English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Doug

Doug tradutor Português

4,244 parallel translation
Doug Varney kazanmaya alışık değildi.
O Doug Varney não estava habituado a ganhar.
Bu benim asistanım, Doug.
Este é o Doug.
- Doug Liman.
- O Doug Liman.
Doug diye bir arkadaşım var, bana geliyor ve 2 dakika da bu işi hallediyoruz.
O meu amigo, o Doug, vai lá a casa e tiramos umas fotos rápidas.
Doug'ı tanıyordun, değil mi?
Conheces o Doug, não?
Annem ve Doug ayrılmadan hemen önce. Bobby filan da gelmişti.
Quando corriamos com a mãe ao longo da costa, com o Bobby e todos.
Doug, Bobby'ye hiç vurmadı.
O Doug nunca bateu no Bobby.
- Veya Doug'ın annemin çenesini kır...
- Ou quando o Doug drogou a mãe, estava tão bêbada que nem sequer foi ao hospital...
Doug, Bobby'nin eşyalarının hepsini evine götürdü ki bu çok iyi.
O Doug já levou todas as coisas do Bobby para sua casa, o que é bom.
Doug, bu konuda anlayışsız olmayacaksın, değil mi?
Doug, não te vais pôr com coisas por causa disto, pois não?
O yüzden Brad'i alıyoruz.
- O Brad entra. - Doug McQuaid?
Sürekli onun etrafında dolanıyor o yüzden Brad'i Doug olmadan almamalıyız bence.
Ele segue-o para todo o lado, por isso, duvido que consigamos o Brad sem o Doug. É mentira.
Teşekkürler.
- Não tem de quê. Doug!
- Baba tanıştırayım Doug, erkek arkadaşım.
Pai, este é o Doug, o rapaz com quem eu ando.
- Ben... - Dersler nasıl Doug?
Como é que as aulas estão a correr, Doug?
Hiç mantıklı değil.
VOU-TE MATAR, "DOUG." Não faz qualquer sentido. Tu és bom rapaz.
Neden babamda senin numaran var?
ÉS UM HOMEM MORTO, "DOUG"? Como é que o meu pai tem o teu número? Não sei.
Doug?
Doug?
Adım Doug değil, Schmidt.
Não me chamo Doug, chamo-me Schmidt.
- Doug?
Doug?
- İşte başlıyoruz Doug.
Agora é que vai ser, Mana.
- Doug.
- Doug.
Doug, sakın...
Doug, não...
Doug.
Doug.
Ben de yazdım. Doug, kitabımı almak ister misin?
Doug, queres comprar o meu livro?
Doug nerede?
Onde está o Doug?
- Doug, gel.
- Doug, anda.
Apartmana yada bir asansöre nasıl girip çıkabileceğini dahi hatırlamıyorsun.
Não se conseguem lembrar como sair do apartamento ou do elevador. DOUG MARIDO - ACOMPANHANTE
Dinle Doug...
Ouve, Doug...
Doug ve Abi'de garip bir şeyler fark ettin mi?
Reparaste nalgum coisa de estranho entre o Doug e a Abi?
Doug onları kontrol edemiyor.
O Doug não os consegue controlar.
Bu sabah Jess'in yaşlarındayken Doug'un nasıl olduğunu düşünüyordum.
Esta manhã estava a pensar no Doug quando ele tinha a idade de Jess.
- Doug!
- Doug!
Doug, müzik grubu için sahneyi sen ayarla.
Doug, preciso que prepares a tenda para a banda.
Doug, Gordie'nin öldüğünü söylüyorlar.
Doug. Eles estão a dizer que o Gordie morreu.
- Doug...
- Doug...
Kardeşim Doug birkaç şey söyleyecek.
O meu irmão Doug vai dizer algumas palavras.
Annem, Doug ve Dave'den onlara saçma sapan şeyler sorduğum birkaç sesli mesaj aldım.
Recebi um monte de mensagens de voz da minha mãe, do Doug e do Dave a dizer que lhes telefonei a fazer perguntas mesmo estranhas.
- Ne demek anlaşmanın bir parçası?
O que queres dizer com, "parte do acordo"? Ele faz parte do acordo, Doug?
Doug, ışıklar.
Doug! A luz!
Doug, Williams'ın yanına geri dön.
Doug, volta para a Williams.
Seni eve götüreceğim Doug, tamam mı?
Vou levar-te para casa, Doug. Está bem?
Doug'ın da ızdırabına son verdim.
Também acabei de vez com o Doug.
- Doug geri döndü mü?
- O Doug já voltou?
Doug öldürecek bizi.
O Doug vai nos matar.
Doug gibi bir adamın karşısına elin boş çıkamazsın.
Tu não aparece para um tipo como o Doug de mãos abanar.
Of ya.
COMO ESTÁS, "DOUG"?
Doug!
Doug!
- Kahretsin, Doug.
- Bolas, Doug.
Onlara yardım et, Doug.
Ajuda-os, Doug.
Doug'a.
Ao Doug.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]