Galvez tradutor Português
49 parallel translation
Ben Galvez'im, bu da Baykuş.
Eu sou Galvez, este é o "Coruja".
Galvez, Jaime ve Owl.
Galvez, Jaime e Coruja.
Galvez...
Galvez...
- Galvez?
- Galvez?
Birimiz dışarı çıkıp Galvez'i almak zorunda.
Um de nós tem que ir lá ajudar o Galvez.
Robert Galvez, iki yıldır Starkwood'taymış. Önceden özel kuvvetlerdeymiş. Larry'yi bilgilendir hemen.
Robert Galvez, empregado da Starkwood há dois anos, ex-forças especiais.
Galvez'in resmi ve hakkında bildiklerimiz tüm birimlere dağıtılsın. - Anlaşıldı.
Envia a fotografia e a descrição do Galvez para a equipa táctica e distribui pelos outros departamentos.
Adı Robert Galvez.
O nome dele é Robert Galvez.
Galvez konusunda gelişme var mı?
Temos alguma pista no Galvez?
Robert Galvez adında bir Starkwood askeri tüplerden biri ile birlikte kaçtı.
Um operativo da Starkwood chamado Robert Galvez fugiu com uma botija do patogénico.
Anne, bu adam, Galvez, bir Starkwood teknisyeni.
Mãe, este tipo, o Galvez, é um operativo da Starkwood.
Galvez FBI'ın içindeki silahlara ulaşabiliyordu, çalmıştır.
O Galvez tinha acesso a armas dentro do veículo que roubou.
Galvez'e yardım eden herkimse o evlerden birinden yardım alıyor olabilir.
Quem quer que esteja a ajudar o Galvez talvez lhe esteja a fornecer abrigo numa dessas casas.
Galvez'in yanında başkası var mı?
O Galvez está com alguém?
Ben hala Galvez'in bir ortağı olduğunu sanıyorum.
Ainda continuo a pensar que o Galvez tem um parceiro.
Galvez'in ikinci adamı var mıydı? Yoksa o sen miydin?
O Galvez tem um segundo homem ou eras apenas tu?
Kendisi Galvez'in suç ortağı. Düşman olarak kabul edilecektir.
Está a conspirar com o Galvez e é considerado hostil.
Tony başından beri Galvez'le birlikteydi.
O Tony esteve sempre de conluio com o Galvez.
Pusuyu ayarlardı. Sonra da Galvez'i bu bölgeden çıkardı. Aman Allahım.
Montou a armadilha e certificou-se de que o Galvez passava o perímetro.
Galvez tüpü benden saklamaya kalktı.
Galvez decidiu esconder o cilindro.
Galvez'lere benzemiyorsun pek.
Sabe, não tem cara de Galvez.
- Galvez, çatıda mısın?
- Galvez, estás no telhado?
Havaalanına bak, Galvez.
Olha para o aeroporto, Galvez.
Galvez buldu benim için.
O Galvez conseguiu.
- Galvez, az önce ne oldu?
Galvez, o que se passou? Não sei.
Galvez, anlaşıldı mı?
Galvez, diz-me que percebeste.
Pekâlâ hemen Galvez'i çatıya yolluyorum.
Está bem. Vamos mandar imediatamente o Galvez ao telhado.
Galvez, orada mısın?
- Galvez, estás lá em cima?
- Tamam. Hava limanına bak, Galvez.
Olha para o aeroporto, Galvez.
Galvez, her şeyi bulabilir.
Galvez, ele encontra tudo.
Galvez'e haber verdin mi?
Vais falar com o Galvez?
- Galvez.
Galvez.
- Galvez'i gördün mü?
- Viste o Galvez?
- Galvez'den haber var mı?
Há notícias do Galvez?
ben Danny Galvez.
Olá, aqui fala Danny Galvez.
Galvez.
O Galvez.
Danny Galvez.
Danny Galvez.
- Galvez mi? Bu mantıklı mı?
Galvez... faz sentido?
Geçen yıl sızan bilgiler. Galvez'in olması muhtemel mi?
As fugas nestes anos, Galvez?
Galvez, Müslüman.
Ele é muçulmano.
Galvez iki dakika önce ana kapıdan güvenliği geçmiş.
O Galvez saiu pelo portão central há dois minutos.
- İletişim daha iyi olsaydı Galvez'in hastaneye gittiğini bilirdik. - Tabii canım.
- Claro.
İsmi Sebastián Rovira Gálvez.
Chama-se Sebastian Rovira Galvez.
Rovira Galvez, Sebastián.
Rovira Galvez, Sebastian.
Güney Galvez Sokağı sınır.
A Rua South Galvez faz a fronteira.
Galvez, kendini mi yaraladın?
Galvez, tu estás ferido?
Bay Galvez.
Mr. Galvez.
Galvez?
Galvez?