?
Que faz aqui, então?
Madem şimdi burdasınız ona kendiniz anlatır mısınız sakıncası yoksa?
E uma vez que está aqui, importa-se de lhe contar isso pessoalmente?
Sen ölmedin! İşte tam burdasın.
Mas você não está morto!
- Hayır, neden burdasın bilmek istedim.
- Não, só quero saber o que veio fazer.
- Burdasın Harry.
- Estás aqui, Harry.
Fakat sen burdasın.
Tu sim.
Ah, işte burdasınız.
- Então, estamos aqui!
Al, iyi ki burdasın.
Al, ainda bem que vieste.
burda 170
burdayım 125
burdan 36
burda neler oluyor 31
burda ne işin var 23
burdalar 17
burda kal 32
burda bekle 28
burda ne yapıyorsun 41
burda değil 33
burdayım 125
burdan 36
burda neler oluyor 31
burda ne işin var 23
burdalar 17
burda kal 32
burda bekle 28
burda ne yapıyorsun 41
burda değil 33