English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ C ] / Cars

Cars tradutor Português

495 parallel translation
Sepetli bir motosiklet nasıl olur?
E se mandasses motas com side-cars?
Dün çarşıdan döndüğümde yatağınızı kendinizin yaptığını... görünce çok şaşırdım efendim.
Ontem fiquei espantado quando vim do mercado... e vi que tinha feito a sua cama.
- Bir çarşıda karşılaşabilirsin.
- Pode sair de um bazar.
Ben istesem çarşıdan yirmisini birden satın alırım. Alırsın ama, satarsın yine.
Eu posso comprar vinte deles em qualquer mercado.
Londra'ya birkaç çarşı izni yazmak fena olmaz.
Não seria má ideia recompensá-los com uns passes para Londres.
Çarşının üzerine!
No Parque Central!
- Çarşı'daki çimenlikte.
- No relvado no Parque.
Ne Avrupa'daki mezattan ne de dünya üzerindeki herhangi bir çarşıdan... Alamayacağın bir tek şey var.
Há uma coisa que não pode comprar-se num leilão da Europa ou em qualquer parte do mundo.
Çarşıda, alış verişte.
Na Baixa, a fazer compras.
Pers Çarşısı müziğini çalarsanız ben striptiz yaparım, hem de en alasını!
Se puserem a música do Mercado Persa, dispo-me eu, sou boa nisso.
Şimdi siz için içine sıçarsınız.
Que desgraçados! Vão estragar tudo.
O, "Alışverişe çarşıya gittiğinizde çok fazla ellenmiş bir şeyi almazsınız." dedi.
Disse "Quando vai ao mercado, não compra nada que está muito sovado".
- Petticoat Lane çarşısından mı?
Petticoat Lane?
Çarşı meydanındaki gözlükçü dükkanını hatırlıyor musun?
Você se lembra da loja do oculista na praça do mercado?
Çarşıda onları gördüğümde bana hep iyi davranıyorlar.
Sempre foram amáveis comigo quando os vi pela cidade.
Eğer çarşıya çıktığımda seni o gülünç kıyafetler içinde... alışveriş edenleri rahatsız ederken... ve çevrede salaklar gibi... dans ederken görürsem... seni öldürürüm ve çok ciddiyim.
Se alguma vez saio pelo centro... e te vejo vestida com um desses ridículos disfarces... aporrinhando os transeuntes e dançando ao redor... como uma espécie de louca... Te mato! E estou falando de negócios...
Çarşıya alınsın istiyorum... koca, koskocaman bir tiyatro salonuna layığım ben.
Quero que seja no centro... em um grande, grande teatro, ao qual pertenço.
Çarşıda 100 binden satıyorlar.
Se fossem à baixa comprá-lo, gastavam, pelo menos, 100 mil liras, mais o bilhete do autocarro.
Benimle Çarşı'ya gel.
Venha comigo até a Arcádia.
Artık sana söylemeliyim. Çarşı'dayken seni öldürülmen için götürüyordum.
Preciso de lhe contar que ia leva-lo para que o matassem.
Çarşı'ya döneceğim.
De volta a Arcadia.
- 7, 9 ve Çarşı Devriyesi.
- 7, 9 e a patrulha de Arcádia.
Bu eski kapalı çarşılardaki deneticiye benziyor.
Isto é parecido com os comandos das máquinas de jogos.
Çarşının son günüydü.
É o extremo inferior do mercado.
herkese karşı çArŞı
Subtitulação : SDI Media Group
Çarşıya gidiyoruz.
- Vamos ao saläo de jogos. Queres vir? - Claro que sim.
herkese karşı çArŞı
Subtitles conformed by SOFTlTLER
Şimdi haberler. Bu sabah Sheridan Mall çarşısının arkasında bir kadın cesedi daha bulundu- -
Outro corpo de uma jovem foi descoberto esta manhã... nas traseiras do Sheridan
Seni çarşıda omuzlarımızda taşıdık.
" passeámos-te em triunfo pela praça principal.
Çarşıda beni bekliyorlar.
' Usá-lo-ias, mas sem convicção.
Çarşıda ne yapıyorsunuz acaba? Hiçbir şey. Ne yapıyorlar biliyor musun?
Eu referia-me á cana de pesca de 2 metros, em grafite, com um carreto de alta velocidade.
Cumartesilerinden nefret ediyorum. Lanet olası çocuklar çarşıya gelip, beni rezil ediyorlar.
Não tenho nada a ver com isso, mas se queres mesmo uma coisa a melhor forma de a obteres é poupares.
Hepsini çarşıda görüyorum.
Steve, és um homem ás direitas.
Sen ayakkabılarına küçük aynalar yerleştir ve öğle yemeği için çarşıya çık.
E tu? Podes pôr um espelhinho nos sapatos e ir até á baixa, ver as secretárias a almoçar.
Peg, yarın çarşıya çıkıp, bakkal alışverişlerini yapar mısın?
Sim.
Çarşıya gittim.
- Fui às compras...
Birinin de çarşı pazara gitmesi lazım.
Alguém tem que tratar das compras.
Çarşı kapısından çıkmalarına izin verelim.
- Deixem-nos sair pela entrada.
Babamın çarşıda küçük bir dükkanı var.
O meu pai tinha uma pequena estalagem na cidade.
Çarşıdaki dükkanları kapatın.
Fechem as lojas no centro comercial.
Kralın idamından aldığım parayla, çarşı pazar dolaşıp, yeni bir Kral bulacağımı, kimse bakmıyorken de hiç dikkat çekmeden, bir anda tahta koyabileceğimi sanmıştım.
Achei que com o dinheiro da execução do Rei, poderia comprar um rei novinho enquanto ninguém estivesse olhando, e colocá-lo de volta no trono sem que ninguém notasse.
Ben çarşıya çıkıyorum.
Vou para o centro comercial.
Çarşı bekçi köpeği.
- É o Satan, o cão de guarda.
- Onu "soukh" a çekeceğiz. ( çarşı / pazar, vb. )
- Atrai-lo até ao "soukh".
Onunla çarşı yerinde buluşuyorum.
Vou encontrar-me com ele no centro.
Onunla bugün daha sonra çarşıda buluşuyorum.
Eu vou encontrar-me com ele no centro comercial hoje a tarde.
Nick, eve varmaya, büyüyüp çarşıda olmama 6 saatim var.
Nick, tenho 6 horas para chegar a casa, crescer e ir ao centro comercial.
Anlıyorum. Oh, muhtemelen sadece çarşıdadırlar.
Oh, provavelmente estão no centro comercial.
Çarşı için çok geç.
Lá se vai o centro comercial.
Endişeleniyorum. çarşıya gidip ve çocuklara bakacağım.
Estou a ficar preocupada. Vou ao centro comercial procurar os miúdos.
Evet. Başarsak bile, çarşı kapanırdı.
Sim, mesmo que consigamos, o centro comercial vai estar fechado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]