Ciddi bir şey değil tradutor Português
216 parallel translation
O kadar da ciddi bir şey değil.
Não é algo tão grave.
Okuldan dönerken araba çarpmış. Ciddi bir şey değil.
- O Bobbie foi atropelado, quando vinha para casa.
- Hayır, hayır. Ciddi bir şey değil.
Magoou-se na cabeça?
Ciddi bir şey değil.
não será nada sério.
Ciddi bir şey değil.
Nada grave.
- Hayır, ciddi bir şey değil.
- Não, nada de grave.
Ciddi bir şey değil, umarım.
Nada de grave, espero.
Ciddi bir şey değil.
Nada sério.
Sadece biraz dalgalı. Ciddi bir şey değil.
O mar está só um pouco agitado, não é nada de grave.
Ciddi bir şey değil.
Não é nada sério.
- Ciddi bir şey değil.
- Não é nada de grave.
Ciddi bir şey değil.
Nada de sério.
Hayır, ciddi bir şey değil.
Não, não é grave.
Taşa çarptığım için dizim acıyor ama ciddi bir şey değil.
O meu joelho doí por ter batido na pedra, mas não é nada de grave.
Ciddi bir şey değil.
Não é nada de sério.
- Ciddi bir şey değil.
- Nada de grave.
Şimdi tek tedavi etmemiz gereken ufak bir kanama. Ciddi bir şey değil, ama ileride dert çıkarabilir.
A única coisa com que temos de nos preocupar, são pequenas hemorragias, que não são graves, mas podem causar problemas mais tarde.
- Ciddi bir şey değil.
- Olhe, não é nada grave, sério.
- Ciddi bir şey değil.
Não é nada sério.
Kıç taraftaki ısıtma biriminde küçük bir basınç sızıntısı var. Ciddi bir şey değil.
Há uma pequena fuga de pressão na unidade de aquecimento da retaguarda.
O kadar da ciddi bir şey değil.
Não é tão mau como parece.
Ciddi bir şey değil.
Nada de grave.
Saman nezlem yine azdı, ama ciddi bir şey değil.
A febre dos fenos não me dá paz, mas sobreviverei.
Ciddi bir şey değil.
- Não. Nada sério.
Bu konu ortaya atıldı, ama ciddi bir şey değil.
Falou-se no assunto, mas nada de sério.
Ciddi bir şey değil, ama Seamus sizi bulduğu için şanslısınız.
Não foi grave, mas teve sorte pelo Seamus o encontrar naquela altura.
Kalp kırıklığı. Ciddi bir şey değil.
Por roubar carros, nada de grave.
Hayır, hayır, ciddi bir şey değil.
Obrigado. Não, não ê nada sério.
Ciddi bir şey değil.
Está tudo bem.
Barut yanığı. Ciddi bir şey değil.
Queimadura de pólvora.
- Asllında ciddi bir şey değil.
- Não é muito sério.
Bell Felci diye de bilinir. Ciddi bir şey değil.
Também conhecido por Paralisia de Bell.
Ciddi bir şey değil ama yanında olmam ona iyi gelecektir. Bu nedenle geri dönmeliyim.
Nada sério, mas minha presença pode lhe dar algum alento.
Ciddi bir şey değil. Ben de onun bir kaç yerini darbe sonucu şişirmiştim.
Nada sério, e entretanto deixei-o com alguns galos.
Ciddi bir şey değil, ama bu şeyi durduramazsak, zorla operasyonu durdurmamız gerekecek.
Nada sério, mas se não pararmos isso agora, seremos forçados a parar as operações.
- Ciddi bir şey değil.
- Nada muito forte.
Göğsün üst bölgesinde, ufak fazer yanığı- - ciddi bir şey değil- - ama hücresel hasarı da kontrol etmek istiyorum.
Queimaduras superficiais de phaser na região torácica superior... nada sério... mas quero verificar se há danos celulares.
O kadar ciddi bir şey değil. Senin paran var.
Não é assim tão preocupante.
Hayır, ciddi bir şey değil. Sadece heyecanlanmamam gerekiyor.
Não, só não sou suposto excitar-me muito.
Tamam, görebiliyorum, öyle ciddi bir şey değil.
Sim, vejo isso, mas não é nada sério.
- Ciddi bir şey değil.
- Não foi nada de grave.
Böyle bir şeyi uydurmanın çok ciddi bir şey olduğunun farkındasın değil mi, evlât? Evet, efendim.
Olha que é muito sério inventar uma coisa destas.
- Ciddi bir şey değil Amiral.
- Não é grave.
Ciddi bir şey değil mi?
Isso é sério, não é?
- Ciddi bir şey yok, değil mi?
- Nada sério, pois não?
Rahatla. Ciddi bir şey yok. Bence kötü değil.
- Acalme-se, não é nada de sério.
Komik falan değil, ölesiye ciddi bir şey.
Não é engraçado, é mortalmente sério.
Ciddi bir şey değil.
Nada de importante.
Çünkü eğer ciddi kalp rahatsızlığı olan birini göreve yolladıysanız ve bu kişi kalp bağlantılı bir vakadan dolayı ölseydi cevaplamanız gereken çok şey olurdu, öyle değil mi, Doktor?
Porque, quando se dá a ficha médica limpa a um doente cardíaco... e ele morre do coração, isso é um problema danado.
Bu bir şey değil Ciddi hasar vermek için platforma gitmesi gerek.
Para fazer estragos tem de ir ao poço.
Ciddi olmak gerekirse böyle bir bağlılık... Yani belki de ihtiyacımız olan son şey, değil mi?
Algo assim tão sério deve ser a última coisa de que precisamos neste momento.
ciddi bir şey yok 28
ciddi bir şey mi 40
bir şey değil 1063
ciddi 72
ciddi misin 751
ciddiyim 1107
ciddi misin sen 46
ciddi mi 132
ciddiyim ben 26
ciddi değilsin 32
ciddi bir şey mi 40
bir şey değil 1063
ciddi 72
ciddi misin 751
ciddiyim 1107
ciddi misin sen 46
ciddi mi 132
ciddiyim ben 26
ciddi değilsin 32
ciddi ol 66
ciddisin 16
ciddiydim 20
ciddi misiniz 112
ciddi söylüyorum 33
ciddi değil 35
ciddi değildim 29
ciddi olamazsın 301
ciddi olamazsınız 67
ciddisin 16
ciddiydim 20
ciddi misiniz 112
ciddi söylüyorum 33
ciddi değil 35
ciddi değildim 29
ciddi olamazsın 301
ciddi olamazsınız 67