English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ G ] / Gelmiyorlar

Gelmiyorlar tradutor Português

292 parallel translation
Seninle cennete gelmiyorlar mı?
Não consegue levá-Ios para o Céu consigo?
O günden beri gelmiyorlar.
Desde então, não se deram ao incómodo.
Neden buraya gelmiyorlar?
Porque não chegam aqui?
- Eğlenmek için buraya gelmiyorlar.
- Elas não vêm para se divertir.
- Bugün yeme gelmiyorlar.
- Hoje não mordem.
Zora gelmiyorlar.
Cedem mais facilmente.
- Hayır, gelmiyorlar.
- Não, não estão.
Peşimizden gelmiyorlar.
Eles não vêm atrás de nós.
Niye peşimizden gelmiyorlar ki?
Porque não vêm de uma vez?
Niye hala gelmiyorlar?
Por que é que eles não vêm?
Bu tarafa gelmiyorlar bile.
Nem sequer vêm para aqui.
Bölüklerimiz gelmiyorlar.
As nossas tropas não vêm.
Hiç bir araya gelmiyorlar. Hep ayrı kalıyorlar.
Sim, que não se juntem, que fiquem separadas.
Eskiden olduğu gibi artık buraya sık gelmiyorlar.
Já não vêm tantos como costumavam vir.
Beyler gelmiyorlar!
- Ele já pagou. Estamos aqui há duas horas.
Gelmiyorlar.
Eles não vêm.
Gelmiyorlar mı?
Não vêm?
Gelmiyorlar da ne demek?
O que queres dizer, não vêm?
Ruslar gelmiyorlar, değil mi?
Os russos não estão a chegar, não é? Sim.
Ama buraya doğru gelmiyorlar mıydı? Buraya değilse, nereye?
Mas eles não se dirigiram para aqui.
ınan bana, gelmiyorlar.
Porque já se passaram 4 dias. Estou-te a dizer que eles já não vêm.
"Daha sertken gelmiyorlar" Filmi oynat.
É "The Harder They Don't Come". Passa o filme.
Daha sertken gelmiyorlar
Hashishe, irmão. Anda lá, hashishe.
- Gelmiyorlar.
- Não vêm.
Dört gündür gelmiyorlar.
Deixámos de receber há quatro dias.
O günden beri gelmiyorlar.
Nunca mais voltaram.
O yüzden gelmiyorlar.
Por isso não voltaram.
Geri dönüyorlar. Buraya gelmiyorlar!
Eles estão a fugir.
Ne zaman elektrik şirketine işin düşse, asla gelmiyorlar. Ama sen onlara borçlu olsan, söke söke alırlar.
Ainda só passaram 3 dias e porque não lhes paguei a conta... eles cortaram-na...
Benden gelmiyorlar.
Não vêm da minha parte.
Buraya yardım etmeye gelmiyorlar. Buraya bizi babam gibi tutuklamaya geliyorlar!
Eu estava petrificado mas sabia que tinha que fazer alguma coisa.
Sadece gelmiyorlar, buradalar.
Eles não estão só a chegar, eles estão aqui.
Beş katlı bir taş binada oturuyorum. Diğer kiracılar sabah dokuzda işe gidiyor, altıya kadar gelmiyorlar.
É um prédio de cinco pisos em arenito pardo, os outros inquilinos vão trabalhar às 9 : 00 e só regressam às 18 : 00.
Gelmiyorlar.
- Não querem entrar.
- Buraya gelmiyorlar.
- Eles não vêm para aqui.
Pawnee'ler atlarımızı almaya gelmiyorlar. Onlar kan dökmeye geliyor.
Os Pawnee não vêm pelos cavalos, vêm por sangue.
Bizimle gelmiyorlar, değil mi?
Eles não vêm connosco, pois não?
Eski gölgelerin yanına gitmek istiyorum. Artık onlar gelmiyorlar.
Dirijo às sombras antigas.
Seni kurtarmaya gelmiyorlar şu an.
Sabe, eles não vêm salvá-lo.
Büyük köpekler pek kolay gelmiyorlar. İdare etmesi zor.
É difícil encontrar cães grandes... e mais ainda dominá-los.
Savunma için hazırlan ama Yankiler gelmiyorlar.
Agora tenho tempo para me preocupar. Não seria bom para nós se o senhor morresse.
- Gelmiyorlar.
Não virão.
- Gelmiyorlar mı? - Hayır.
- Eles não vêm?
İki kızım da büyükbabalarını ziyarete gelmiyorlar.
As minhas duas filhas nem vêm visitar o avô.
Cumadan önce gelmiyorlar.
- Só voltam na Sexta-Feira.
Niye gelmiyorlar?
Porque não vêm?
Buraya o kadar sık gelmiyorlar.
Eles vêm pouco cá...
- Gelmiyorlar mı?
Eles não vêm?
Bizimle gelmiyorlar.
Eles não vêm connosco.
Gelmiyorlar.
- Vais parar com isso!
Bana hiç ölü gibi gelmiyorlar.
Parecem-me bem mortos a mim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]