English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Dev

Dev tradutor Português

5,388 parallel translation
Bu selden çok uzun zaman sonra ise Cebelitarık Kayası büyüklüğünde bir asteroid Mars yüzeyine çarptı ve dev bir krater oluşturdu.
E muito depois dessa inundação, um asteroide do tamanho do Rochedo de Gibraltar despenhou-se na superfície de Marte, causando uma enorme cratera.
Bu sinyaller, Dünya'yı çepeçevre sararak genişleyen dev bir radyo dalgası küresi oluşturdu.
Estas transmissões geram uma vasta esfera de ondas de rádio, que se expandem para longe da Terra em todas as direções.
Dev eliptik galaksiler biraz... Florida'ya benzerler. Evren'deki en eski yıldızların görülebildiği yerlerdir.
As galáxias elípticas gigantes são como... a Florida, onde se podem encontrar as estrelas mais velhas do universo.
Yani Dünya'daki gökbilimciler, aynı uzak galaksinin çoklu görüntüsünü sanki bir dev aynasındaymış gibi deforme olmuş biçimde görecekti.
Por isso, os astrónomos em Terra veriam múltiplas imagens dessa mesma galáxia distante, deformadas como num espelho de feira.
Bir dev yıldızla bir cücenin yaptığı tangonun şiddetli büyük finalini gerçekleştirir.
Marca o violento grande final de um tango dançado por uma estrela gigante e por uma anã.
İki yıldız birbirlerinin yörüngesinde yakın bir biçimde dönerken dev, dıştaki gaz tabakalarını cüceye aktarır.
À medida que as duas estrelas orbitam à volta uma da outra, a gigante derrama as camadas exteriores de gás sobre a anã.
Voyager, Satürn'ün dev uydusu Titan'da Dünya'nınkinden dört kat daha kalın bir atmosfer olduğunu tespit etti.
Na lua gigante de Saturno, Titã, a Voyager detetou uma atmosfera quatro vezes mais densa do que a da Terra.
Dev bir R2-D2 Lego'su alacağım onunla!
Vou à loja do Lego para comprar um gigantesco R2-D2.
Evet, sanırım beni de bir dev yapar.
Pois, parece que isso faz de mim o troll.
Dev salataliklar.
Pepinos gigantes.
Beni cesedimden klonlamak istemişler ama DNA'm goril DNA'sıyla karışmış ve benim de dev goril ellerimle ayaklarım olmuş.
Eles tentam clonar-me a partir do meu cadáver. Mas o meu ADN mistura-se com o ADN do macaco, e eu fico com mãos e pés de gorila gigantes.
Lanet olası uyuyan bir dev gibi.
À espera como um maldito gigante adormecido.
Henry Parish Savaş'ın mühim bir rolünü üstleniyor ve ortaya çıkınca da kudurmuş bir dev olarak değil bir avukat olarak çıkacak.
Henry Parish assume o Manto da Guerra, e, ao voltar, não o faz em forma de um colosso em fúria e, sim, de um advogado.
Emilio'dan dev çanta dolusu saç.
Um magnífico saco de cabelos.
Salonda dev bir aynam var.
Na sala, eu tenho um espelho enorme, está bem?
Bize doğru gelen dev, korkunç bir kuş var.
Há uma ave gigante e amedrontadora a chegar.
- Yetişkin bir kadın dev turuncu bir fallik sembolü kafasına takmış.
Uma adulta obcecada com um símbolo fálico laranja gigante?
Dev mi? Tamam. Dev olsun.
Tudo bem, fica Giant.
- Kesinlikle ve bu çiftçi kendini özel hissetmek istemiş. Bu yüzden 3 metrelik bir dev inşa etmiş onu tarlalarının dışına gömmüş.
E este agricultor queria sentir-se especial, por isso, construiu um gigante de 3 metros e enterrou-o no campo.
- Hayır, tatlım, o gerçek bir dev değil.
- Não, querida. Não é real.
Gördün mü? Dev falan yok.
Não há gigante nenhum.
Dev kayalar bükecekseniz, bunu dışarıda yapabilirsiniz.
Se fores lançar pedras gigantes, podes fazer isso lá fora.
Kimse dev kaya falan bükmüyor.
Ninguém vai lançar pedras gigantes.
Dinle. Eğer konuşmak istersen dev bir maden suyu stoğum var.
Olha, se precisares de falar, tenho cá sumos às paletes.
- Dev sincaplar mı Jean-Bob?
Esquilos enormes, Jean-Bob?
Bunca ay Dev'in tüm övgülerini senin almanı sağlamak için didinip durmadım.
Não me matei a trabalhar tantos meses para colheres todos os louros do Giant.
COMDEX'e gidecek ve her zaman planladığımız gibi Dev'i satacağım.
Vou à COMDEX vender o Giant, como sempre planeámos.
Her şeye rağmen Dev'i COMDEX'e götürsek? Bilirsin, siparişler falan gelmeye başlar.
E se levarmos o Giant à COMDEX à mesma, e recebermos encomendas?
COMDEX'in canına okuyup, Dev'i satacağımızı biliyordum. Ben de Berkeley'deki aynı kuyumcuya gidip yeni bir tane yaptırıp, ofise yollattım.
Eu sabia que íamos arrasar na COMDEX e vender o Giant, por isso, pedi ao joalheiro de Berkeley para o fazer e mo mandar para o escritório.
Umarım Dev'i satarız.
Espero que consigamos vender o Giant.
- Ama Dev bizde değil.
Mas não temos o Giant.
Dev bizde.
Temos o Giant.
Dev'i isteyen onlar.
Eles querem o Giant.
# Şurada duran evrak çantasında bir DEV bulunuyor.
HÁ UM GIGANTE NESTA PASTA SUITE 1475 DO NORWICK
Dev!
Giant! Giant!
Dev! Bağlanmıyor.
- Ainda não está a disponibilizar.
Dahili LCD ekranımızın Dev'i 6,80 kg'dan daha hafiflettiğiyle tamamıyla taşınabilir, tam uyumlu ve dehşet seksi olmasıyla ilgilenmez.
Não lhe interessa que o nosso monitor LCD integrado faça o Giant pesar somente 6,800 kg, que seja totalmente portátil, totalmente compatível e sensual como tudo!
Pekâlâ, bu gece bırakın, Dev sizi ateşlesin.
Está combinado. Então, esta noite, deixem o Giant pôr-vos doidos!
Eğer Dev söylediklerinin tamamını yapıyorsa bizim rakibimiz olabilir.
Se o Giant for tudo o que diz, podemos estar interessados.
Evet, ona Dev'e dahil edebileceğimizi söyledim.
Disse-lhe que o experimentaríamos no Giant.
Bak, birkaç ay önce çalışma odasındaydım ve tek başıma geç saatlere kadar çalışıyordum. O an projede ne kadar geride olduğumuz kafama dank etti. Ve Dev'i yapmak için ne kadar eziyet çekmem gerektiğini anladım.
Há uns meses, estava na Sala da Morte, a fazer serão, sozinho, e apercebi-me de como estávamos atrasados e do quanto teria de penar para conseguir construir o Giant.
Sanki sen Dev'i bana her gün her saniye tercih etmemişsin gibi. Tanrım, Donna.
- Como se não tivesses posto o Giant à frente de mim todos os segundos de todos os dias.
Şimdi yukarı çıkıyor ve onu arıyorsun ve ona Dev için Mancınık'ın hissesinden 2 milyon $ teklif ettiğimi söylüyorsun.
É do seu chefe, Nathan Cardiff. Vai subir, telefonar-lhe e dizer-lhe que vos ofereci dois milhões em ações do Slingshot em troca do Giant.
Gördüğünüz gibi Multiplan ya da Lotus 1-2-3 fark etmez Dev tüm iş yazılımlarını tek bir taşınabilir, uyumlu pakette çalıştırabilir.
Verão que, quer seja o Multiplan ou o Lotus 1-2-3, o Giant corre todo o vosso software de trabalho num pacote compatível e compacto.
Dev'i toplayın, evinize götürün ve beş dakika içerisinde çocuklarınız için "Rocky's Boots" hazır.
Fecham o Giant, levam-no para casa e, passados 5 minutos, estão a carregar um jogo para os miúdos.
İster müzik besteleyin isterse parke kaplamanız için aile bütçenizi planlayın Dev orada olacak.
Quer seja para compor música ou organizar as contas da família, o Giant está lá.
Şu tarafa dev ekran televizyon.
Ecrã de televisão gigante aqui.
İnsanlık için dev bir adım attın.
Um passo gigante para a humanidade.
- Bu Dev mi?
É o Giant?
Hey, Dev için tebrik ederim.
Parabéns pelo Giant.
Dev!
- Giant!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]