English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ C ] / Cheeseburger

Cheeseburger tradutor Português

331 parallel translation
Bir çizburger ve de kahve.
. Um cheeseburger e um café.
- Sana artık Cheeseburger yok
Não comes mais hambúrgueres com queijo, pá.
Cheeseburger getirmesine de izin verirler mi?
Deixas que ele me traga um cheeseburguer?
- Abim gerçekten çok güzel yapar. Seveceksin.
Ias gostar do cheeseburger do meu irmão.
Cheeseburger.
Fiambre e queijo.
- Sundae?
Queres um cheeseburger?
Yo, çizburger.
Não, um cheeseburger.
Bir Cheeseburger yesene.
Pede um hambúrguer com queijo. É melhor para ti.
- Bir Cheeseburger söyle.
- Pede-me hambúrguer com queijo.
- Ona bir Cheeseburger söyle.
Pede um hambúrguer com queijo.
Biraz kaburga, patates kızartması ve büyük bir çizburger, yanında da çikolatalı pasta lütfen!
Quero costeletas, batata frita, um belo cheeseburger... - e leite com chocolate -
Sana bazı şeyleri sağlayabilirim, çizburger gibi.
- Posso conseguir cheeseburger -
Bana çizburgerini o verecek.
É ele quem vai te arranjar o cheeseburger.
Çizburger istemiyorum. Rejim yapıyorum.
Não quero cheeseburger, estou fazendo dieta.
Sana çizburger ısmarlayayım.
Deixa-me oferecer-te um cheeseburger.
Çizburger isterdim.
Um cheeseburger ia saber-me bem.
Dinamit gibi çizburgerler satan bir yer biliyorum.
Eu faço um cheeseburger de comer e chorar por mais.
Yüzü az pişmiş peynirli köfte gibiydi.
E tinha uma cara que parecia um cheeseburger mal passado.
Bir çizburger menü.
Seu cheeseburger. O que vai beber?
Çizburger.
Cheeseburger.
Çizburger mi?
Cheeseburger?
Oysa çizburger yemek istiyordu.
Eles queriam mesmo um cheeseburger.
` "Cheeseburger turtası`" mı?
Tarte de hamburguer?
Bifteğin, pirzolanın, hamburgerin, çizburgerin... sevdiğin et yemeklerinin hepsinin yanında çok iyi gider.
Fica bem servido com um bife hambúrguer, cheeseburger, ou qualquer prato com carne.
Bir cheeseburger daha ye.
Coma outra sanduíche.
Eminim öyledir. Ama bana bir orta boy çizburger, kola ve patates kızartması.
Tenho a certeza que sim, mas eu quero um cheeseburger, uma coca-cola e batatas fritas.
- Sadece bir çizburger istedi.
- Ele queria apenas um cheeseburger.
Cheeseburger? Ha?
Cheeseburger?
Hİç hamburger veya bir bira için dışarı çıktığın olmaz mı?
Nunca sai para um cheeseburger ou uma cerveja?
Cheeseburgere devam edebilirim.
Posso fazer a rotina do cheeseburger.
Çizburger ya da şekerleme yediğinde vücudunun kimyası değişir.
Se você comer um cheeseburger nos Três Mosqueteiros... isso muda sua composição química.
Üç cheeseburger, 2 büyük patates kızartması 2 çikolatalı kek ve büyük bir Coca-Cola.
Três hambúrguers com queijo, duas doses de batatas fritas. Dois batidos de chocolate e uma cola grande.
Steve'in Duble Biberli Cheeseburger'i.
É o Steve's Double Chili Cheeseburger.
Oh, peynirli makarna harika görünüyor!
Este cheeseburger parece óptimo!
- Çizburger ve çörek.
- Cheeseburger, muffin de arando.
Bir peynir seçersin, bir peynirli burger ve yemek için bir restoran?
Prefere ter um queijo, um "cheeseburger" e um restaurante em que comê-lo?
Çizburger ve patates, değil mi?
Cheeseburger e batatas fritas, certo?
Hatta seni çizburger yerken gördüm.
E vi-te comer um cheeseburger.
Vay be, canım çizburger çekiyor.
Estou doida por um cheeseburger. - Não.
Bir cheeseburger ve kahve olsun.
Um cheeseburger e um café.
Şu hep yediğin, Roy Rogers çizburgerlerinden almayacaksın.
Vais abdicar de um cheeseburger duplo do Roy Rogers.
Cheeseburger istemiyorum, mal.
Não quero nenhum cheeseburger.
Üç hamurlu büyük çizburgerlerden istiyorum.
Quero um desses grandes Cheeseburger com três andares.
Efendim, neden bir tane çizburger almıyorsunuz?
Porque não experimenta o cheeseburger?
Arabanın penceresine uzatılan bir çizburgeri bile atamazsın.
Tu nem um cheeseburger és capaz de liquidar.
Çizburger yerken üzülür müsün?
Não ficas chateado por comer uma cheeseburger, pois não?
Bir çizburger hayatını kurtardı.
Uma cheeseburger salvou-te a vida.
- Flo. Cheeseburger burada bekliyor.
- Flo, um cheeseburger mal passado.
Folyo kağıdındaki küçük cheeseburger'leri yiyordu. Şeridi çekersin, kendilerini ısıtır, tamam mı?
Comeu sanduíches em pacotes... que aquecem sozinhos.
sonra Tastee-Freez'e gittim ve kocaman bi cheeseburger aldım... ve onu çöpe kusarken tahmin et yanımdan kim geçti.
Fui ao "Tasty Freeze" e comprei um enorme cheeseburguer. Estava a enfardá-lo lá atrás, ao pé do contentor, e adivinhe quem passa?
- Cheeseburger.
- Novilho com queijo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]