Durumu kötü tradutor Português
654 parallel translation
İhtiyar Mac'in durumu kötü.
Não está bem.
Victor'un durumu kötü.
O Victor está em apuros.
- Şişlik büyüyor mu? Durmadan büyüyor, durumu kötü.
Já está muito inchado.
Ne de olsa durumu kötü... Aman ne güzel!
Eu sei que ele está mal, por sorte!
- Muller'in durumu kötü.
- Müller está mal. - Quão mal?
- Durumu kötü.
- Está mau.
Durumu kötü mü?
É grave?
- Ruhsal durumu kötü.
- Fica de mau humor.
Asker Andy Hookens'ın durumu kötü.
. Sabe que não concedo favores. .
Durumu kötü. Fazla uzaklaşmış olamaz.
Está ferido, não pode ter ido muito longe.
Durumu kötü değil.
Não está assim tão mal.
Durumu kötü.
- Ele está mal, Capitão.
Durumu kötü mü?
É muito grave?
Spor arabayı kullanan çocuğun durumu kötü.
Encontrámos estas drogas no miúdo que conduzia o carro.
Durumu kötü, değil mi? Ne yapacağız?
Ele está muito ferido, não está?
Hava durumu kötü.
A previsão é mesmo uma porcaria.
Durumu kötü.
Está em mau estado.
Oğlumun durumu çok kötü.
O meu filho está gravemente ferido.
Kızın fiziksel durumu çok kötü ama eminim ki büyük mutluluğu bunu atlatmasına yardımcı olacak. "
A rapariga está em pobres condições físicas, mas tenho a certeza de que a sua grande felicidade, a fará melhorar.
Durumu ne kadar kötü?
Qual é a gravidade, Dr?
Eğer Bunbury'nin sağlık durumu son derece kötü olmasaydı, bu akşam seninle yemek yiyemezdim, çünkü Augusta Teyzeye bir hafta önceden verilmiş sözüm var.
Se não fosse pela pobre saúde do Bunbury... por exemplo, não podia jantar contigo... esta noite no Savoy, porque tinha que aturar... a tia Augusta por mais de uma semana.
Bütün olanlardan sonra, bugünlerde haydutların durumu yine de kötü değil.
Pourque precisam eles de você para esses rafles?
Durumu gerçekten çok kötü.
Ele está muito mal, menina.
Ona kötü bir durumu aktaracağım.
Azar o dele.
- Durumu kötü mü?
- É grave?
- Annenin durumu mu kötü yoksa? - Hayır hayatım.
- A tua mãe está fatalmente doente?
Haberler kötü. Müşterilere durumu açıkla, en çok kaybedenlerden başla.
estão falando na próxima... dizer a nossos clientes como as coisas estão entre os que investiram mais.
Almanların durumu daha kötü.
Acho que para eles foi ainda pior.
Bir savaş başlatıp kaybetsek bile Çin'in durumu daha kötü olamaz.
A situacão da China não podia ser pior.
Üstelik tam 15 yıldır orada duruyor. Durumu çok kötü.
E já está lá... há 15 anos.
Durumu kötü.
Eu...
Ben durumu biliyorum zaten, her şey kötü.
Mas eu conheço a situação. Está tudo mal.
Sanırım onun durumu sizinkinden daha kötü şerif.
Tem uma maleita mais interessante que a tua, xerife.
Bunun durumu daha kötü.
Este está muito pior!
Babanın durumu çok daha kötü.
Spock... o seu pai está a piorar. Não há mais escolha.
Babanın durumu çok daha kötü.
O seu pai está muito pior.
tek tesellim kenara koyduğum param olur... durumumu değerlendiriyorum... ben kötü biriyim ve böyle kalacağım... bir değişim görmeyeceksiniz ama adiliğin de alemi yok... kimsenin benim yüzümden incinmesini, pisliğe bulaşmasını istemem... bu pis hayat bana göre değil hem artık benim için çok tehlikeli... hiçbir şeyden ödün veremem ama bu durumu kim değiştirecek?
o único consolo pode ser o dinheiro que se poupou vou rever a situação sou má rês e assim vou continuar não contem ver alterações mas é um erro ser apenas um vilão não quero ninguém ferido ou a passar um mau bocado esta vida não é p'ra mim já começa a ser demais já não tenho meio-termo mas quem a muda por mim?
Durumu değerlendiriyorum... Sen ölene kadar kötü olacaksın...
Vou rever a situação serei patife até ao fim
450 bin tane çocuğun birbirlerine... o mavi kötü acid tabletlerini sattığını düşünürsen durumu anlarsın.
No meio a 450 mil miúdos... uns 200 ou 300... estavam a vender esses ácidos azuis... que fazem mal e eles vendiam.
Ama onlar iyi insanlar, hoş insanlar ve beraberce bu kötü durumu telafi edeceğiz.
Mas são boas pessoas, são gente decente... e juntos estávamos a começar a sair deste mau bocado.
Josh'ın durumu çok kötü Jubal.
Josh e eu vamos embora.
Durumu ne kadar kötü?
Que tal está ele?
Şey, kuşkusuz çok kötü yaralanmış. Durumu kritik. fakat bildiğimiz kadarıyla hala hayatta.
É claro que está gravemente ferido, em estado crítico, mas tanto quanto sabemos, ainda está vivo.
Durumu anlatma çabalarım sonuçsuz kaldı. Bu benim... İtalyancamın kötü olmasından ziyade...
Hesitei em explicar-lhe o que se passava, não só devido ao meu fraco italiano,
Durumu gittikçe kötüleşiyor. Çok daha kötü.
Ele está a ficar pior, muito pior.
Üssünüzün ve adamlarınızın içinde bulunduğu kötü durumu da biliyorum.
E o destino da sua Base e da sua gente.
Durumu baya kötü.
É muito grave.
Annenin öksürdüğünü biliyorsun. Durumu çok kötü.
A tosse que sua mãe tem, é muito ruim.
Bu kötü durumu sadece bizim yaşamadığımızı anlatacak. Bir zamanlar aynı bizimki gibi olan başka bir dünyadan, bizimkinin bitmek üzere olduğuna inandığım gibi aniden sona eren bir dünyadan bahsedecek.
Que havia um mundo, muito parecido com o nosso... que deixou de existir de forma tão abrupta... como eu acredito que pode acontecer com o nosso.
Z enci mahkumların durumu Daha da kötü 3. 5. 0. 0.
Prisioneiros na Negrolândia É uma guerrinha suja Três-cinco-zero-zero
Z enci mahkumların durumu Daha da kötü 3. 5. 0. 0.
Prisioneiros na Negrolândia É uma guerrinha suja Três-cinco-zero-zero
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüyüm 22
kötüsün 16
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü çocuk 26
kötüyüm 22
kötüsün 16
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötü şans 106
kötü olmuş 26
kötü günde 30
kötü mü 170
kötü bir şey 23
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü köpek 56
kötü şans 106
kötü olmuş 26
kötü günde 30
kötü mü 170
kötü bir şey 23
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü köpek 56