Doğu tradutor Português
7,224 parallel translation
Bazı doğu illerinde ve diğerlerinde on bin Yahudi vardı.
Tenho dez mil judeus de algumas províncias orientais ou outras.
Staten Island ve aşağı doğu tarafını yönetiyorlar.
Eles têm Staten Island e a baixa da zona leste.
Biz eski Doğu Almanyalıyız. Bizde seçim yaptığınız yere X işareti atılırdı.
Sou do antigo Leste e sabíamos onde tínhamos de fazer a cruzinha.
DOĞU LOS ANGELES... Durmamız gerek.
ESTE DE LOS ANGELES
Orta Doğu'da epey zor zamanlar geçirdi.
Sofreu muito no Médio Oriente. O quê?
- Erkenden geldi. Doğu kapısında.
- Chegou cedo pelo portão Este.
Taliban güçleri güney ve doğu girişlerden geldiler.
As forças Talibã entraram pelo sul e pelo leste.
Teğmen Nazan senin doğu girişinden dolaşıp asilerin arkasından geldiğini iddia ediyor.
A tenente Nazan clama que vocês voltaram para trás através da entrada leste e que apareceram atrás dos rebeldes.
Bir sürü doğu Kentuckyli kanun adamına silah mı bıraktırıyorsun?
Conseguiu convencer agentes da autoridade do Kentucky a tirarem as armas?
Babam doğu kıyısındaki tek sadık kamyoncuydu.
O meu pai era o único camionista fiel na costa leste.
- Doğu Berlin! Doğu Berlin! Doğu Berlin!
Berlim Ocidental!
Siz doğu tarafı alın, biz de batı taraftan ilerleriz.
Vá pela Ala Este, nós vamos pela Ala Oeste, até chegar lá.
5 adam alıp doğu tarafına geç.
Pegue em 5 homens. Cubram a Ala Este.
Çoğunlukla doğu kıyısındaymış.
Principalmente pela costa leste.
Pekala, Angel Sokağı'nın doğu tarafında, bir fabrikanın önündeyiz.
Estamos no lado leste da rua Angel, fora da fábrica.
DOĞU 115. CADDE HARLEM
115ª RUA, LESTE HARLEM
Özellikle de yukarı doğu yakasında.
Especificamente, a Upper East Side.
DOĞU TREMONT CADDESİ THROGGS NECK, BRONX
AV. TREMONT LESTE, THROGGS NECK BROOKLYN
Yukarı Doğu Yakası'na Güvenli Sokak Girişimi geliyor!
a Iniciativa de Ruas Seguras está a chegar para o Upper East Side!
Yukarı Doğu Yakası'nın tüm sakinleri mülk değerlerinin yüzde biri kadarını GSG'ye verecek. Altın, gümüş ya da diğer ödeme şekilleriyle.
Todos os moradores de Upper East Side contribuirão com um por cento do valor da sua propriedade para a IRS, a pagar em ouro, prata, ou qualquer outra coisa de valor.
Yukarı Doğu Yakası'nın bunun karşılığını cüzdanlarıyla ödeyeceğini düşünüyorum.
Algo me diz que Upper East Side prefere pagar com as suas carteiras.
Bir sonraki hedefinin Yukarı Doğu Yakası olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sabes que ela há-de vir para Upper East Side em seguida?
Tüm bunlardan zarar görecek biri varsa, o da benim. Sonraki adımının Yukarı Doğu Yakası olması için onu desteklediğim için.
O único que vai ser destruído com isso, vou ser eu, por sugerir que ela viesse para Upper East Side.
- Görevdeki adamlarımı Yukarı Doğu Yakası'ndan ayrılma konusunda ikna edebilirim, buna ne dersiniz?
Podia ceder os meus rapazes para fora de Upper East Side, que tal isso?
Yukarı Doğu Yakası'nın tüm sakinleri mülk değerlerinin yüzde biri kadarını GSG'ye verecek.
Todos os moradores do Upper East Side contribuirão com 1 % do valor do seu patrimônio.
Diğer haberimize geçiyoruz. Meclis Üyesi Justine Feraldo, Yukarı Doğu Yakası sakinlerinden alacağı parsel başına yüzde birlik tartışmalı vergi konusunda bir adım daha attı.
Em outras notícias, a vereadora Justine Feraldo avançou com a controversa taxa de 1 % para os cidadãos do Upper East Side...
Bugün itibariyle 10 bin dozdan fazla üretim yapıldı ve haber doğu sahillerinde duyuldu bile.
Até hoje, mais de 10 000 doses foram fabricadas e, a notícia espalhou-se por toda a Costa Leste.
Ama önce doğu kanadına bakalım. Eskisine göre çok genişledi.
Mas primeiro, a ala leste, que se estende para lá do lote original.
McGregor'un şantiyelerinden birine gizlemiş olsa bile, doğu yakasında yüzlerce 217 tane var.
- Devem existir centenas... - 217, na Costa Este.
Doğu Salonu'na geçiyoruz.
Correcto, a caminho do "Oriental Hall".
Doğu Salonu'ndan çıkıyoruz.
A sair do Salão Oriental.
L.A. kızlarımızla benim doğu yakası tarzımı bir araya getirdik mi oradakiler neye uğradığını şaşıracak.
Entre as nossas meninas de LA e minha sofisticação da Costa Leste, nem vão saber o que os atingiu.
Yeniden yapılanmanın yaraları, bu ulusun doğu ile batısını birbirine bağlamadan, bir bütün haline getirmeden iyileşemez.
As cicatrizes da reconstrução não podem curar-se até ligarmos esta nação de Este a Oeste. Torná-la outra vez num todo.
1 Ekim 1993 doğu standart saatiyle saat akşam 8 : 37'de IRS genelgeler yayınlayarak Scientology'nin ve ona bağlı bütün kuruluşların vergiden muaf olduğunu onayladı. Savaş sona erdi!
No dia 1 de outubro de 1993, às 20h37, do fuso horário EST, o IRS emitiu cartas que reconhecem a Cientologia e cada uma das suas organizações como isentas de impostos!
Tüm doğu sahilinde...
De todos as tascas de gim em toda a costa leste...
Bu şeyi Güney Asya'ya, Orta Doğu'ya daha da kötüsü tüm dünyaya taşımaya çalışıyor.
Ele quer levar isto para todo o Sul da Ásia, para o Médio Oriente... Ou pior ainda, para todo o mundo.
İki gün evvel York Doğu tarafındaki imza fuarına gelmedi, günün sonunda birkaç yere daha gelmedi...
Há dois dias, York não compareceu numa sessão de autógrafos em East Side, e mais tarde nesse dia também perdeu comparências programadas...
Doğu bölgesindeki Köyler, uygun vergileri ödeyemedi.
Os aldeões das Terras Orientais não pagaram o devido tributo.
Baş Rahip, Doğu, korkunç bir kuraklıktan dolayı acı çekmeye devam ediyor.
Sumo Sacerdote... O Oriente continua a sofrer de uma terrível seca.
Doğu kanadına ilerliyoruz.
Há uma equipa táctica a caminho da Ala Este.
Siz Doğu'nun bilgeleri misiniz?
Vocês são os Três Reis Magos?
Demek Doğu'nun bilgeleri sizsiniz?
Vocês são os Sábios do Oriente?
Beytüllahim'e giden kutsal yolu bulmuş olan Doğu'nun bilgeleri.
Ó Santos Reis Magos, que desde o Oriente soubestes encontrar o vosso caminho de Belém.
Doğu Cornwall'dan haberi yok mu?
Ele não conhece East Cornwall?
1979'da, Doğu 112, 61.
Pode confirmar que alugou um apartamento
DOĞU LOS ANGELES...
ESTE DE LOS ANGELES
Doğu kanadında buldum.
Encontrei-o escondido na ala este.
DOĞU 49.
RUA 49 LESTE, MIDTOWN EAST MANHATTAN
ADLİ TIP ŞEFLİĞİ DOĞU 30.
MORGUE RUA 30, LESTE.
Doğu.
Para Leste.
burada sadece bir kaç ay kalacağımı sanıyordum yukarı doğu yakasına dönmek için sabırsazlanıyordum ve sonra seninle tanıştım
Eu mal podia esperar para ir para o lado mais rico. E então eu conheci-te.