Etmeyeceğim tradutor Português
3,248 parallel translation
Ama bunu kabul etmeyeceğim.
Mas eu não aceito isso.
Sana güvenmiyorum. Tek kelime dahi etmeyeceğim!
Não confio em ti e não te vou dizer nada.
Etrafımdaki insanları kaybedeceğimden korkarak hareket etmeyeceğim.
Não vou ficar com o medo que vou perder as pessoas à minha volta.
Senden başka kimseyi baloya davet etmeyeceğim.
Eu não vou pedir a ninguém para ir ao baile de finalistas.
Hayır, yardım falan etmeyeceğim.
- Não. Não, não vou ajudá-la em nada.
Kardeş Sunny! Kesinlikle sana hiç ihanet etmeyeceğim.
Irmão Sunny, eu nunca o trairei.
Seni küstah. Biz hala kardeşiz, lütfen güven bana. Sana asla ihanet etmeyeceğim.
Confia em mim, por favor, ainda somos irmãos, eu nunca te trairia.
Tekrar etmeyeceğim, Robert.
Não vou dizer outra vez, Robert.
Bunu tekrar etmeyeceğim.
Não volto a dizê-lo.
Tekrar etmeyeceğim.
Não volto a repetir.
Elbette istifa etmeyeceğim.
Obviamente, não vou demitir-me.
Hayır, hayır! Küçük oğluma sik yalayıcı dedi, vajinam hakkında söylediklerini tekrar bile etmeyeceğim.
Ele chamou chupa-pilas ao meu filho mais novo e não vou repetir o que me disse da minha vagina.
Nicky'nin o tabloyu satmasına yardım etmeyeceğim.
Não vou ajudar o Nicky passar esse quadro.
Kıza tecavüz etmeyeceğim!
Não a violarei!
Elbette terk etmeyeceğim.
Claro que não.
- Phil, seninle kavga etmeyeceğim.
- Phil, não vou brigar contigo.
İstifa etmeyeceğim.
Eu não vou renunciar.
Ve ben bunu kabul etmeyeceğim.
E não vou aceitar isso.
Yardım etmeyeceğim.
Não estou ajudar.
Ne kadar uğraşırsan uğraş, senden nefret etmeyeceğim.
Não é por nada... não consegues que não goste de ti.
Ama Hannah gibi kendimi iyi hissetmek için 6 tane pizza sipariş etmeyeceğim.
Mas não vou fazer como a Hannah, encomendar seis pizzas para me sentir melhor.
Bir daha çöp kutusu hakkında kavga etmeyeceğim.
Não vou discutir outra vez sobre o caixote do lixo.
Bundan Bob'a söz etmeyeceğim ama eğer bir daha konu edecek olursan başka seçeneğim kalmaz.
Não vou falar disto ao Bob, mas se voltares a tocar no assunto, não terei alternativa.
Söz veriyorum bu sefer intihar etmeyeceğim.
Prometo que não me vou matar desta vez.
Eğer daha güçlü olduysan, Dünya'yı yok etmeyeceğim.
Ouve, se me conseguires vencer, eu não destruirei a Terra.
Etmeyeceğim.
Não o farei.
Sana ihanet etmeyeceğim.
Não te irei trair.
Bir daha seni rahatsız etmeyeceğim.
Não te vou mais incomodar.
Etmeyeceğim.
Não hesitarei.
Hatta bu olanlar yüzünden bir daha kimseye yardım etmeyeceğim.
Aliás, depois do que se passou, dificilmente volto a ajudar alguém.
Seni asla terk etmeyeceğim. Asla.
Mas nunca te ia deixar, nunca.
İsyana tahammül etmeyeceğim.
Não tolerarei um motim.
Bir daha asla onu görmene müsaade etmeyeceğim.
Nunca mais te vou deixar vê-lo novamente.
Sizi bir daha rahatsız etmeyeceğim.
Não vou incomodá-la de novo.
Hiçbir şeyin olmasına müsade etmeyeceğim. Söz veriyorum.
Não vou permitir que nada aconteça, prometo.
Bir daha yara sürüklenmeme müsaade etmeyeceğim!
Porque se houver uma próxima vez, não penso deixar-me arrastar contigo.
Bu operasyonun parçası olma yetkisini sana kimin verdiğini umursamıyorum, benim tolere etmeyeceğim şey ise müfettiş, memurlarımın sadıklığını sorgulamanıza izin vermektir.
- que não vou mais... - Inspector... Não aceitarei mais o seu colocar em questão sobre a lealdade dos meus oficiais!
Beklenmedik durumlardan dolayı bir süre müşteri kabul etmeyeceğim.
Devido a circunstâncias imprevistas no momento não posso receber clientes.
Ailene bir şey olmasına asla müsade etmeyeceğim. Söz veriyorum.
Não vou permitir que nada aconteça à tua família, prometo.
Pes etmeyeceğim.
Contra todos.
Kızımı öldürmelerine müsaade etmeyeceğim.
Não vou deixar que eles matem a minha filha.
Pes etmeyeceğim.
Não irei desistir.
Seninle mücadele etmeyeceğim. Ne istiyorsan yaparım. Evime, aileme ulaşacağımdan emin olmak istiyorum.
Faço o que quiser, só quero chegar a casa.
" Görevimi her zaman ilk sıraya koyacağım. Yenilgiyi asla kabul etmeyeceğim.
Eu colocarei sempre a missão em primeiro lugar, nunca aceitarei a derrota.
Zor durumdaki arkadaşımı asla terk etmeyeceğim. "
Nunca deixarei um camarada ferido para trás.
Hemen pes etmeyeceğim.
Não vou abrir mão dela sem lutar.
Terk etmeyeceğim.
Nunca.
♪ muamele etmeyeceğim
Como se fosses típico
Beni bir avcı olarak görmenize müsaade etmeyeceğim.
Não vou permitir que se refira a mim como'predador'.
Tam da bu sebepten kız kardeşinizi bulmanıza yardım etmeyeceğim.
E essa... é a razão de não a ir ajudar a encontrar a tua irmã.
Tam da bu sebepten kız kardeşinizi bulmanıza yardım etmeyeceğim.
É o motivo para eu não te ajudar a encontrar a tua irmã.