De gördüm tradutor Português
8,726 parallel translation
Bu tarz bıçakları hapishanede de gördüm ama oradakiler genellikle kendilerine kullanmaz.
Vi facas como esta na prisão. Mas as pessoas na prisão geralmente não as usam nelas próprias.
Daha iyilerini de gördüm patron.
Não foi agradável, chefe.
Hayır, onu GSC'de Faraday kanadında ölü bir şekilde gördüm.
Não, eu vi-a a morrer na ala Faraday, na GSC.
Francis i parti de gördüm Lola katılmayacağını söylediği halde.
Vi o Francisco na festa depois de a Lola ter dito que ele não viria.
Bugün toplanma gününde seni de gördüm. - Olanları gördüğünü farz ediyorum.
Vi-te na homenagem, hoje, e imagino que viste o que aconteceu.
7 yaşında gördüm onu.
- Sete anos de idade, e ver aquilo.
- Uyuyordum ve bir kasılmayla uyandım sonra herkesin penceremin önünde durduğunu gördüm.
Eu estava a dormir, e acordei com uma contracção. Então, vi toda a gente do lado de fora desta janela.
muhtemelen kafan şu an çok karışıktır endişelenmene gerek yok, bu son zamanlarda dönen biri için normal dosyana baktım ve St. Louis'de bir torunun olduğunu gördüm... iyi haber onunla temasa geçtim ve onunla kalmanı istiyor... kötü haberse kimse torunun gibi bunu kabul etmeyecek, bunu ballandırmayacağım tehditler ve ayırımcılıkla karşılaşabilirsin ama karşılaşırsan da hemen benimle irtibata geçebilirsin, bu büro size yardımcı olmak için burada.
Talvez esteja um pouco confusa, não é? Não te preocupes. Isso é normal para quem voltou recentemente.
- Clive, bir imge gördüm.
Clive, acabei de ter uma visão.
Ben de gördüm.
Eu vi-os.
Sonra seni gördüm hayal meyal.
Mas tive uma visão de ti.
Bir de diğer adamı gör. Gördüm.
- Devias ter visto o outro.
- Sen ve diğer herkes gibi ben de onu düşman olarak gördüm.
Considerava-a uma inimiga - como tu e todos os outros.
Okul bülteninde ailelerin eşlik etmesini istediklerini gördüm o yüzden ben de Rahibe Annabelle'i aradım ve...
Eu vi no boletim da escola que precisavam de pais para ajudar, então, liguei à Irmã Annabelle, e...
Bugün büyük ikramiye kazanan dört insanı gördüm ve hepsinin de tepkisi aynı oldu.
Hoje vi quatro pessoas a ganhar jackpots, e de todas as vezes a reação foi sempre a mesma.
Kumar makinesinde gelinliği geceden üzerinde kalmış bir gelin gördüm.
Eu vi uma noiva nas "slot machines," ainda com o vestido de casamento.
Çünkü Virginia'yla konuştuğunu gördüm.
Por que eu acabei de te ver a falar com a Virginia.
Burada görmem gereken her şeyi gördüm nasılsa.
De qualquer forma, já vi tudo o que precisava de ver aqui.
Bugün bir rüya gördüm, Robin Hood geri dönmüştü sonunda birlikteydik ama aniden ben Kötü Kraliçe elinde bir ateş topuyla ortaya çıktı.
Robin Hood havia voltado. nós estávamos finalmente juntos, mas então, Eu... A Rainha Má... surgiu com uma bola de fogo na mão.
Bunun yerine, yüzünde gülümseme iması gördüm.
Em vez disso, vi o esboço de um sorriso.
Afrika'da çakan değil, gökyüzünde kalan şimşekler gördüm bu öyle etkileyici ki, nutkunuz tutuluyor.
Em África, vi os relâmpagos pairarem em vez de relampejarem e é algo que nos eletrifica e nos deixa sem palavras.
Ross'un davetinde seni gördüm. Anladığıma göre Daniel'in ismini aklamak için Emily'ye güttüğün kan davasını bırakmışsın.
Vi-te na festa de casamento do Ross e, pelo que, inferi desististe da vingança contra a Emily e decidiste reabilitar o nome do Daniel.
Verdiği davette, bir saat içinde ne kadar çok para topladığınızı gördüm. Bu kadarını politikacılar bile toplayamaz.
Vi a senhora na festa de casamento dela, e angariou mais dinheiro numa hora do que eu vi em alguma campanha de fundos políticos.
Bu sabah onu Karakolda gördüm
Hoje de manhã, vi-o na esquadra.
Senin gibi kadınları çok gördüm. Hatta senin gibi olduğum yüzüme söylendi.
Conheço mulheres como você, aliás já fui acusada de ser como você.
Düzinelerce çocuğu zekasıyla sakatladığını gördüm ve Mona'nın kazanmaktan çok istediği bir şey varsa o da iltifat almaktır.
Eu vi-a a destruir dezenas de miúdos, intelectualmente, e a única coisa que a Mona gostava mais do que ganhar era ficar com os créditos.
Ceketi gördüm ve belki de orada birisi uyuyordu.
Eu vi uma blusa, e talvez alguém andasse a dormir ali.
Maktulün kalp dokusuna bakıyordum ATP düzeylerinin tükendiğini gördüm.
Estava a analisar o tecido cardíaco da vítima e encontrei níveis de ATP extremamente baixos.
Yarı zamanlı çalışan ilanınızı gördüm de gerçekten yaş sınırı yok mu?
Olá. Reparei que procura uma pessoa para trabalhar em part-time...
Mayo içinde nasıl göründüğünü gördüm.
Vi como ela é em fato de banho.
- Hoşuna gidecek bir kolye gördüm geçen.
Vi um colar de que ela gostaria.
Birini camdan gördüm takım aldı, smokin değil ama yine de resmi bir şey.
Um lá dentro, que foi buscar um fato, não um smoking, mas formal.
Sabah geldiğimde Herman'ın ameliyathane tahtasını yeniden düzenlediğini gördüm. Birkaç tane fetal ameliyat eklemiş.
Cheguei hoje de manhã, e a Herman tinha alterado todo o quadro de operações e incluiu novas operações fetais.
En kötüsü de, adamı telefonu alırken gördüm.
A pior parte é que eu vi-o a tirá-lo.
Bir gün sürgülü kapının önünde dikilirken gördüm onu pencereden dışarıyı öyle boş boş bakıyordu.
Um dia, vi-o parado em frente à porta de correr. A olhar pela janela em direcção a nada.
Beyaz giyinmiş bir kadın gördüm, beni hayata geri getirdi.
Vi uma mulher toda vestida de branco. Ela trouxe-me de volta à vida.
Bu öğrenmenin konserde memelerini açtığını gördüm.
Vi aquela professora no concerto com a mama de fora.
- Demin gördüm yahu.
Mano, acabei de vê-lo.
Umutla dolmuş onun yanına yaklaştıklarını ve paramparça olduklarını gördüm.
Via-os a aproximarem-se, cheios de esperança. E via-a a transformá-los em pó.
Stefan ölmem için tuzak kurdu ve günlerce işkence gördüm.
O Stefan armou a minha morte, resultando dias de tortura.
Tony, bunu yaptığını binlerce kez gördüm.
Tony, vi-te fazer isto milhares de vezes.
- Bir keresinde anahtarını düşüren, eğilen ve alan bir rahip gördüm ve o kadar insaniydi dini benim için mahvetti.
Estamos numa igreja, porquê? Uma vez vi um padre que deixou cair as chaves e quando se dobrou para as apanhar foi tão real que deixei de ter fé.
Sanırım her şeyi gördüm.
Acho que agora já vi de tudo.
- Evet, buraya gelirken garajda gördüm.
- Sim, na garagem. Estava de saída.
Aralarında yürürken yaş aralığının ne kadar değiştiğini gördüm.
À medida que caminhava entre eles, apercebi-me da grande variedade de idades.
Son 2 yıldır ne gördüm ne de ondan haber aldım.
Já não o vejo ou ouço falar dele há coisa de dois anos.
Ayırma komutanının arkada kurşun yediğini gördüm.
Vi o comandante de patrulha a ser baleado nas costas.
Yeşil ağaçlar gördüm
Vi árvores de verde
Burada gördüm ve korumaya alabilirim dedim. Gelecekte olması muhtemel grafiti hasarlarından korunur.
Eu só o vi aqui, e lembrei-me de o colocar em segurança, de o poupar de futuros graffitis.
Yoldan geçiyordum da sizi gördüm ve Josephine'i aylık kitap okumalarda göremediğim aklıma geldi.
Estava de passagem, vi-o e ocorreu-me que não tenho visto a sua Josephine na nossa leitura mensal.
Başka bir zenciye yardım ederken misket silahıyla vurulduğunu gördüm.
Vi-o ser atingido por tiro de mosquete enquanto ajudava outro negro.