English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ E ] / Efendim

Efendim tradutor Português

115,601 parallel translation
Efendim, Los Angelestaki üreticiler şimdi aradı.
Senhor os produtores de LA acabaram de ligar.
Merhaba, efendim.
Olá senhor.
- Teşekkürler, efendim.
Obrigado senhor.
- Anlaştık efendim, biz hazırız.
Feito senhor estamos prontos.
Afedersiniz efendim, hesabınız.
Com licença senhor, a sua conta.
Efendim...
Senhor. O quê?
Efendim...
Senhor.
Hayır, efendim.
Não senhor.
Ne yapayım efendim?
O que faço?
Efendim, buraya evlilik teklifi için gelmiş...
Senhor ela está aqui com uma proposta de casamento.
- Oh, efendim...
Oh, senhor.
- Efendim, karım kayıp.
Senhor a minha esposa está desaparecida.
Bırak gideyim, efendim.
Deixe-me ir senhor.
Efendim, üniformalılar Crown barının arkasında bulunan bir ceset için onlara katılmamızı istiyorlar.
- A cerveja alimenta o cérebro. Senhor. A polícia pede-nos para ir ver um corpo encontrado atrás da tasca Coroa.
- Dün gece hiç kayıp bildirilmiş mi? - Hayır efendim.
Há pessoas desaparecidas durante a noite?
- Bay Steve Carter, efendim.
- O Sr. Steve Carter, senhor.
Dedektif Müfettiş Thursday. Ralph Spender, efendim.
Detetive Inspector Thursday.
İstemem, teşekkür ederim, efendim.
Não, obrigado, senhor.
Bunu öğrenmek için buradayız, efendim.
É o que viemos para descobrir, senhor.
Olabilir, efendim.
Muito bem, senhor.
- Tamam, efendim.
- Muito bem, senhor.
- Barry Finch, efendim.
- Barry Finch, senhor. - Esse mesmo.
Onu çözmeye çalışıyorum, efendim.
Estou a tentar descobrir o que é, senhor. O x marca o lugar.
- ilk sırada yer alabilir, efendim.
Ele é o principal, senhor.
- Efendim? - Bölümden bir telefon geldi.
- Acabei de falar com a Divisão.
- Efendim?
- Senhor?
Ama bizim favorimiz çikolatalara bir şey katmak ve bu dergi sahibi, efendim.
Mas o favorito para envenenar os chocolates é ainda este editor de revista, senhor.
Bilmiyorum efendim.
Oh, não faço ideia, senhor.
Her zaman nefret olmuş, efendim.
Sempre houve ódio, senhor.
- Bu günlerde pop starlardan beklenen şeyler bunlar efendim.
É o que se espera de estrelas pop hoje em dia, S.r.
- Bayan Pettybon'dan öğrenmem gereken bir konu var, efendim.
Estranho? Investiguei a Sra. Pettybon, senhor.
Bayan Pettybon'a çikolata gönderen de oymuş? Evet efendim.
E foi ela quem mandou os chocolates à Sra. Pettybon?
- Kafanızı mı vurdunuz efendim?
- Bateu com a cabeça?
Hoş geldiniz efendim.
É bom vê-lo, senhor.
- Efendim ateş böceğim?
- Diz, pirilampo.
Hayır efendim.
Não, senhor.
- Evet efendim.
- Sim, senhor.
Evet efendim.
Sim, senhor.
- Efendim?
- Diga?
Evet, efendim.
Sí, señor.
Efendim, ben sadece 6 aydır bu bölgede çalışıyorum.
Senhor, já trabalho neste bloco há seis meses!
- Ben iyiyim efendim.
- Sinto-me bem, comandante.
Yakında efendim.
Em breve estarei, comandante.
Üzgünüm efendim.
Perdão, senhor.
- Geldiğiniz için teşekkürler, efendim.
Obrigado por ter passado aqui, meu capitão.
Çok fazla bir şey yok efendim.
Não temos muito, senhor.
- Evet efendim.
Coisinha tímida.
- Nedir? - Golightly davası, efendim.
De que se trata?
Efendim?
Sim?
Memnuniyetle efendim.
Seria um prazer.
Evet, efendim.
Sim, senhor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]