English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ C ] / Caroline

Caroline tradutor Português

3,344 parallel translation
Sprowston'dan Caroline.
- Caroline em Sprowston.
Caroline Cuntley.
Caroline Cuntley.
- Caroline Brentwood.
- Caroline Brentwood.
- Caroline, gövdesini buldum.
Caroline, encontrei o torso.
Ben dedektif Caroline Brentwood.
Sou a investigadora Caroline Brentwood.
- Caroline, nereye gidiyorsun?
Caroline onde vais?
Caroline, biz John'u onlar öldüğünde kaybettik.
Caroline, perdemos o John quando eles morreram.
Katiller aslında birer kurban mı?
Os assassinos são as vítimas? Não pode ser, Caroline.
Bu olamaz, Caroline. Sol omuzda dövme. Bir şeyler bulabildiniz mi?
Tatuagem, ombro esquerdo.
Neler oldu, Caroline?
Que raios aconteceu, Caroline?
Joan... ikinci ismin Caroline mi yoksa Catherine mi?
Joan... O teu segundo nome é Caroline ou Catherine?
Bu Caroline ve Albert'e öğretmemi istediğin şey değil mi? Değil mi?
Não era isto que querias que ensinasse à Carolina e ao Alberto?
Caroline Kampenfelt.
Caroline Kampenfelt.
Caroline Catledge eski bir arkadaşımdır.
Caroline Catledge é uma velha amiga.
Brice Catledge, Caroline'nin kardeşi, aile mirasının varisi, kendini onunla bir sevdada düşlüyor.
O Brice Catledge, irmão da Caroline e herdeiro da fortuna da família, julga estar apaixonado por ela.
Brice Catledge'ın kız kardeşi Caroline bir doktorla evli, bir psikanalistle, ve o da kadının ruh çağırma seansını yapmasında ısrar etti, iki şöhretli bilim insanının huzurunda.
A irmã do Brice é casada com um médico, um psicanalista. Ele insistiu que ela fizesse as sessões espíritas na presença de dois cientistas de renome.
George, Caroline, Stanley.
- George e Caroline, é o Stanley.
Memnun oldum. Tabii ki, George ve Caroline burada olmamın sebebi.
Vim por causa do George e da Caroline.
Çok büyük şeyler, Caroline'nin anne ve erkek kardeşinden daha az saflar ve benim onun bir sahtekar olduğunu ortaya çıkaracak, kabiliyete sahip olduğumu ummuşlardı,
São muito menos crédulos do que a mãe e o irmão da Caroline e esperavam que eu conseguisse desmascarar a médium.
Caroline, sen onun yanındaydın.
Caroline, estavas ao lado dela.
Bu akşam merhum Grace Catledge'ın ruhuyla, iletişime geçmek için buradayız. Brice ve Caroline'nin babası.
Estamos aqui, esta noite, para comunicar com a alma do falecido marido de Grace Catledge, pai do Brice e da Caroline.
Hayır. Bunu hiç bilemezsin, çünkü George, Caroline'nin kocası, psikanalist, kendisinin de halan için dua ettiğini söyledi.
Não, nunca saberá ao certo, porque o George, o marido da Caroline, o psicanalista, disse-me que também rezou pela sua tia.
Elvis'in kollarında ölen Caroline Jones, yas tutan Jackie O çekmecede hapsolan Tinkerbell.
Caroline Jones morrendo nos braços de Elvis, Jackie O, em luto, Tinker Bell preso na gaveta.
Caroline!
Com a Caroline!
- Caroline Newsome!
- Caroline Newsome!
Caroline'ı aylardır görmedim.
- Eu não... não vejo a Caroline há meses.
Belki Caroline'i takip ediyordun.
Talvez tenhas andado a perseguir a Caroline.
Belki hafıza kaybı aşamasındaydın beyaz laleler, Air Supply Caroline'in bunları sevdiğini biliyorsun.
- Talvez estivesses num estado de fuga dissociativa. Tulipas brancas, músicas românticas... Sabes que a Caroline gosta disso.
Hayır, Caroline'la konuşmalıyım ve bunu düzeltmeliyim.
Não, preciso de falar com a Caroline e esclarecer tudo.
- Caroline, lütfen.
- Caroline, por favor.
Caroline, ben yapmadım.
Caroline, não fui eu.
Caroline'in düzenli hastalarından biri değil mi?
É um cliente regular da Caroline, certo?
- Yani biri, Caroline'in telefonunu hackledi.
Então, alguém "pirateou" o telemóvel da Caroline? Sim.
Kendi kafasında Caroline'le derin bir ilişki yaşıyor.
Na mente dele, está envolvido intimamente com a Caroline.
Caroline'i yem olarak kullanacağız.
Teremos que usar Caroline como engodo.
Kardeşimiz Caroline Frankenstein'ı toprağa veriyoruz.
Confiamos agora o corpo da nossa irmã, Caroline Frankenstein, ao solo.
Caroline'ı ilk gördüğümde hamile olduğunu öğrendiğin zamanı hatırladım.
Quando vi a Caroline, pensei em ti quando estavas grávida.
Caroline, benimle kal.
Não posso! Caroline, fica comigo, sim?
- Caroline, yapma.
Caroline, não.
Andrew, Caroline ve sürü meselesini düşünüyordum.
Estava a pensar no Andrew e na Caroline e em toda essa coisa da alcateia.
Caroline, Elena'ya bundan bahsetmiş miydin acaba?
Caroline. Lembraste-te de contar isso à Elena?
Merhaba Caroline.
Olá, Caroline.
Kimi daha çok seviyorum? Bonnie'yi mi Caroline'ı mı?
Quem é que prefiro, a Bonnie ou a Caroline?
Lütfen Caroline de.
- Por favor, diz que é da Caroline.
Caroline, sadece kimden hoşlandığın üzerine yargılanmış olsan hoşuna gider miydi?
Caroline, gostavas de ser julgada com base apenas em quem gostas?
Caroline, Elena'yı geri kazanmana yardım etmeyi kabul etti.
A Caroline concordou em ajudar-te a recuperar a Elena.
Caroline ile hangi sınıfta tanıştılar?
Em que ano é que ela e a Caroline se conheceram?
Böyle dolandırarak Caroline'ı partiye davet edip etmediğimi mi soruyorsun?
Essa é a tua maneira foleira de me perguntares se convidei a Caroline?
Yani yeniden başladığını söylediğinde resmen Caroline'ı geri istediğini söylüyordun yani.
Portanto, quando dizes que queres começar de novo, basicamente estás a dizer que queres reconquistar a Caroline. Traz os copos.
Caroline tam da senin için bir arama ekibi oluşturacaktı.
A Caroline estava prestes a organizar uma busca.
Caroline?
Caroline?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]