English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ E ] / Elbiseleri

Elbiseleri tradutor Português

790 parallel translation
Bu elbiseleri çıkarabilirsiniz.
Podem tirar essas roupas.
Kendi aldığı elbiseleri giyen?
Uma que tivesse sido comprada por ela?
Elbiseleri almak için onu rehine verdim.
Tive de o vender para comprar esta roupa.
Mektubumda istediğim elbiseleri falan getirdin mi?
Trouxeste os vestidos e o que te disse em minha carta?
Belki aptalca gelebilir... ama düşündüm ki, son moda elbiseleri görüp... ipeği hisseder, parfüm kokusunu duyarsa...
Talvez seja uma tolice,... mas pensei que se via a última moda,... sentia o tacto da seda, a essência do perfume...
Baksana Dan, galiba ben bu elbiseleri... biraz eskittim.
Sim. Dan, estas roupas... Acho que as usei bastante.
- Niye sordun? - Çünkü elbiseleri olmalı.
- Ele deve ter roupa.
Bahçıvanın elbiseleri olmalı. Elbise elbisedir.
O jardineiro deve ter roupa.
- Elbiseleri nerede?
- E a roupa dele?
Bütün elbiseleri, halıları.
As roupas e os tapetes.
- Elbiseleri çıkart.
- Tira dali as roupas.
Elbiseleri çıkartmanı istemiyorum.
Porque não vou pedir essas calças...
Şu ıslak elbiseleri çıkarsak iyi olur.
É melhor lhe tirarmos estas roupas ensopadas.
Yani eski elbiseleri giyip, omuzunda kürekle dışarı mı çıkayım?
Queres dizer... vestir roupas velhas e saír com uma pá?
Elbiseleri hazırlamalısın.
Preciso de roupa...
Paris modelleri veya Bond Street takım elbiseleri değil tabii.
Não são bem modelos de París ou fatos de Bond Street.
Şu elbiseleri çıkartsanız iyi olur.
É melhor tirar essas roupas molhadas. Pode apanhar uma constipação.
Adamlarına sor bakalım onlara verebilecekleri elbiseleri var mı?
Pergunte aos homens se podem dispensar alguma roupa.
Dinleyin, isteyen herkes, elbiseleri karıştırmaya kalksaydı...
Ouça, se todos viessem aqui mexer nos casacos...
Senin ve şu siyahi arkadaşın elbiseleri aynı anda çıkarıldı.
Você e o outro paciente foram despidos na mesma hora.
Bu mobilyaları, elbiseleri... aldığım herşeyi sadece maaşımla alabileceğimi nasıl düşünürsün?
Eu, meus filhos e ele. Pobre Marina...
Kadınlar yeni elbiseleri sever.
As mulheres gostam de roupa nova.
Hayatım, şu elbiseleri bir dakikalığına bırakabilirsen, listeyi aldın mı?
Podes deixar as roupas um minuto?
Annen elbiseleri çıkarsın.
- Vou-te despir.
" Bir adamı derisinin rengine göre, elbiseleri, mücavherleri ve zaferlerine bakarak değerlendirmeyin.
" Um homem não pode ser julgado, pela cor da sua pele, pelas suas roupas, as suas jóias ou as suas vitórias..
Şimdi o elbiseleri çıkar da şu battaniyeye sarıl.
Tire essa roupa e ponha estas mantas.
Elbiseleri hala duruyor. Kimseye olmuyor.
Ainda tenho os fatos dele, não servem a ninguém.
Sonra Smith yangın çıkardı. Japon koşarak evden çıktı. Elbiseleri tutuşmuştu.
Então o Smith ateou um fogo... e o japonoca saiu a correr.
Bir insanı elbiseleri ile yargılayamam. Ya siz?
Não pode julgar um homem pela sua roupa, verdade?
- Peki ya basınç elbiseleri?
- E os fatos?
Victor Carroon iki adamı da öldürdü. Basınç elbiselerinden çıkardı ve onları uzay boşluğuna attı. Sonra elbiseleri kasklarıyla tekrar birleştirdi.
Carroon matou aos outros, despiu-os, atirou com os corpos e montou os fatos.
O elbiseleri nereden buldun?
Onde arranjou essas roupas?
Aklımın kalmaması! Şu elbiseleri, şekerleri ve hesapları bir unutabilsem!
Minha mente está tão cheia de vestidos de mulher e... doces, contas, livros...
Gerçek Paris elbiseleri giyerlerdi.
Lembra-se? Tinham lá vestidos de Paris genuínos.
Bu elbiseleri ve bu küçük kiliseyi ve seni seviyorum.
Amo estas roupas, e a igrejinha. E amo-o a si.
Sepet sepet yumurta, sakın beni unutma..... elbiseleri göstermek gerek.
As rosas são vermelhas, as violetas são azuis. Os vestidos têm que ser mostrados.
Şimdi içeri git ve şu ıslak elbiseleri çıkart.
Agora vá para dentro e tire essa roupa molhada.
Al. Üstündeki ıslak elbiseleri çıkarsan iyi olur.
Tire essa roupa molhada.
Korkarım, bu elbiseleri değiştirmek için çıkarttığında, seni seyretmemiz çok doğru birşey olmaz.
Temia que quando se trocasse, não ficaria tão bonita.
Bankayı soyduktan sonra, karım olduğunda, New Orleans'ın en iyi elbiseleri senin olacak.
Assim que assaltarmos o banco, será a mulher mais bem vestida em New Orleans!
Bunlar onun elbiseleri değil mi?
Não é a roupa dela?
Al bunu, sonra sana o elbiseleri alırız. - Gerçekten mi?
Compramos isto e depois as tais roupas.
Eğer yapmamı istiyorsan o belalı elbiseleri giyeceğim eğer benden hoşlanacaksan.
Bem, eu visto o raio da roupa, se quiser, se ao menos gostar de mim.
Elbiseleri bana çok iş çıkarıyor.
Suas camisas vão me dar muito trabalho.
Elbiseleri almanı söyledim George.
Leva as roupas.
Kalan elbiseleri başka zaman alırsınız.
- Vêm buscar o resto depois.
Sizin iş elbiseleri ile geleceğinizi düşündüm.
Pensei que viesse vestido para trabalhar.
Kocanız size bu elbiseleri yolladı.
O seu marido mandou-lhe roupa.
- Ya sen nesin? Eğer odana gelseydim elbiseleri bana bedavaya verirdin.
Se eu tivesse ido ao seu quarto, tinha-me dado os vestidos de graça.
- Eğer elbiseleri çıkartabilirsen daha iyi bakabilirsin
Por que lhe tira a roupa para vermos melhor essas feridas?
Gece Elbiseleri
Vestidos

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]