Dinliyor musun tradutor Português
1,449 parallel translation
- Dinliyor musun?
Presta atenção.
Dinliyor musun? Beni dinlemiyor musun?
Estás a ouvir-me?
Beni dinliyor musun? Bu şeyin müziği, insanı harekete geçirmeli, çok güçlü olmalı, dostum.
A música nesse filme... tem que estar em primeiro plano.
- Beni dinliyor musun, Hsein?
- Estás a ouvir-me, Husein?
Beni dinliyor musun?
Estás a ouvir?
Dinliyor musun?
Estàs a ouvir?
Dinliyor musun?
Estás a ouvir?
- Lodz, beni dinliyor musun?
- Lodz, estás a ouvir-me?
- Dinliyor musun?
- Estás a ouvir-me?
- Beni dinliyor musun?
- Estás a perceber?
Deneme pizzasını yaptık. Kirk arabasının üzerine bir pizza askısı yaptı. Beni dinliyor musun?
- Fizemos uma pizza experimental, o Kirk até montou uma travessa no tejadilho do carro, ouves?
Sen kaç. Dan? Beni dinliyor musun?
Dan, estás-me a ouvir?
- Beni dinliyor musun? Çıkmıyor!
Não vai sair!
Beni dinliyor musun, yoksa kendi kendime mi konuşuyorum?
Estás a ouvir-me ou estou a falar para o boneco?
Danny, beni dinliyor musun?
Danny, estás a ouvir-me?
Onun sözünü dinliyor musun?
- Ela manda e tu fazes?
Stephanie, dinliyor musun?
Stephanie? Está a ouvir?
Jen, beni dinliyor musun?
Jen, estás a ouvir-me?
- Beni dinliyor musun?
- Não me estás a ouvir?
Beni bari dinliyor musun?
Está a ouvir-me?
Beni dinliyor musun?
Estão a ouvir?
Beni dinliyor musun, Del?
Estás a ouvir-me?
- Ron, dinliyor musun?
- Ron, está a dar atenção? - Não.
Dinliyor musun?
Você está me ouvindo?
Beni dinliyor musun, Roldy?
Estás-me a ouvir, Roldy?
- Dinliyor musun?
- Não estás a ouvir?
Dinliyor musun?
Tenho a tua atenção agora?
Beni dinliyor musun?
Estás a ouvir-me?
Sen beni dinliyor musun?
Estás a ouvir o que eu digo?
- Dinliyor musun?
- Está a ouvir?
- Beni dinliyor musun?
- Está a ouvir-me?
- Dinliyor musun?
- Ouves?
Dinliyor musun beni?
Estás a ouvir?
Dinliyor musun?
Voce tá me ouvindo?
Dinliyor musun?
Está a ouvir?
Beni dinliyor musun?
Estás-me a ouvir?
Haruno, dinliyor musun?
Haruno estás a ouvir?
Beni dinliyor musun, Teğmen Choi?
Está a ouvir-me, Tenente CHOl?
Tony, Tony, dışarı çıkamam. Beni dinliyor musun?
- Estou a ordenar-te que saias.
Mac, dinliyor musun?
Mac? Estás a ouvir-me?
- Beni dinliyor musun?
- Tu estás a ouvir-me?
Kahretsin evlat, beni dinliyor musun?
- Filho, está a ouvir-me?
Beni dinliyor musun?
- Estás a ouvir?
Beni dinliyor musun, McNulty?
Estás a ouvir-me, McNulty?
Mike, beni dinliyor musun?
Mike, estás a ouvir-me?
Beni dinliyor musun? Seninle konuşuyorum.
- Fiz-te uma pergunta!
Söylediklerimi dinliyor musun?
Estão a tomar atenção aquilo que eu estou a dizer?
Beni dinliyor musun?
Importas-te de me ouvir?
kızımız çok hasta. - beni dinliyor musun?
A nossa filha está muito doente. Agora ouça-me bem... eu mantive o seu nome fora disto.
- Dinliyor musun?
- Estás a ouvir?
Beni dinliyor musun?
- Ainda não vieste embora? - Estás-me a ouvir?