Etmeyecek misin tradutor Português
589 parallel translation
Beni tebrik etmeyecek misin?
Não me dás um bocadinho de crédito?
Ona veda etmeyecek misin?
Não vai despedir-se dele?
Düello davetini kabul etmeyecek misin?
Não vai aceitar o desafio? É mesmo?
Pes etmeyecek misin peki?
E não o vais fazer?
Bana yardım etmeyecek misin?
Não vais ajudar-me?
Kahinlerin önünde bizimle dans etmeyecek misin?
Não vais dançar perante os xeques?
- Sen yardım etmeyecek misin?
- Não vai ajudar a apanhá-los?
Bize kahve ikram etmeyecek misin?
Oferece-nos um café?
Problemlerinden babana söz etmeyecek misin?
Queres contar-me os teus problemas?
- Dua etmeyecek misin?
- Não vais rezar?
Ichi, bana veda bile etmeyecek misin?
Ichi, nem sequer te ias despedir de mim?
Yardım edecek misin, etmeyecek misin?
Vai ajudar-me ou não?
- Etmeyecek misin?
- Não irá?
Yani şunu itiraf etmeyecek misin, hayatında ilk defa çok insani ve duygusal bir davranış biçimi gösterdiğini kabul etmiyor musun?
Não vai admitir que, pela primeira vez, cometeu um acto emocional puramente humano?
Köylü gencinle dans etmeyecek misin?
Não dança com o seu pretendente?
- Bana teşekkür etmeyecek misin Felix?
- Não me vais agradecer?
Bir şey rica ediyorum, yardım etmeyecek misin?
Pedi-te um favor e não me queres ajudar?
Ve sen, Perchik Bey, tebrik etmeyecek misin?
Reb Perchik, não vai dar os parabéns a ela?
Yaralı adamlara yardım etmeyecek misin?
Não vai ajudar estes homens feridos?
- Bana eşlik etmeyecek misin?
- Também queres mais?
- Dans etmeyecek misin? Hadi.
- Não quer dançar?
Beni masana davet etmeyecek misin?
Não me convidas para sentar?
İlaç alırken kullanmak üzere özel duacılar tavsiye etmeyecek misin?
Não prescreveis orações especiais para quando se tomam os remédios?
Beni içeri davet etmeyecek misin?
Não me vais convidar para entrar?
Pes etmeyecek misin?
Não desistes?
Yardım edecek misin, etmeyecek misin?
Telefonei-te a ti. Ajudas ou não?
- Oturmamı teklif etmeyecek misin?
- Não. - Convide-me para sentar.
- Bizi içeri davet etmeyecek misin?
- Não nos convidas para entrar, Henry?
Beni içeri davet etmeyecek misin?
Bem, vamos fazer aqui ou vai convidar-me a entrar?
Lancelot, bize yardım etmeyecek misin?
Não nos ajudas? Volta para o meio de nós!
- Yardım etmeyecek misin?
Não vai ajudar?
- Teşekkür filan etmeyecek misin?
- Não me agradece?
Veda etmeyecek misin?
Não te despedes?
Ona yardım etmeyecek misin?
Não vais ajudá-lo?
- Devam etmeyecek misin?
- Pare de dar respostas evasivas!
- Yardım etmeyecek misin?
- Não me vai ajudar?
Yardım etmeyecek misin?
Não ajudas?
Beni içeriye davet etmeyecek misin?
Não me vais convidar a entrar?
Okula devam etmeyecek misin?
Vais desistir?
- Beni muayene etmeyecek misin?
- Não me vai examinar?
Alonzo, işini senin yerine yaptığım için bana teşekkür etmeyecek misin?
Alonzo, não me agradece por fazer o seu trabalho?
Yardım etmeyecek misin?
Vocês não vão ajudar?
- Kahvaltı etmeyecek misin?
Não vais tomar o pequeno almoço? Não.
- Beni içeri davet etmeyecek misin?
- Não me convidas para entrar?
Tamir etmeyecek misin?
Não vai consertar ele?
Beni asla terk etmeyecek misin?
E nunca me vais deixar?
Bana yardım edecek misin, etmeyecek misin?
Vais ajudar-me ou não?
İlk gece hiçbir şey hayal etmeyecek misin?
Não imaginará nada na noite de estreia?
Etmeyecek misin?
"Não irá"?
Bana teşekkür etmeyecek misin?
Não me vais agradecer?
Dedene itaat etmeyecek kadar zekiydim. İyi misin?
Ele não tomou o comprimido.