Girdik tradutor Português
1,743 parallel translation
Muhtemelen, yerleşim yerinin kalkanla korunan bölgesine girdik.
Provavelmente entramos no escudo do povoado.
- Girdik.
Entramos.
Tamam, hesabına girdik.
Está bem, aqui está :
Birkaç dakika önce karşılıklı silah atışları oldu. Polis ve SWAT timi yerlerini koruyor. Bu gergin direnişin üçüncü saatine girdik.
E apesar de uma troca de tiros há poucos minutos atrás, a polícia e a SWAT mantêm a posição, quando entramos na terceira hora do impasse.
Neden bu kılığa girdik sence?
Porque achas que temos estes uniformes?
İşte oldu. girdik.
Aí está. Já entrámos.
Az önce Kuzey Kore sularına girdik..
Acabámos de entrar em águas norte-coreanas.
Dartlarımız indirdik ve hiçbir direnişle karşılamaşdan içeri girdik.
Pousamos os dardos e entramos sem sermos incomodados.
Şimdi eğer yanlışsam beni düzelt, ama bildiğim kadarı ile Trey'den sonra uzun süren bir Volchok dönemine girdik.
Agora, corrige-me, se estiver errado, mas penso que fomos do Trey a um longo período Volchok. Sim.
" Türbülansa girdik ve düştük.
" A turbulência atingiu-nos e despenhámo-nos.
Sürücü öldüğüne göre çıkmaz yola girdik.
O motorista morto nos leva a um beco sem saída.
Yani, dediğin gibi çıkmaza girdik.
Bem, é como disseste, um beco sem saída.
Tırmanma duvarındaydık. Küçük bir iddiaya girdik.
Estávamos nesta parede de alpinismo e ela fez uma aposta.
Sonunda ikinci yıl da aynı sınıfa girdik.
Finalmente começamos a frequentar a mesma escola secundária.
Niye sorguya girdik?
Por que temos de acabar num interrogatório?
Bence ikimiz de bunun geleceği olmadığını bildiğimiz için bu ilişkiye girdik.
Acho que nos envolvemos porque sabíamos que isto não tinha futuro.
- Tanrım, hiç değilse içeri girdik.
Pelo menos conseguimos entrar.
- Hiç değilse içeri girdik.
- Pelo menos conseguimos entrar.
İçeri girdik ama kimse yoktu.
entramos e não tinha lá ninguém.
Arkadaşım Kyle'ı görmeye gidiyorum çünkü bir iddiaya girdik, masal cininin gerçek olduğunu kanıtlarsam taşaklarımı yalayacaktı
Eu estou indo visitar meu amigo Kyle Porque nós fizemos uma aposta e se provasse que gnomos existem Ele chuparia meu saco!
Bu çocukla iddiaya girdik Masalcinini gösterirsem, taşaklarımı yalayacaktı!
Esse garoto aí fez uma aposta. Se eu provasse que tinha visto um gnomo... Ele chuparia meu saco..
Beğenin ya da beğenmeyin Dan'le beraber aynı yatağa girdik.
Portanto, quer gostem ou não, temos todos que nos deitar na mesma cama.
- Sadece kapınızdan girdik sizi rahatsız edecek bir şey yapmadık.
- Saltámos o teu portão, não é... Não nadámos na tua piscina.
Buraya geldi... İçeri girdik.
Ela entrou...
Kafaları kaldırın. Hedefe girdik.
Mostra o radar, estamos perto.
- Viraja girdik.
- Estamos numa curva.
Yerini tespit ettik ve çatışmaya girdik.
Tivemos um contratempo com ele e trocámos uns tiros.
Hatalı bir hamle yaptım ve 6 metrelik bir çukura girdik.
e eu errei ao dar uma curva e fomos por uma ravina de seis metros.
Lanet olsun, bir alışveriş merkezine bile arabayla girdik.
Conduzimos através de um centro comercial, pelo amor de Deus
Dinle, arkadaşım ve ben, istemeyerek evinize girdik.
Ouve, o meu amigo e eu viemos ter à tua casa por acidente.
Tuhaf, yaşlı insanlara bakmak için içeri girdik.
Entramos e vimos todos estas pessoas estranhas...
Senin sayende ilk kez mutfaga girdik.
Deste-nos uma desculpa para usar a cozinha pela primeira vez.
Aslında buraya nasıl girdik yada nerdeyiz emin değilim.
Na verdade, não tenho a certeza de como aqui chegámos ou de quem somos.
Yavaşça içeri girdik.
Entrámos muito lentamente...
Ramon'la o eve omuz omuza girdik.
Quando o Ramon e eu entramos nessa casa, estávamos ombro a ombro.
Odaya gizlice girdik.
Invasão de propriedade.
Verilerimizi gözden geçirmek için bir sürece girdik ve senin düşüncelerini de araştırma hedefimizde görmeyi çok isteriz.
Estamos a actualizar o nosso equipamento, E agradecemos o teu contributo para os nossos objectivos de pesquisa.
geçici paradokslar yarattığımız konusunda tartışmalara girdik... zamanda geri gidilebileceği konusu gibi ve büyükbabnızı öldürebileceğiniz gibi.
Havia um grande debate sobre a criação de paradoxos temporais... Como se você voltasse no passado e matasse seu avô ou algo assim.
İçeri girdik ve onlara söyledim.
Fomos, e eu disse-lhes.
İçeri girdik, ve ardından Dünya Ticaret Merkezi'nin en yüksek ve meşgul katındaydım.
Tínhamos acabado de ir para lá, e eu trabalhava naquele que era o último piso ocupado nas duas torres.
Onlarla bir haftalık yiyeceğine bahse girdik.
Apostamos um suprimento de uma semana de taffla como diziamos a verdade. Viste?
Tamamdır beyler. Resistan, Mars'a girdik.
Bem rapazes, resistam, entramos na atmosfera marciana.
Bir ara sokağa girdik, bir buçuk adam boyunda dar bir sokaktı.
Entrámos numa viela, uma viela muito estreita... Da largura de um homem e meio.
Bir şey bulmak için Guy'nin odasına girdik, sonra bir kutu bulduk, açtığımızda Sarah ve benim üstüme bir şey saçtı.
Invadimos o quarto do Guy para tentar descobrir alguma da sua pesquisa, e encontrámos uma caixa, mas quando a abrimos, borrifou uma coisa para cima da Sarah e de mim, portanto quando tu nos viste aos dois
- Biraz önce otele girdik.
- Já entramos no hotel.
Ben ve Dr. Brennan daireye girdik ve bir kan gölü bulduk.
A Dra. Brennan e eu entrámos em casa dela e vimos uma poça de sangue.
Girdik.
Entramos.
Girdik.
Entrámos!
Bunun yerine, boş bara girdik bir şişe şampanya açtım ve...
Podemos saltar essa parte, está bem? Continua.
Dün gece ilişkiye girdik.
Fizemos sexo ontem à noite.
- Girdik.
Entrámos.