Fark etmez tradutor Português
4,482 parallel translation
- Fark etmez.
- Não me interessa.
- Fark etmez, her şey olabilir.
Bem, qualquer coisa.
Kimse fark etmez.
Ninguém vai perceber.
Senin için fark etmez mi?
Não vês a diferença?
Bilmiyorum, fark etmez.
Não sei. Qualquer uma.
Ne kadar çabalasan da fark etmez.
Por muito que te esforces.
Fark etmez. Yeter artık baba.
Deixe-a em paz, pai!
Hayır, fark etmez, önemi yok.
Isso não tem importância, não faz mal...
Kim olduğun fark etmez, hiç kimse güvende değil.
Não importa quem és, ninguém está a salvo.
Biz birlikte olduğumuz sürece benim için fark etmez.
Não me importa desde que estejamos juntos.
Artık fark etmez. Ben öldüm sayılır.
De qualquer maneira... sou um homem morto.
Tamam, fark etmez.
Está bem, não importa.
Büyük ya da küçük fark etmez, bu size denizin ortasında bile olsanız senaryonuzun nereye gideceğinde yardımcı olur.
Só ter essa ideia, por pequena ou grande que seja, é uma enorme ajuda quando estiverem à deriva algures no mar, a meio do vosso segundo acto.
Kimse fark etmez.
- Ninguém vai reparar.
Yuvarladım. Fark etmez. Onunla işim bitti.
Não interessa, acabei com ele.
- Fark etmez. Tamam.
Não interessa.
Bir keresinde dediğiniz gibi... Ne kadar soylu da olsa, hiç kimse siz verinceye kadar ne istediğini fark etmez.
Uma vez disse que nenhum homem, por mais grandioso que fosse, sabe o que quer até que o recebe.
Fark etmez.
Não importa.
- Fark etmez.
- Não importa.
Evet, fark etmez bana.
Sim, mas não faz mal.
Neredeyse kimse fark etmez.
Quase ninguém repara.
İnsanlar burada yıllarca yaşar ama fark etmez. Ancak eğer sen sandığım şeysen, bir dakikanı bile almayacaktır.
As pessoas vivem aqui anos e nunca reparam, mas, se não me engano a teu respeito, vais levar menos de um minuto.
Kimse fark etmez sandın ama, ben fark ettim.
Pensaste que não iam perceber, mas eu percebi.
Ölü ya da canlı olmaları fark etmez.
Não interessa se estão mortos.
Fark etmez bana. 3 güzel kadınla oturup televizyon izlemekten memnunum.
Não interessa. Fico feliz em estar com três lindas mulheres, a ver...
Ben zaten cumhuriyetçiyim, fark etmez yani.
Eu também sou Republicano, por isso, não interessa.
Ne cevap verirsem vereyim, fark etmez.
Aquilo que eu disser é irrelevante.
İkisi de fark etmez her türlü sizinle çıkabilirim.
De qualquer maneira vou com isso.
Evet. Latin, yahudi, kurnaz, ibne fark etmez.
Latino, asiático, negro, judeu e gay.
Fark etmez.
Nem sequer interessa.
Gerçek katil kendini Demir Taht'ın önüne atsa suçunu itiraf etse ve suçun reddedilemez kanıtlarını gösterse bile Cersei için hiç fark etmez.
Mesmo que o assassino se lançasse diante do Trono de Ferro, confessasse o crime e apresentasse provas irrefutáveis da culpa dele, isso não importaria para a Cersei.
Zaten fark etmez.
Nem sequer faz diferença.
Bulamasanız da fark etmez. - Çünkü cevabım "evet." - "Evet" mi?
E se não a encontrarem, não faz mal, porque a resposta é "sim".
Eğer hükümet bu konuşmadan bir gün sonra kapanırsa bu konuşmanın bir kelimesi bile fark etmez. Şimdi buna bir yön vermeliyiz.
Se o Governo for paralisado um dia após o discurso, nem uma única palavra do discurso importará.
Fark eder mi? - Hiç fark etmez.
Isso importa?
- Fark etmez.
Não interessa.
- Koşarsak ne kadar hızlı olduğumuz fark etmez...
- Se corrermos, rápido ou não... - Vai directo ao assunto.
- Fark etmez.
- Não interessa.
Şu anda, bölgedeki her iletişim nereden başladığı fark etmez, cep telefonu olsa bile her şey eninde sonunda fiber optik sistemimize giriyor.
Agora, qualquer telecomunicação na região, independentemente da origem, mesmo que seja um telemóvel, acaba por entrar no nosso sistema de fibra ótica.
Fark etmez. Aradığınızda söylemeniz gerekiyor sadece.
Não interessa, só tem de a dizer quando ligar.
- Fark etmez. Artık benimle tanışmalısın.
- Não importa, agora tens de me conhecer.
- Onun için fark etmez.
- Não se vai importar.
"Çoğu adam hazzı bulmak için o kadar acele eder ki... onu bulduğunu aceleden fark etmez."
"A maioria dos homens corre atrás do prazer com tanta pressa que passa por ele sem dar por isso."
Fark etmez, kanındansın.
Não interessa. És do seu sangue.
Fark etmez, cevap hepsinde aynı.
Não interessa. A resposta é a mesma.
Gidon olsun, çarklar olsun. Fark etmez.
Guiadores, carretos, qualquer coisa.
Fark etmez.
Não interessa.
Fark etmez.
- Não interessa.
Kazanmak veya kaybetmek fark etmez.
- Sim.
- Fark etmez.
Isso não interessa.
Fark etmez, tamam mı?
Não interessa.
etmez 34
fark ettim 138
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemişim 21
fark ettim 138
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemişim 21