Edıyor tradutor Português
131 parallel translation
"Ed Hick bu akşam biraz sarhoş oldu, yoksa yanılıyor muyum?"
" O Ed Hicky estava um pouco pielas hoje à noite, ou estou enganado?
Benim işaretimi taşıyor : "E.L." Ed Lowe.
Tem a minha marca : "E.L." Ed Lowe.
Bu konuda Ed Mungo ile konuşsan iiyi olur. Yere o bakıyor.
É melhor falar com o Ed Mungo sobre isso, ele cuida da cabana.
Sigaranın tadını çıkarıyor musun Ed?
Está a apreciar o seu cigarro, Ed?
Ed Foley'i hatırlamıyor.
Ele não se lembra de Ed Foley.
Ed Foley'nin hayatını nasıl kurtardığını hatırlamıyor.
Não se lembra de como Ed Foley salvou sua vida.
- Bunu yazıyor musun?
- Anotou isto, Ed?
Ed, benim alnımda enayi yazmıyor, tamam mı?
Ed, eu não sou idiota, está bem?
- Yeni memeleriyle herkesi sıkıyor. - Yeter Ed.
Desculpe, mas ela incomoda toda a gente com as maminhas.
Hey, Ed, zengin bir adamın geldiğini gördün mü? Seni duyamıyorum. Kar maskeli bir adam yola çıkmak için arabasının alarmını kapatmaya uğraşıyor.
Mãe, já tentaste carregar uma coisa destas sentada atrás numa Harley a 100 á hora agarrada a um gordo vestido de correntes e cabedal preto?
- Ed sürekli küçük meleğe bakıyor.
- A Ed já tem mais que fazer.
- Ed, Morse Industries'i mi alıyor?
- Óptimo! O Edward vai comprar a "Morse"?
Ed casusluk yapıyor.
O Ed tem feito investigações.
Ed... hani bana evde iki kadın olmasını... istediğini söylerdin, hatırlıyor musun?
Ed, lembras-te que costumavas dizer-me, o quanto adoravas ter duas mulheres em casa?
Biliyorum, bu dünya insanın umutlarını yıkıyor ve sanki bizim kavuşmamamız için yaratılmış. Ama birimizi seviyoruz, Ed.
Sei que este mundo é um desastre e parece escrito para nos separar mas nós amamo-nos, Ed.
Ed... Aşk insana neler yaptırıyor.
Ed, as coisas que fazemos por amor.
Arkadaşın Dutch sarhoş, herkese senin Ed Ross'a nasıl meydan okuyacağını anlatıyor.
O Dutch está bêbado e diz a todos que vais enfrentar o Ed Ross.
İşte Ed Meecham bu muhteşem hayvanlara böyle davranıyor.
É assim que o Ed Meecham trata estes animais majestosos.
Jim Ed adam arıyor.
Ei, Jim Ed está procurando ajudantes, Pete.
- Ed çıldırıyor.
- Gente, o Ed pirou.
- O Ed'i hiç sallamıyor.
- Ela está-se a borrifar para ele.
Fikrini değiştirirsen gece yarısına kadar "Ed's Beachcomber" barında çalışıyor olacağım.
Está bem. Se mudares de ideias, estou a trabalhar até à meia-noite no Ed's Beachcomber. É um pub local.
Erin ve Ed yedi davaya bakıyor. Bir tanesi PGE aleyhinde Kaliforniya Kettleman Hills fabrikasıyla ilgili.
Erin e Ed têm mais sete casos pendentes incluindo um contra a PGE referente a uma central em Kettleman Heliose, CA.
Oradaki kağıtta "Ed'in yeri. Her şey sizin için." mi yazıyor?
Esse rolo de papel faz a soma toda por ti?
Ed Montagne, Huston'ın numaralarına toleransı anlatıyor.
Ed Montagne tinha uma tolerância genial de veterano para com os truques de Huston.
Bazı özel durumlarda Ed, bu böyle değildir anlıyor musun?
Só que em certas situações não é, percebe.
- Ed canımı sıkıyor.
- Ele irrita-me.
- Ed ağlıyor.
- O Ed chora.
Ed benden kurtulmaya çalışıyor.
O Ed está a tentar livrar-se de mim.
Ed Deline'yi tanıyor musun?
Conheces o Ed Deline?
Dinle. Ed yayına Corningstone'u çıkarıyor!
A Verónica vai apresentar o noticiário.
Ed müthiş bir orangutan taklidi yapıyor.
O Ed faz uma imitação impressionante do orangotango.
- Evet. Burası bana Ed'i hatırlatıyor.
Este lugar faz-me lembrar muito o Ed.
Ed Deline, eski güvenlik müdürü, Montecito organizasyon amiri... yerel bir bilim adamının... garip ve acımasız katili olarak suçlanıyor.
Ed Deline, primeiro chefe de segurança, e actual presidente de operações do Montecito... foi formalmente acusado... dum bizarro e brutal homicídio a um cientista local.
Burada Ed'in telefonundan yapılan veya onu arayan numaraları görebiliyorum... Ama gelen numaralar çıkmıyor.
E eu posso ver as chamadas recebidas e efectuadas do telefone do Ed... mas as chamadas recebidas não eram identificadas.
Koca Ed benim yerime uğraşıyor zararlılarla.
O Big Ed tratou desses patifes por mim.
Bence Ed tüm şu "Operasyonlar Müdürü" meselesini... biraz fazla ciddiye alıyor.
Eu penso que o Ed está a levar esta coisa de'Presidente das Operações'... demasiado a sério.
Ed Deline ile birlikte çalışıyor.
Ela trabalha com o Ed Deline.
Ed, eğer adam buysa, Bu, son beş yıldır nerede olduğunu da açıklıyor.
Ed, se é este o gajo, isto explica onde ele tem estado nos últimos cinco anos.
Ed ne yapıyor?
O que está o Ed a fazer?
Babanız da Ed Deline için çalışmıyor muydu?
O seu pai também trabalhou para o Ed Deline, não foi?
Trixie Eddie'ye yumurtalı ekmek yapıyor.
A Trixie faz rabanadas para o Ed.
- Ama Ed rejim yapmıyor.
- Porque o Ed não está a fazer dieta.
Dur şunu bir açıklığa kavuşturalım, Ed seni kumarhaneye koyuyor, ve liseden bir arkadaşın 7 haneli rakamlarla bizi avlıyor mu?
Deixa-me ver se percebo, o Ed coloca-te no casino, e um... amigo teu de escola ganha-nos em sete dígitos?
Bu arada Ed, bir çok erkek bunu yapıyor.
E, Ed, muitos homens estão a fazê-lo.
Kimse ayrılamıyor, Ed.
Ninguém se vai embora, Ed.
Tatlım, adı Ed Deline olan adamı hatırlıyor musun?
Querida, lembras-te de um fulano chamado Ed Deline?
Ed, Don Stinson'ı hatırlıyor musun?
Ed, lembraste do Don Stinson.
Bölge avukat asistanı. Ed Doyle'u tanıyor muydunuz?
Conhecia Ed Doyle?
Çünkü Ed seni küçük düşürmekten zevk alıyor.
Isso é porque o Ed se diverte a humilhar-te.
- Ed, aslında komik olduğunu sanmıyor.
- Acha que é engraçado?